Paylaş
Daha fazlası olsun isterim hatta. Yeni düzenleme geliyor eli kulağında. En çok hoşuma giden hız sınırını aşanların ehliyetine el koyulacak olması.
Mesela şehir içinde hız limitini 46-55 kilometreden fazla geçenlerin ehliyetleri 30 gün, 56-65 kilometre geçenlerin 60 gün, 66 kilometreden fazla geçenlerin 90 gün boyunca alınacak ellerinden. Bunlar fazlasıyla gerekli düzenlemeler ama halen eksik var. Haydi o eksikleri de tamamlayalım.
Motosikletlere önlem alalım mesela.
Zırt pırt her yerden çıkıyorlar, müdahale edelim.
Ters yön tanımıyorlar önüne geçelim. İnsanlar yolda motosikletlere kuruluyorlar, sinirleri en üst seviyeye çıkıyor sonra sağa sola saldırıyorlar.
Çok can sıkıcı onları karınca gibi her yerde görmek ve bu son zamanlarda iyice arttı.
Bakın bir yanlışı düzeltelim
Nejat İşler geçtiğimiz hafta bir muhabirle tartışmıştı. Ben de yazmıştım ama sanırım anlaşılmadı yazdıklarım.
Şimdi bakın;
‘Nejat İşler sana hakaret ediyor çekil gitsene’ demiştim yazımda. Demek istediğim bambaşka bir şeydi, saniyesinde gitmesi en doğru hareket olurdu. O zaman haklı olurdu o muhabir. Ama şov yapmayı, taciz etmeyi seçti. Devam edip, mikrofonu ağzına soktu Nejat İşler’in.
Bir de utanmadan kafa attı.
Nejat İşler şahsına münhasır biri. Gizlemez, saklamaz, öyle o.
Alkollü adamın bu kadar üzerine gidersen olacak olan budur!
Rahat bırakın insanları.
Çocuk Kent

Reklam ve çocuk filmlerini seslendirip müzik yapıyordu Gözde Şerbetçi hâlâ da yapıyor.
Bir süredir de yeni kitabıyla gündemde.
İlk romanı olan “Çocuk Kent” tam da onun gibilerin kaleme alması gereken bir kitap olmuş.
Suç, psikolojik gerilim ve sosyal bir eleştiri niteliğinde “Çocuk Kent”.
Evet huzursuz edebilir konusu ama etmelidir de!
İstismara uğrayan kız çocuklarının hikâyesini sert bir dille anlatmış.
Kitabın tam ortasından konuşmuş. Aslında bu yaraya parmak basıp çözüm arıyor Şerbetçi.
Okuyalım, okutalım ve sonra da çocuklarımızı korumak için elimizden ne geliyorsa iki fazlasını yapmaya çalışalım!
İşte tam da bu yüzden ‘sanal medya’
Neden ‘sanal medya’ diyoruz Demirören Medya grubu olarak biliyor musunuz
Çünkü yalan dünya orası.
Bilgilerin teyit edilmeden paylaşıldığı, görüntülerin üzerinde oynanıp servis edildiği, manipülasyonun emrine amade bir yer orası. O yüzden bahsi geçtiği gibi ‘sosyal medya’ değil...
Tamamen bir kurmaca dünya...
Allah aşkına birçok kez tanık olmadınız mı? Yanlış haberlere, saçma görüntülere, görmemeniz hatta çoluk çocuğunuzun görmemesi gerektiği video ve karelere...
Hassasiyet, korku, kaygı sıfır orada... Buyurun işte geçen hafta “İlber Ortaylı kalp krizi geçirdi, durumu ağır” haberine. Sonra ortaya çıktı ki başka bir rahatsızlığından dolayı hastanedeymiş hocamız.
Yahu hiç mi kural yok?
Saygı yok?
Kim yayıyor bu haberleri?
Kimse teyit etmiyor mu?
Ailesi var bu insanların.
Ayıptır, günahtır!
İşte tam da bu yüzden sanal medya orası!
Paylaş