Türkiye neden geri kalmaya mahkum?

Geçen gün “Unbroken” adlı bir film izledim.

Haberin Devamı

(Filmin sonunu söylemek zorundayım. Filmi izlemediyseniz, uyarayım. Ama bence sonunu söylesem de filmin tadını bozmaz.)

Film, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya’ya esir düşen Amerikalı olimpiyat sporcusu Louis Zamperini’n hikayesini anlatıyor.

Esir Amerikan askerleri Japon kamplarında çalışırken, savaşın bittiği haberi geliyor.

Askerler sevinç çığlıkları atıyor. Evlerine dönebilecekler.

Bu sırada, Amerikan uçakları esir askerler için kampa havadan büyük bohçalar bırakıyor.

Sizce bu bohçaların içinde ne vardır?

Tabii ki yiyecek ve kıyafet.

Ama bu kutuların içinde bir şey daha var:

Kitap.

Amerika, savaş kampında ölüm kalım savaşı veren askerlerine öncelikli olarak kitap gönderiyor.

Düşünebiliyor musunuz? Okumak bu kadar önemli.

DİZİLER

Haberin Devamı

Aynı şekilde “The Shield” adlı bir polisiye dizi izliyorum. Kötü polis rolünü oynayan karakter, eve geliyor ve eşi ona kızgın bir tonla şöyle diyor; “Biraz eve erken gel lütfen. Çocuklar senle kitap okumayı özlediler.”

Senaristler, en azılı gangster filmine bile bu toplumsal mesajları yerleştiriyor.

Bizim dizilerin çoğunda hiç sosyal içerik bulamazsınız. Bizim dizilerde kitap okuyan karakter de göremezsiniz. Bunları dert edinen politikacı da bulamazsınız.

Peki, Amerika ve Avrupa neden okumayı özendiriyor?

BİLİM DEVRİMİ


18. yüzyılda gemiler okyanuslara açılıyor ama korkarak. Çünkü denizcilerin çoğu yolculuk sırasında hastalıktan ölüyor (16. ve 18. yüzyıl arasında 2 milyon denizcinin hastalıktan öldüğü tahmin ediliyor.).

İngiliz Kaptan James Cook bu sorunu çözmek istiyor. Ne yapıyor?

BİLİM

Bilime başvuruyor. Bilim insanı James Lind’in araştırmasından öğreniyor ki ölümlerin sebebi, C vitamini eksikliği.

Bu araştırma üzerine gemiye bolca sebze ve meyve alıyor.

Böylece hiçbir denizci yolculukta ölmüyor. Böylece İngiltere deniz aşırı yerlere kolayca yolculuk yapabiliyor.

Bakın, bir bilimsel bulgu tarihi nasıl değiştiriyor. İngiltere, üzerinde güneş batmayan ülke oluyor.

BİLİM İNSANI

Haberin Devamı

Bu bilimsel keşiften sonra, bilim insanlarının rolleri daha da önem kazanıyor. Bilim insanı olmadan hiçbir yolculuk yapılmıyor.

Örneğin, Napoleon Mısır’ı fethetmeye gittiğinde yanında 165 bilim insanı götürüyor.

1831’de İngiltere, Güney Amerika’ya gemi gönderdiğinde gemiye birçok bilim insanı koyuyor. Bunlardan bir tanesi de Darwin. Darwin de evrim teorisiyle tarihi değiştiriyor.

HARİTALAR

Bilimin önemi, haritalara da yansıyor.

Avrupa eskiden aşağıdaki birinci haritayı kullanırken, bilimin verdiği merakla ikinci haritayı kullanmaya başlıyor.

Türkiye neden geri kalmaya mahkum

Türkiye neden geri kalmaya mahkum

Bu haritalar nasıl bir mesaj veriyor?

Birinci harita, tüm dünyayı biliyoruz; ikinci harita “Hala bilmediğimiz çok yer var. Hadi, keşfedelim.” mesajı veriyor.

Haberin Devamı

Avrupa haritalarını değiştirerek, bilimin ve keşfin önünü daha da açıyor.

BİLİM MERKEZİ BAĞDAT

“Sora sora Bağdat bulunur.” ya da “Yanlış hesap Bağdat’tan döner.” deriz.

Neden?

Eskiden Bağdat bilimin merkeziydi.

“Yanlış, bilimden döner.” ve “Sorgulayarak doğru bulunur.” mesajları vardı.

Bağdat’ın yerini, Avrupa almaya başladı.

BİLİMİN ÜSTÜNLÜĞÜ

18. yüzyılda dünya ekonomisinin %80’ini Çin ve Hindistan yönetirken, bilim sayesinde Avrupa ve Amerika dünya ekonomisini yönetmeye başladı.

Günümüzde Amerika ürettiği basit bir kalemi 1000 katı fiyatına satarken, biz 10 katı fiyatına ancak satabiliyoruz. Neden? Çünkü o kalemde sayısız patent var, teknoloji var, marka var.

Haberin Devamı

Bizde ne var? Vasıfsız üretim. Bu eğitim sistemiyle bu iş zaten olmaz.

Onlar sürekli okumayı ve bilimi özendiriyor. Çünkü bilim olmadan gelişim olmaz.

Kısacası, biz bilime önem vermedikçe, ne insanca yaşayabiliriz ne de güçlü bir ekonomi olabiliriz. Geri kalmaya mahkum oluruz.

Acilen politikacıların buna kafa yorması gerekiyor.

NOT: Haritaları ve verileri Yuval Noah Harari’nin “Sapiens: A Brief History of Human Kind” adlı kitabından aldım.

Yazarın Tüm Yazıları