Neden her obez şeker hastası değil?

 Fazla kilolar, özellikle karın-göbek bölgesinde biriktiğinde insülin direnci, metabolik sendrom gibi sağlık sorunlarını da beraberinde getirir.

Haberin Devamı


Şişmanlığın gizli veya açık şeker hastalığı ve onunla ilişkili kalp krizi, damar sertliği, inme gibi hastalıklara yol açma ihtimali ise bir hayli yüksektir ve fazla kiloluların yüzde 80’i bu gibi sağlık sorunlarıyla er ya da geç tanışır.
Kısacası, kilolu olmak mutlaka şeker hastası olmak anlamına gelmez ama fazla kilolu ya da obez birinin şeker hastalığına yakalanma ve kalp-damar veya beyin, göz, böbrek sorunu yaşama ihtimali çok yüksektir.
Fazla kilolu, bel çevresi geniş, ensesi kalın birinde süreç önce “hiperinsülinemi” yani aşırı insülin salgılanması ile başlar, bunu bir süre sonra insülin direnci takip eder.
Tedavi edilmeyen insülin direncini ise önce gizli diyabet, sonra da şeker hastalığı izler.
Konuya ilişkin pek çok soru var. Onlardan bazılarının yanıtlarını aşağıda bulacaksınız.

Haberin Devamı

Bunları biliyor musunuz?

◊ Yaşlanma ile beraber metabolik hız yavaşlamaya, tiroit bezi daha az çalışmaya başlıyor. Bununla beraber hücrenin şekeri içine alması ve kullanması da zorlaşıyor. Yani yaşlanmanın bizzat kendisi insülin direncini davet eden bir süreç.
◊ Pankreas şekerin daha az kullanılmasına tepki vererek daha fazla insülin salgılamaya çalışıyor. Ancak hücrelerdeki insülin reseptörleri artan insüline cevap vermiyor. Kullanılmayan insülin kanda birikiyor. Bir test yapıldığında kanda hem daha fazla insülin hem de daha fazla şeker olduğu görülüyor. Bu, yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan Tip2 diyabettir.
◊ Artan insülin bir yandan kanda dolaşan serbest yağ asitlerini hızla dokulara sokarken, bir yandan da bunların karın bölgesinde birikmesine yol açıyor.
◊ Yağ adeta, “Daha fazla yağ biriktirmek istemiyorum, daha fazla insülin istemiyorum” der gibi insüline olan duyarlılığını azaltarak kendini koruyor. Ancak insülindeki bu artış atardamarlarda pıhtılaşma faktörlerinin düzenini bozuyor, bu faktörlerin bir tehlike karşısında normalden daha fazla pıhtı oluşturmasına yol açıyor.
◊ Kanda dolaşan fazla miktardaki insülin ve şeker, kolajen gibi proteinlere yapışarak fonksiyonlarının bozulmasına neden oluyor. Bu da cildin ve damarların yaşlanması anlamına geliyor. Ayrıca şekerin girdiği birçok kimyasal tepkime sonucunda ortaya çıkan atıklar sinir hücreleri, böbrek ve gözlere zarar veriyor.

Haberin Devamı

Omega-3 takviyesine gebelikten önce başlayın

Beynin yüzde 60’ı yağ. Bunun büyükçe bir bölümünü de omega-3 yağ asitleri oluşturuyor. Anne karnında gelişen bebeğin bol omega-3’e ihtiyacı var. Özellikle beyin gelişimi için omega-3 yağ asitleri adeta birer “olmazsa olmaz!” fonksiyon görüyorlar. Bu nedenle hamilelere omega-3 takviyesi şart!
Bu takviyenin gebelik başlamadan devreye sokulması ise en doğru olanı. Aynı takviyeyi emzirme döneminde de devam ettirmek lazım.

Kalıtımsal özelliği olan, hangi şeker hastalığıdır?

