Mitokondrilerinize iyi bakın

“Yaşlanma uzmanları” biyolojik yaş ve yaşlanma hızının temel belirleyicisinin mitokondriler olduğu düşüncesindeler. Onlara göre genç ve dinç kalmak isteyen herkes mitokondrilerine çok iyi bakmalı.

Haberin Devamı

Sağlam ve sağlıklı mitokondrilere sahip olmak her yaş için mühim bir ayrıcalık.
Güçlü, kuvvetli ve sağlıklı biri olabilmek için mitokondrileri aktif, zinde ve sağlıklı tutup zehirlememek, toksinlerle boğup yormamak, işlevlerini bozmamak, kısacası onları vaktinden evvel yaşlandırmamak gerekiyor.
“Yaşlanma uzmanları” biyolojik yaş ve yaşlanma hızının temel belirleyicisinin de mitokondriler olduğu düşüncesindeler. Onlara göre genç ve dinç kalmak isteyen herkes mitokondrilerine çok iyi bakıp onları genç ve dinç tutmanın bir yolunu bulmalı, onları koruyup kollamalı.
“Peki nasıl başlanacak bu mühim görev hocam?” diyorsanız aşağıdaki kutuyu dikkatle okuyun, hatta okumakla da kalmayıp ezberleyin.

Mitokondri nasıl güçlendirilir?

Yüksek kalorili beslenme, aşırı şeker tüketimi, çevresel toksinler, trans yağlar, hareketsizlik, insülin direnci ve kan şekeri yüksekliği mitokondrilerin en büyük, en tehlikeli düşmanları. Buna karşılık siyah üzümde bulunan resveratrol pek çok gıdadan kolayca temin edilebilen alfa lipoik asit, CoQ10, B2 ve B3 vitaminleri ise mitokondrilerin en güçlü destekçileri.
Bedeninize daha çok “kaliteli protein” kazandırıp daha az rafine karbonhidrat (un, şeker) yükleyebilir ve bu iki güzel alışkanlığı düzenli egzersizle destekleyebilirseniz, mitokondrileriniz daha sağlıklı oluyor.
Alfa lipoik asit, CoQ10 ve karnitin ile B grubu vitaminler ise mitokondrinin en çok hoşlandığı besin destekleri.
Mitokondrilerimize iyi bakmalıyız! Bunun yolu ilk planda her gün 30-40 dakika tempolu yürümek ve haftada 2-3 defa direnç egzersizi yapmaktan geçiyor. Kaslarımızı korumak, kas kaybını önlemek, mümkünse de yeni kas dokusu kazanmak daha çok ve daha güçlü mitokondriye sahip olmanın en etkili yoludur.
Zira mitokondrilerden en zengin dokumuz kas dokusudur. Mitokondrilere yapılabilecek bir başka yardım da onları coenzym Q10 (ubiquinol) ve glutatyon ile güçlendirmektir.

Haberin Devamı

Burun kanamasının ilk 10 nedeni

1- Kan sulandırıcı ilaçlar
2- Burnu sert ve dikkatsiz temizleme
3- Kan basıncının aşırı ve hızla yükselmesi
4- Burun içindeki enfeksiyonlar
5- Buruna gelen darbe ve travmalar
6- Kanama ve pıhtılaşma bozuklukları
7- Ortam havasının kuruluğu
8- Burun kemiğindeki yapısal bozukluklar
9- Kanı sulandıran ginkgo, ginseng gibi bitkisel destekler
10- K vitamini eksikliği

Haberin Devamı

HDL kolesterol seviyemiz kaç olmalı?

Damarlarda biriken kolesterol birikimlerini toplayıp yeniden karaciğere taşımakla görevli olan HDL kolesterol, iyi kolesterol olarak da bilinir. HDL damarları temizler. Plak oluşumunu engeller. HDL kolesterolün yüksekliği değil düşüklüğü, yani azlığı problemdir. Eğer HDL kolesterolünüz 50 mg’ın üzerindeyse içiniz rahat olsun. 35 mg ve altındaki değerlerin ise riskli olduğunu unutmayın. 35-45 mg arasındaki değerleri de sınır değerler sayın. HDL kolesterolü azaltmak da, artırmak da pek kolay değildir. Sigara içenlerde, kilo alanlarda, trigliserid yüksekliği olanlarda, hareketsiz bir hayat tarzı sürenlerde iyi kolesterol seviyeleri azdır. Bununla birlikte bunların hiçbirisi genetik faktörler söz konusu olmadıkça tek başına iyi kolesterolünüzü 35 mg’ın altına indiremez. HDL’nizi artırmak istiyorsanız sağlıklı bir kiloya inmeli, sigarayı bırakmalı, egzersiz çalışmalarınızı yoğunlaştırmalısınız.
B grubu vitaminlerden Niasin’in az miktarda da olsa HDL kolesterolü artırabileceği bilinmektedir. Bu önlemlerle de HDL kolesterolünüzde en fazla 10-15 mg’lık bir artışı başarabileceğinizi hatırlatalım.

Haberin Devamı

Magnezyum kazanın!

Magnezyum zengini besinler, mesela kabak-ay çekirdekleri, mesela ceviz, fındık, badem mesela bakliyat gurubu, mesela yeşil yapraklı sebzeler. Hepsi çok önemli. Bunları düzenli yerseniz takviyelere bile gerek yok.
Ayrıca o takviyeleri kimlerin, ne zaman, ne dozda, nasıl, ne kadar süre kullanacağına da siz değil doktorunuz karar vermeli. Her magnezyum takviyesi herkese uymaz yani iyi gelmez fayda vermez Bu da iyi bilinmeli...

Yatağa tok girmeyin

Yatağa dolu mide ile girmek reflüye, gastrite davetiye. O besinleri siz uyurken sindirecek
karaciğer ve pankreas için de işkence.
Bitmedi, tok karna yatmak uykunuza da en kötü eziyettir. Akşam yemekten sonra su ve şekersiz çay dışında bir şey yiyip içmemek ve yatağa aç karnına girmek ise kilo dengesine en güzel, en kıymetli hizmettir.

Yazarın Tüm Yazıları