Sahnede vokaline şarkı söyleten kim?

Hande Yener bir süredir polemiğe girmiyordu. Ama dayanamadı ve basın mensuplarının sahnede giydiği iddialı kıyafetlerle ilgili soruya, “Sahnede giydiklerimiz bir illüzyon. Önemli olan iyi şarkı söylemek. Ben diğerleri gibi şarkılarımı vokalistlerime söyletmiyorum” dedi.

Haberin Devamı


Bu iş büyürse hiçbir polemiğe benzemez.
Ortalık karışır.
Çünkü Hande Yener’in kimlere gönderme yaptığı aslında açık. Kendisi gibi iddialı giyinen Hadise’ye, sahnede göz kamaştıran Gülşen’e ve adının sık sık yan yana geldiği Demet Akalın’a...
E şimdi kim sahnede şarkılarını vokallerine söyletiyor?
Şöyle de bir gerçek var, bu isimlerin hepsi sektöre yıllarını vermiş isimler. Vokallerine söyletselerdi, ağızlarını oynatsalardı, “ver müziği yüksek, benim sesim kısık kalsın” deselerdi bu kadar yol alamazlardı.
O yüzden Hande Yener’in, Hülya Avşar’dan polemik dersi alması gerekiyor.
Aksi halde sırf sataşmak için sataşınca, böyle başı sonu belli olmayan iddialar ortaya çıkıyor.

Klavye Delikanlıları Birliği (KDB)

Birilerinin bir kara kaplı defteri var.
O defterin ilk maddesinde Cem Yılmaz yazıyor.
Acil durumda Cem’e edilecek hakaretler, küfürler başlıklı. İkinci maddesi kesinlikle Aleyna Tilki’yle alakalı. Paylaşılan pozlar sonrası Aleyna’ya sallanacak sözler başlıklı.
Üçüncü sırada net Pınar Altuğ var...
Ve başlık şöyle: Pınar Hanım eğer bizim zevkimize uygun olmayan bir paylaşım yaparsa yaşça küçük eşine ve anneliğine sallıyoruz.
Bire bir hayata geçiriliyor bu kara kaplı defterde yazanlar.
Son olarak Cem Yılmaz kendisine edilen hakaretlere dayanamadı ve “nasıl üzülmeyeyim, nasıl takmayayım” dedi. Aleyna Tilki’nin paylaştığı son fotoğrafa hakaretler yağdı... O da “Ben küfür edemiyorum, siz edin” diye takipçilerine seslendi. “Sonunda birini döveceğim” diye de ekledi.
Yok mu bunun bir çözümü.
◊ Canı sıkılanın küfür ettiği...
◊ ‘Yumurta’ hesapların arkasına gizlenip milleti kışkırtanların ortalıkta gezindiği...
◊ Bilmem kaçıncı hesabıyla (fake hesap) tehditler savuranların olduğu...
Bir sosyal medya ‘cehennemi’ var şu an.
Bu özenle seçilmiş ‘Klavye Delikanlıları Birliği’ eğer işlerini sonlandırmazsa yakındır bizim ünlülerden birinin ‘gemileri yakması’.

Haberin Devamı

‘Toksik’lik tam bu noktada başlıyor

◊ Mehmet Aslantuğ ile Arzum Onan arasında...
◊ Kıvanç Tatlıtuğ ile Başak Dizer ilişkisinde...
◊ Ve Halit Ergenç’le Bergüzar Korel’in evliliklerinde bir problem arıyoruz.
Garip geliyor kimilerine...
◊ Asla bu kadar düzgün gidemez bir ilişki...
◊ Dışarıdan böyle düzgün gözüken hikayenin içi acıklıdır...
◊ Bu kadar kibar, bu kadar sevecen olunamaz...
◊ Birbirlerinden nefret ettiklerine eminim...
Diyenler var, gerçekten var.
İşte ‘toksik’ ilişkiye bakış açımızı, tam da burada sorgulamaya başlamak lazım.
Çünkü öyle zehirli beyinler var ki, bırakın kendi hayatlarında mutlu olmayı başkalarının yarattığı mucizelere bile inanmıyorlar.
İnanmak istemiyorlar.
O yüzden ‘toksik ilişkilerle sarılı etrafımız’ demeden önce bu yukarıda saydığım üç ismi bir dost sohbetinde yorumlayalım.
Eğer sizin ve dostlarınızın cevabı, “Gayet normal, ne güzel işte mutlular” oluyorsa o zaman siz ve etrafınızdakiler ‘toksik’ değilsiniz.

Sanki

Haberin Devamı

◊ Tan Taşçı’nın Harbiye’deki konser sayısı 15-16’ya çıksa sanki onlar da kapalı gişe olacak gibi.
◊ Demet Şener eski eşiyle iş ortaklığını da bitirmiş, sanki sırada Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra’nın ortaklığının bitmesi var gibi.
◊ AKM sanki Avrupa ve dünyadaki benzerlerine önemli bir fark atacak gibi.
◊ Mustafa Ceceli’nin doğum günü kutlamasındaki pasta sanki yılın en iddialı pastası olacak gibi.

Yazarın Tüm Yazıları