Çocuklarına 250 hologramına 370 bin TL
Emrah’ı tanıyan da tanımayan da bir özelliğini çok iyi biliyor. Eli biraz sıkı ünlü şarkıcının. Yani ‘cimri’ diyebiliriz.
Peki son çıkan haber neydi...
‘Davet edildiği televizyon programlarına pandemi nedeniyle gitmek istemeyen Emrah artık stüdyolara hologramını yollayacakmış.’
Hologram teknolojisi uzun yıllardır dünyada kullanılıyor. Örneğin Snoop Dogg hayatını kaybeden Tupac ile, Celine Dion müziğin efsanesi Elvis Presley ile sahnede bu teknoloji sayesinde bir araya gelmişti zamanında.
Yapılan bir ilk falan değil yani.
Daha doğrusu yapılacağı söylenen...
5 dakikası 370 bin lira olan bu teknoloji için Danimarkalı bir firma ile anlaştığı iddia ediliyor Emrah’ın.
Bakın mümkün değil
İmkansız yahu olmaz. Olamaz...
Emrah’tan değil 370 bin lira, 37 lira alamazsınız.
Bir süredir boşanma davası devam eden ünlü isim, mahkeme daha nafaka miktarını belirlemeden önce 2 çocuğu ve eşine 750 TL yolluyordu.
Dekont açıklamasına da ‘nafaka’ yazıyordu.
Günlük ya da haftalık 750 TL değil.
Aylık!
Yani Emrah 3 kişi için 250’şer lirayı yeterli buluyor, ‘geçinirsiniz bununla’ diyordu.
Mahkeme geçen hafta nafaka kararını verdi.
Emrah artık aylık 8 bin lira nafaka ödemek zorunda.
Ama olay, Emrah’tan bu parayı alabilmek. İşte bu yüzden, Emrah’ın hologramını yaptırması, 5 dakikasına 370 bin lira vermesi pek mümkün gelmiyor bana.
Ayda 3 programa yollasa hologramını, 1 milyon lirayı geçen bir fatura gelecek önüne.
Yayın kazasıydı falan derken 5 dakikayı biraz geçse süre, geçmiş olsun.
Eğer doğruysa, Emrah çocuklarına 250 TL yollarken bu hologram işine para verirse;
- Çok üzülürüm
- Çok ayıplarım
- Büyük vicdansızlık olarak görürüm bu olayı.
Varsın hologramın çıkmasın programlara...
Çok istemiyorsan sen de çıkma.
Bekle ortalık sakinleşsin, çağıran olursa çıkarsın.
Ama sen böyle varlık içindeyken çocuklarına yokluk yaşatma.
Efsaneydin Demi Moore
Ben 10 yaşındaydım.
Demi Moore dünyanın en güzel 50 kadınından biri seçilmişti.
O zamanki seçimler şimdilerdeki gibi uyduruk değildi. 50 ismin 50’si arasında birinciye karar vermek günler hatta haftalar sürüyordu. Hakkıydı yani o listede olmak.
Neyse...
“Hayalet” filmiyle hafızalara kazıttı ismini.
“Ahlaksız Teklif” filminde Robert Redford ile muazzam bir iş çıkardı.
“Mr. Brooks” 2007’nin en çok izlenen filmleri arasına girdi.
Yani Demi Moore diye bir gerçek vardı hayatımızda. Ta ki Paris’te çekilen o son görüntülere kadar.
Bir defile için podyuma çıkan dünya starı, değişen yüz yapısıyla defilenin en çok konuşulan ismi oldu.
- Yanak altındaki çökmeler
- Anlamsız elmacık kemikleri
- Boş bakışlar...
Daha önce estetiğe karşı olduğunu söyleyen Demi Moore’un estetik yaptırdığı çok açık belli oluyordu.
Tabii ki yaptırabilir ama bu nedir...
¡¡¡
Neyse ki uzmanlara göre, Moore’un yüzünde ‘geri dönüşü olmayan’ bir işlem yok.
Ha gayret Özge Ulusoy
Biz Demi Moore ne yaptı kendine diye söylenirken, benzer bir görüntü ülkemizden geldi. Özge Ulusoy bakım için gittiği bir klinikte maskesiz görüntülendi.
E maske düşünce Ulusoy’un estetikleri de ortaya çıktı. Uzman olmaya gerek yok günümüzde, herkes anlıyor nerede botoks var, dolgu nerelere yapılmış...
Özge Ulusoy’u görünce Demi Moore tekrar geldi aklıma.
Eğer böyle devam ederse Moore’un yaşadığı talihsizlikleri yaşaması yakındır Ulusoy’un.
Aman Özge!
Gözünü seveyim dikkat et. Dışarıdan ve seni tanımayan biri olarak söylüyorum.
Hatta diyorum ki Özge Ulusoy güzelliğinde birinin ‘doğal yaş alma’ yolunu seçmesi lazım...
Durun yapmayın!
Önce Pamela Anderson bıraktı sosyal medyayı.
Sonra Deniz Akkaya, “Bırakıyorum, gidiyorum buralardan” dedi.
Bu ikisi arka arkaya çok ağır geldi bana.
Hangisine üzülsem.
Hangisini kendime dert etsem bulamadım.
Bulamıyorum.
İki isimden birine “gitme, kal” deme hakkım olsa...
Sahi kimden yana kullanırdım o hakkımı acaba...
