Yeni yıla yeni Sezen iyi gelecek

Yeni yılın ilk günü size yeni bir şey anlatmak istedim. Ocak ortası DMC etiketiyle yayınlanacak yeni Sezen Aksu albümü “Biraz Pop Biraz Sezen”i. İşte; hüznü de neşesi de bu topraklar gibi bol, çeşitli ve apansız, eski Sezen dönemlerini anımsatan 16 şarkılık o albümden hiçbir yerde bulamayacağınız çok özel notlar...

Haberin Devamı

Baştan anlaşalım (ya da anlaşmayalım).
Ben Sezen Aksu şarkılarıyla büyüdüm, hâlâ da büyümeye devam ediyorum.
Onun şarkılarında, kelimelerinde, sesinde hep başka bir şey var.
Anlatması zor ama biraz tarif edersem:
Hayatın sırrını çözmüş gibi, çok yanmış ama daha da yanmayı istermiş gibi, günlerce aşktan geberdiğini bir şekilde anlamış da o şarkıyı o an sana yazmış gibi, anayı babayı kardeşi oğlanı kızı görür görmez gözlerinden analiz edip kelimelere ustalıkla dökmüş gibi, yalnızlığı da kalabalığı da aynı anda ve uçsuz bucaksız dozda çok seviyormuş gibi...
Dedim ya, anlatması zor.
Herkesin kişisel bir Sezen tarifi vardır sonuçta.
Malum, şimdi her şey ‘kişiye özel’.

“SEN BİR İSYANCIYDIN, KIRDIN GEÇTİN”

Peki merakla beklenen yeni albümde hangi
duygular var?
O kadar çok söz, o kadar çok melodi var ki, sadece bir kısmından bahsedebilirim.
Dinlediklerimin hepsi buraya sığmaz.
Mesela albümün açılış şarkısı “İsyancı”.
Erdem Yörük’ün titiz çalışmasıyla Onno Tunç’un yaptığı unutulmaz düzenlemelere yaklaşmış, kavgalı gürültülü bir aşk şarkısı. Eski Sezen’ler gibi.
Sözlerden bir kuple alıntılarsam, anlarsınız derdimi:
“Sen bir isyancıydın, kırdın geçtin.
Gözlerin bakardı deli deli
Bir günbatımı elveda dedin.
Görmedin gözümü, basan seli...
Baştan aşağı yaraydın hani
Kalsaydın da saraydım seni
Bağlayamazdım ağlayamazdım
Çağlayamazdım
senin gibi.”

“HAYATTAYKEN ARAFTAYIM”

“Ey Benim Çocukluğum” şarkısı var. Yitip giden hatıralara, en çok da “güneşli soğuk bir günde” yitirilen kıymetli Onno Tunç’un anısına yazılan...
Şarkı orta hızlı ama duygu tartısındaki ağırlığı çaresiz hüzünden yana:
“Ne yapsam nereye gitsem olmuyor
Hayattayken araftayım.
Bir hatıraya sevdalı
Hem kazanan hem kaybeden taraftayım.
Ne burada ne uzaklarda
Sofralarda sokaklarda
Bilhassa güneşli soğuk güne uyandığım sabahlarda.
Sınırsız bir boşluksun
Açlıksın yokluksun
Sonra bir nağme mırıldanırım
Hâlâ her şeyden çoksun.”

MANİFESTO VE KOCA KIÇLI!

Sürpriz çok albümde. Onlardan biri, Şehrazat’ın İngilizce yaptığı bestesine Sezen Aksu’nun Türkçe sözler yazıp şenlendirdiği “Manifesto”.
Tam da şu anki ruh hallerini okuyor şarkı:
“Niye herkes bu kadar ciddi, okunamamış kitaplar ama ciltli, asık asık yüzlü insanlar, ta yüreğine kadar kilitli.”
“Manifesto” kadar kulüplerde çalmaya aday bir şarkı da, “Buz gibi soğuk suya benzer inan, bitmiş her aşk” diyen “İhanetten Geri Kalan”.
Bir de kabarelik, zıpır şarkılar var. Adı önce “Nuri” sonra “Hu Hu” olan şarkı gibi.
Ya da Sezen’in yıllar önce “Seni Yerler”de tariflediği çapkın mahalle kızının büyümüş, evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş ama mutsuz versiyonu olan “Koca Kıçlı” gibi.
Diyor ki şarkıda:
“Mutsuzum mutsuz, ev kadını umutsuz, oynatın beni dizilerde, lazımsa bir huysuz!
Bense resim yapardım, ne güzel şarkı söylerdim.
Koca kıçlı sinirli bir kadın oldum apansız.”