Tip1 şeker hastalığında pankreas insülin üretemez. İnsülini yapan sistem, ya doğuştan ya da nedeni açıklanamayan bir nedenden bağışıklık sisteminin saldırısına uğrar. Bu saldırı insülin üreten sistemi mahveder ve pankreas insülin üretemez duruma gelir.
Sonuçta, insülin
enjeksiyonları ile karbonhidrat metabolizmasının işlevlerini dışarıdan desteklemenin gerekli olduğu bir tablo ortaya çıkar.
Tip2 şeker hastalığı ise farklıdır. Her şeyden önce kalıtımsal bazı özellikler taşır.
Aile bireyleri arasında şeker hastalığı, glikoz tolerans bozukluğu ya da reaktif hipoglisemi tanısı ile izlenenler, insülin direnci olanlar vardır.
Bir sonraki kuşakta dengesiz ve kötü beslenme, hareketsizlik gibi yanlış seçimler bu sağlık sorunlarının ortaya çıkmasını kolaylaştırır.

Haberin Devamı

Doktorum HbA1c’nin önemli bir tetkik olduğunu söyledi, doğru mu?

Öncelikle şu düzeltmeyi yapalım: HbA1c, kan şekeri ölçümü değildir. Kan şekeri düzeyi ile koşut olarak alyuvarlarda oluşan bir tür proteinin kan seviyesinin ölçümüdür.
Alyuvarların ortalama yaşam süresi 120 gün olduğu için HbA1c 8-12 haftalık ortalama şeker düzeyi hakkında bilgi verir. Yani, HbA1c sayesinde 3 aylık şeker düzeyiniz hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Şeker hastalığını izlemede altın standart olarak kabul edilen HbA1c, normal kişilerde yüzde 6’nın altında, hatta yüzde 5 civarındadır. Şeker hastaları için ise hedef yüzde 6.5 ve altına inmektir.

İnsülin direnci problemim var, düşük kalorili bir diyet yeterli olur mu?

Haberin Devamı

Hayır, önemli olan nokta düşük kalorili değil glisemik yükü az olan yani insülin direncini kırmayı başaran özel bir diyeti uygulamak ve bu beslenme tarzını, bundan sonraki hayatın da beslenme modeli haline getirmektir. Aksi halde kandaki insülin seviyesi düşmez. Düşse de yeniden artar ve insülin direnci sorunu bir kez daha patlar. Kandaki insülin değeri azalmayınca da hem kilo vermek çok zorlaşır, hem de verilen kilolar kısa sürede geri alınır. Kısacası burada da insülin salgılanmasını tahrik etmeyen bir beslenme tarzının öğrenilip içselleştirilmesi esastır.

İnsülin direncine karşı krom kullanabilir miyim?

İnsülin seviyesini azaltmak için kromdan faydalanmak mümkün. Günde 200-400 miligram kromium pikolinot desteği faydalı olabiliyor ama kromun gücünü abartmamak lazım. Tarçının da insülin direnci üzerinde olumlu etkisi olduğu biliniyor. Tarçın, insülin kullanımını kolaylaştırıyor ve insülin şeker dengesini iyileştiriyor. Uzmanlar istenen etki için günde 2-3 çay kaşığı toz tarçının yeterli olduğunu belirtiyor. Siz yine de doktorunuzun düzenleyeceği tedavi planına uyun. Kromu da, tarçını da sadece “destek” olarak düşünün.

Haberin Devamı

İnsülin direncine karşı en etkili ilaç hangisi?

İnsülin direncine karşı en etkili yardımcı ilaç metformindir. Akarboz ve glitatoz da sık kullanılan reçeteli ilaçlardır. Metformin bunlar arasında en popüler olanıdır. Ama sakın bu ilacı gelişigüzel kullanmaya kalkmayın.
Her ilaç gibi bu ilacı da ancak doktorunuz önerdiğinde ve doktorunuzun gözetimi altında kullanabilirsiniz.
Metforminin kime, hangi dozda, ne süre ile verilebileceğine komşunuz, arkadaşınız değil, sadece doktorunuz karar verebilir.
Metformin bir zayıflama ilacı filan da değildir!

 

Yazarın Tüm Yazıları