Yılın o mevsimi

Bodrum uçağında bir tanıdığa rast geldim.

Haberin Devamı

“İki tane düğüne gidiyorum, ama ikincisi kimindi unuttum, annem Bodrum’da, o biliyor” dedi.
Hiç sormadığım bu ayrıntıya maruz kaldıktan sonra düşündüm:
Yılın o mevsimi geldi, düğün mevsimi yani.
Herkes düğünlere katılmak için hevesle oradan oraya koşturuyor.
Kadınlar için durum daha zor sanki.
Çünkü onlar için düğüne giyilecek elbise bile başlı başına mesele.
Bu konunun ekonomisi var. Herkes elbise kiralıyor.
En az dört günlüğüne kiralıyormuşsun elbiseyi.
Normalde 50-60 bin lira vereceğin marka elbiseyi 4 bin liraya filan giyip sonra geri veriyormuşsun.
Yaz boyunca beş-altı düğüne birden davet alan kadınları düşünemiyorum.
Her seferinde elbise kiralamak acı verici olsa gerek. Büyük çöküş.

NE KADAR SADE O KADAR İYİ

Bir de düğünlerin bin yıldır alışılagelmiş seremonileri var.
Gelinle damadın ilk dansı yapması mesela.
Kim, neden başlatmış bunu belli değil.
En çok anlamadığım ise dev pasta kesme olayı.
En son Hacı Sabancı-Nazlı Kayı çiftinin düğününde vardı.
Gerçek mi maket mi bilinmez, ama dev pasta “Ben buradayım” diyordu.
Zaten kılıçla kesilmeye çalışılmış pasta.
Yeni jenerasyon kendi kendine kaldırabilir aslında bu aşırı düğün hareketlerini.
Ama onlar da seviyor sanırım, devam ettiriyorlar.
Oysa bir yandan dünya sadeleşmenin derdinde.
“Ne kadar sade o kadar iyi”nin peşinde.

Sancılar

Haberin Devamı

Şu sıra bir Avrupa şehrinde dolaşmanın sancılarından ilki, az önce içtiğin kahveyi liraya çevirdiğinde hissettiklerin kadar, başka bir şey daha: Sıradan mutluluğu unutmuş olmak...
Kimse bizim gibi ‘Survivor’cılık oynamadığı için tebessüm eksik olmuyor yüz ifadelerinden. Görünce hüzünlü sırıtışlarda buluyorsun kendini.

Gelecek yüzen şehirlerde mi?

Duyunca çok şaşırdığım bir proje var.
Maldivler, ülkenin başkentine yakın bir lagünde 20 bin kişiyi barındıracak, yukardan bakınca şekli beyni andıran yüzen bir şehir yaratmaya hazırlanıyor.
Bu şehir için mimarlık stüdyosu Waterstudio ile ortaklık kuruldu bile.
Dahası, şehir hızla inşa edilip 2024’te bitmiş olacak.
“Yüzen Şehir” projesinde 5 bin tane ev olacakmış.
Malum, Maldivler adalarının yükselen deniz seviyeleri nedeniyle 2100 yılına kadar yaşanmaz hale geleceği tahmin ediliyor.

Yılın o mevsimi

Peki deniz seviyesi yükseldiğinde ne olacak?
O da düşünülmüş: Deniz seviyesi yükseldikçe altıgen şekilli yüzer yapı üzerine inşa edilen şehir de yükseltilecekmiş.
Mimarlık stüdyosu proje için “Türünün ilk örneği olan bu ada şehri modern sürdürülebilir yaşam için devrim niteliğinde” diye bir açıklama yaptı.
Şunu da ekleyerek: Dünyanın ilk gerçek yüzen ada şehri.
Ama bir yandan herkes tedirgin: Bu ölçekte bir ada şehri okyanusa zarar vermeyecek mi?
Dahası, bu proje başarılı olursa gelecekte yeni yüzen şehirlerle karşılaşacağız.
Kısacası, okyanusları yine rahat bırakamayacağız.

Yazarın Tüm Yazıları