MATRIX BİR SÜRPRİZ: BEN KEDİM YATAĞIM

Yurtdışı kaynaklı bir sürpriz de var albümde:
“Matrix” filminde kullanılan “Clubbed to Death” eseriyle tanıyacağınız Avustralyalı müzisyen Rob Dougan.
Dougan’ın yıllar önce gönderdiği bestesine Sezen söz yazmış, sonuç nefis.
Şarkının adı, “Ben Kedim Yatağım”.
Bildik Sezen şarkılarından farklı bir yerde duran bu şarkı sekiz yıldır duruyormuş çekmecelerde. Nihayet bu albüme kısmet olmuş.
Rob Dougan sekiz yıl önce Kanlıca’daki stüdyoya bile gelmiş, Sezen’le beraber çalışmışlar şarkıyı. Bir kuple aktarayım:
“Nerdesin sen nerde, kirpiğinden düşen hüzün hâlâ yerde.
Ben kedim yatağım, çok şikayetçiyiz senden.”

“BABA EVİNDEYİM, TEPEMDE DOLUNAY”

Ve “Baba Evi”. Rahmetli annesi hastanede yattığı dönemde, İzmir’deyken yazmış bu şarkıyı Sezen. Tatlı tatlı dertli, demli, olgun bir şarkı:
“Baba evindeyim bugün tepemde dolunay
Nasıl doluyum, birikmiş yalnızlıklar
Ayın umurunda mı cama vurmuş şavkı
Adamın biri de tutturmuş damar bir şarkı.”

‘KARA BAHTLILAR’I SAYMAZSAK OLMAZ

Baştan dedim ya çok şarkı çok söz var, hepsi sığmaz diye.
Ama bu albüme emek verenleri, en azından kemik kadroyu saymam ve tebrik etmem lazım.
Sıkı bir işe imza attıkları ve günlerce uykusuzluğa direndikleri için!
Şaka değil, Sezen’in çalışırken uyku düzeni parçalı bulutludur.
Mesela yarım saat uyur, sonra aniden kalkar ve tekrar çalışmaya devam.
Bu yüzden stüdyodakileri, kendi deyişiyle ‘kara bahtlıları’ da uyutmaz, işkoliktir.
O zaman sayalım kara bahtlıları:
Öncelikle düzenlemeleri yapan Ozan Bayraşa’yı, Erdem Yörük’ü, Aytuğ Yargıç’yı, Okay Barış’ı, Volga Tamöz’ü...
Sezen, Şehrazat ve Ara Dinkjian dışında şarkılarda imzası olan Sibel Algan’ı...
Unutmadan, Sibel’in sözlerini yazdığı “Köz” klasiklerden biri olacak, demedi demeyin.

GÜNAYDIN MEMUR BEY

Ve Onur Özdemir... Onun da “Günaydın Memur Bey” şarkısı var albümde.
Onur’un Sakin grubu zamanlarından kalma bir şarkı. Eski adıyla, “Kurtlu Kuyu”.
Sezen başka bir kıyafet dikmiş şarkıya. Mor ve Ötesi’nin “Bir Derdim Var”ı gibi klasik olmaya aday. Sözleri tüyleri diken diken ediyor:
“Dünya seyretti ben giderken, erimiş cesedim ne fayda, ıslak yağmuru emdim de, kurtlara yem oldum.”

BİZİ NE BEKLİYOR?

Kısacası yeni Sezen Aksu albümünde bizleri; etrafımızı saran giderli, atarlı şarkılardan dolayı epeydir unutulan/ötelenen bir zarafet, acısıyla/tatlısıyla gerçek bir hüzün, acısını unutmayan bir neşe ve göze sokmayan bir bilgelik bekliyor.
Eh, bu da şu zamanda az bulunur bir şey.
O yüzden yeni yıla Sezen iyi gelecek
diyorum ya.

Yazarın Tüm Yazıları