Paylaş
Ama ne var ki hastalıklar özellikle kronik hastalıklar (şeker hastalığı, kalp damar hastalıkları, nörodejeneratif hastalıklar ve kanserler...) daha 50’li 60’lı yaşlarda bu uzayan ömrün başına bela olabiliyor. Yani ömür uzaması ile sağlıklı yaşam uzaması eşdeğer değil. Neticede de çoğu insan haklı olarak yaşlılığını dinginlik ve keyifle sürdürmek yerine kronik hastalıklarla boğuşarak geçiriyor. Size iyi bir haberim var: Sensör tıbbı ve benzeri gelişmeler bu konuda bize çok yardımcı olacak. Zira tıp adeta kabuk değiştiriyor. Nasıl mı?
BANA GÖRE
TIP ÖZLERİNE GERİ DÖNÜYOR
Tıp yeniden özlerine geri dönüyor. Binlerce yıldır yaptığı gibi “hastalık teşhis ve tedavisi odaklı” tıbbın yanına yeniden “sağlığı koruma ve daha da güçlendirme odaklı” geleneksel tıp da yavaş yavaş ama yeni atılımlarla, yeni teknolojilerle monte ediliyor. Bu ikili yaklaşım bilelim ki en doğru sağlık yaklaşımıdır. Sağlıklı hayat hedefimizi oluştururken önceliği, başlangıç noktamızı, sağlam ve dürüst bir şekilde “koruyucu ve güçlendirici” sağlığa vermeli ve bu arada tabii ki hastalıkların erken teşhisi ve eksiksiz tedavisi konusunda da elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Ama tekrar altını çizmek isterim ki özellikle yaşlılıkla ilişkili kronik hastalıklar söz konusu olduğunda önceliği tedaviye değil, önlemeye vermeliyiz. Günümüz tıbbındaki bazı iyi değişimler bize bu olanağı sağlıyor. Söz konusu olanakların başında da “SENSÖR TIBBI” var. Sensör tıbbın tanımı bana ait bir kavram onu da bir kenara not edelim.
İYİ HABER 1
SENSÖRLERLE DONATILDIK DONATILIYORUZ, DAHA DA DONATILACAĞIZ
Gelişmiş teknoloji kişiler hakkında her zamankinden daha fazla veri toplamamıza olanak sağlıyor. Teknoloji sayesinde kişiler sağlık ve hastalık durumunda ‘KİŞİSEL BİYOBELİRTEÇ’lerini daha iyi izleyebiliyor. Bu muhteşem bir gelişme. Daha da önemlisi yapay zekâ ve diğer teknolojik gelişmeler, bedenimizle ilgili muazzam bir ‘VERİ BOLLUĞU’ oluşturuyor. Örneğin, ‘KALP HASTALIĞI RİSKİMİZ’ hakkında muazzam bir biyobelirteç zenginliğine sahip olma yolundayız. Diğer taraftan ‘kan dolaşımına enjekte edilen mikroskopik biyoaktif parçacıklar’ aracılığıyla kalp hastalıklarının teşhis ve tedavisini sağlayabilecek ‘NANOTEKNOLOJİK TEDAVİ OLANAKLARI’ da yakında devreye girecek gibi görünüyor...
İYİ HABER 2
KİŞİYE ÖZEL BİR ‘HASSAS SAĞLIK ANLAYIŞI’ GELİYOR
Biyoteknoloji, nanoteknoloji, yapay zekâ, sağlığa ve hastalıklara analitik bir mühendis aklıyla yaklaşım ve farklı teknolojik alanlardaki gelişmeleri sağlık ve hastalık için de kullanmak günümüz tıbbının en önemli avantajlarından biri olma yolunda. Örneğin bileğimizdeki akıllı saatler bu nedenle birer “sağlık sensörleri” haline geldi. O saatler sayesinde kalbimizin nasıl çalıştığını takip edip ölümcül bir ritim bozukluğunu (atrial fibrilasyon) anında görebiliyor, hatta doktorumuzla da paylaşabiliyoruz. Bedenimizin oksijen içeriğini, nabız hızımızı, kan basıncımızı istediğimiz an ölçüp kaydedebiliyor, sağlığımızı izleyen doktorumuzla da paylaşabiliyoruz. Gece kaç saat uyuduğumuzu, derin uyku süremizi, uyku bölünmelerimizi, horlamamızı, uyku apnesi ataklarımızı da yine o akıllı saatler sayesinde izlememiz mümkün. Akıllı saatler ateşimizi ölçebiliyor. Günlük kan basıncı değişikliklerimizi de bizi izleyen sağlık sistemleriyle o saatler sayesinde paylaşabiliyoruz. Dahası var...
İYİ HABER 3
YÜZÜKLER BİLE AKILLANDI
Sensör tıbbındaki avantajlarınız sadece “AKILLI SAAT”lerle de sınırlı değil. Parmağınıza takabileceğiniz “AKILLI YÜZÜK”lerle de “sensör tıbbı şemsiyesi” altına girebilirsiniz. Zira o yüzüklerle de nefes sayınızı, nabzınızı, oksijeninizi, kan basıncınızı, uyku sürecinizi ve daha pek çok şeyi güvenli bir şekilde ölçebilir ve izleyebilirsiniz. Dahası var... “SÜREKLİ GLİKOZ İZLEME” olarak bilinen teknolojiden faydalanarak “metabolik sağlığınızı” da takibe almanız mümkün. Bu teknoloji sayesinde bireysel metabolizmanızı kendiniz takip edebilir, belirli bir yeme düzenine metabolizmanızın nasıl tepki verdiğini gözlemleyip beslenme planınızda hızlı ve akıllı değişimler yaparak kilo sorunundan, insülin direncinden korunabilir diyabetinizi dengeleyebilirsiniz.
ÖZETİ ŞUDUR
SENSÖRLER ARTTIKÇA SAĞLIĞIMIZ GÜVENCE KAZANACAK
Tıpkı şu anda kullandığımız otomobiller gibi çok sayıda giyilebilir ve takılabilir sensörlerle yüklü giysiler ve takılar sayesinde bedenimizin sağlıkta ve hastalıkta nasıl işlediğini daha rahat ve doğru takip edebileceğimiz yeni bir sensör tıbbı çağına girdik. Yakında daha pek çok fiziksel ve kimyasal sağlık sensörüne sahip olacağımız kesin. Ve biz bu sayede “daha az kaza yapan” hatta “kendi kendine giden” arabalar gibi daha az hastalanıp daha sağlıklı kalan, gerektiğinde de hastalıklara bugünkünden çok daha erken tanı koyan muazzam bir sensör gücüne sahip olacağız. Kısacası teknolojideki değişimler muazzam ve şaşırtıcı, yeter ki biz “TIBBİ AHLAK”taki tarihsel kurallara ve kavramlara sahip çıkmaya “TIBBİ DEONTOLOJİ”den zerre taviz vermemeye devam edelim. Ve yeter ki biz teknolojideki bu olumlu devrimlere uygun “zihniyet devrimleri”ne de sahip çıkmakta kıskanç davranmayalım.
Paylaş