Ve rekorla kapattı

Opera sanatçısı Hakan Aysev, bir röportajında “Öğrencimle gurur duyuyorum. Çok iyi bir tenordur aslında ve Türk operasının büyük bir kaybıdır” demişti Tan Taşçı için.

Haberin Devamı

Nadide bir sesi var Tan’ın.

Bunun kanıtını bu sene Harbiye Açıkhava’da gördük. Pazar akşamı, Tan’ın 16’ncı ve son konserine gittim.

Önemli bir gündü. O gün sahneye çıkarak Tarkan’ın 15 konserlik Harbiye rekorunu kırdı Tan.

Aylar süren konser maratonu yormuş Tan’ı, çok hastaydı.

Sağlıkçılar kapıda bekliyor, Tan’ı sahneye hazırlamak için çaba harcıyorlardı. Konserin ilk bölümünde belliydi o rahatsızlık.

Fakat ikinci bölüm bambaşka bir Tan çıktı sahneye. Hiç belli etmedi hastalığını. Çok saygılıydı seyircisine.

2.5 saatlik konserin her dakikasında büyük bir minnetle baktı onu izlemeye gelenlere. Kolay iş değil, arka arkaya verilen konserlerde Harbiye gibi büyük bir alanı herkes dolduramaz.

Sanırım bu işin büyüsü, Tan’ın sahnede, kendi yazdığı şarkılar dışında başka bir şarkı söylememesi. Aslında buna gerek duymama ‘keyfi’.

Haberin Devamı

O şarkılar herkesin bir şekilde zihnine yerleşmiş olduğu için tüm şarkılara eşlik etti seyirciler.

Konserin son ve en fazla reaksiyon alan şarkısı, son dönemde gündemde olan “Yalan” oldu.

Tan belki de ufak endişelerle başladığı Harbiye macerasını büyük bir gururla noktaladı.

‘Date’im var öpüyorum

Son zamanlarda çok sık adını duyduğumuz Selin Ciğerci, ilginç paylaşımlar yapmaya başladı. Eşinden ayrıldıktan sonra sürekli bir mesaj gönderme derdinde sanki.

Hafta sonu “Date’im var, öpüyorum” mesajıyla paylaştığı fotoğrafını gördüm. Aynı dakikalarda eski eşi de yeni kız arkadaşıyla gazetecilere yakalanmış.

Arkadaşlar...

Madem birbirinize böyle göndermeler yapacaktınız...

Madem sürekli aynı mekanlara gidip eğlenecektiniz...

Madem kendinizi magazin figüründen ‘irite figürüne’ çevirecektiniz...

E boşanmasaydınız!

Kafamda çok acayip sorular var.

Acaba ‘emekli bir mankenin’ Selin Ciğerci ve boşanmasıyla ilgili iddiaları doğru muydu diye düşünmeden edemiyorum.

Makyajsızlık ifşa değil ki

Bir haber okudum hafta sonu. “Ünlü ismin makyajsız fotoğrafları ifşa oldu” başlığıyla verilmişti haber.

İfşa etme, gizli bir şeyi açığa vurma, ortaya dökme anlamında kullanılır.

◊ Biriyle gizli mesajlaşmaların ortaya çıkar, ifşa olursun.

Haberin Devamı

◊ Birini taciz edersin, ifşa olursun.

◊ Birine psikolojik şiddet uyguladığını öğreniriz, evet ifşa olursun.

Yani ifşa, sonunda ‘utanmayı’ da doğurabilir.

Makyajsız fotoğrafların çıkması ifşa değildir.

Kırılır mı üzülür mü demeyin

Çok sevdiğiniz biri olabilir.

Canınız ciğeriniz gördüğünüz biri de olabilir.

Aile bireylerinizden, kopamayacağınızı düşündüğünüz biri de olabilir.

Eğer ki ‘negatiflik’ üzerine kurulu bir hayatı varsa...

Sürekli olumsuzluklardan bahsediyorsa...

Olmayacak şeyleri aklınıza sokup panik yaptırıyorsa...

Sakın “kırılır mı, üzülür mü” diye düşünmeyin, çıkarın hayatınızdan.

Bununla ilgili kitaplar yazılıyor, araştırmalar yapılıyor tüm dünyada.

Haberin Devamı

Pandeminin getirdiği ender iyiliklerden biri bu olacak belki.

Negatiflik aşılayanları, stres yaratanları hayatımızdan çıkarırsak, çektiğimiz onca dert tasadan bir şeyler öğrenmiş olacağız.

Geliyor mu gelmekte olan?

İçeride 800 kişinin bulunduğu 250 kişilik mekanlarda bir kısıtlama olmayıp, açık hava konserlerinde aşı zorunluluğu olması...

Dip dibe masaların olduğu restoranlara girişte HES kodu sorulmayıp, açık hava alışveriş merkezi önünde HES kodu kuyruğu oluşması...

Garsonlardan başkasının maske takma zorunluluğu olmadığı mekanlara bir şey denmezken, sinemaya girerken “Aşı oldunuz mu?” diye sorulması...

Biraz mantıksız değil mi?

Hollanda aralık ayına kadar kısmi bir kapanmaya geçti.

Haberin Devamı

Artık güneş batınca restoran ve kafeler de kapanacak.

Spor karşılaşmaları seyircisiz oynanacak.

Hatta Hollanda hükümeti evlerde toplanmalara da karışacak.

Hani demek istemiyorum ama böyle giderse, geliyor gelmekte olan...

Kimler sahnesinde dansöz istemiyor?

Oryantal Didem “Kendi ülkemde itilmek, kakılmak zoruma gidiyor” dedi.

Bazı assolistler, alt kadrolarında ve hatta afişlerinde dansöz istemiyormuş.

Dansöz olayına sıcaksınızdır ya da soğuk bilemem ama renk katar dansöz o sahneye.

Hele ki iyi dans eden, Didem gibi profesyonel biriyse daha iyi olur o sahne. Şimdi sormamız gereken ve Didem’in de bence açıklaması gereken “dansöz istemeyen” isimler...

Bu konuda rahatlıkla toplumun önüne atabilirsiniz o assolistleri Didem Hanım...

Haberin Devamı

Çünkü Türk halkı sever dansöz sanatını.

İyi bir dansı izlememize engel olan kimse bilmek isteriz.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları