Şimdi bunlar konuşuluyor

Moda Haftası kadınlarının gizli mola yeri neresi? Koruma eşliğinde tuvalete gidilen o ünlü mekan ve diğerleri: DJ Mahmut Orhan, inanılmaz ses Sena Şener, düelloya tutuşan iki tenor, Müze Evliyagil ve o ünlü ismin ayıbı!

Haberin Devamı

* MODA HAFTASI KADINLARININ MOLA YERİ

Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul, yani İstanbul Moda Haftası salı günü itibarıyla Zorlu PSM’nin içinde başladı.
Etrafta gün boyu defileden defileye koşturan moda sektörü insanı görmek gayet keyifli. Defileler ve partilerle ilgili detaylar yarına.
Ama bugün çok konuşulan bir şeyi çıtlatmadan olmaz:
Moda haftasında boy gösteren kadınların ortak mola yeri sizce neresi?
Zorlu mekanlarından Cantinery, Morini ya da Parle mi?
Hayır, Beymen’in VIP kabinleri! Neden orası?
Çünkü moda haftası kadınları gidip orada kıyafetlerini değiştiriyor.
Bir sonraki defilede aynı kıyafetle pozlanmamak, medyaya farklı bir kare vermek adına...
Yani asıl defile PSM’nin içinde değil, dışarıda gerçekleşiyor!


* KORUMA EŞLİĞİNDE
TUVALETE GİTMEK

İstanbul’un en popüler gece kulübü Klein’ın şimdilerde çok konuşulan bir servisi var:
Koruma eşliğinde tuvalete gitmek!
Giden bilir, kulübün üst tarafında (DJ’in hemen arkası) Klein’ın özel bir bölümü var.
Oraya herkesi almıyor, seçiyorlar.
Geçen cumartesi oradayken gördüm.
Eğer isterseniz bu özel bölümdeki güvenlikler mekanın öbür ucundaki tuvalete kadar size eşlik ediyor.
Sonra tekrar geri getiriyor. Çünkü bu özel bölümün tuvaleti yok.
Aşağıdaki kalabalığın içinden güvenlikle geçmek daha kolay olduğu için bu özel servisi tercih eden hayli çok. Doğrusu bu ya, ilginç bir şey güvenliğin sizi çişe götürmesi!
Bu arada Klein’cılar çok yakında ‘ters köşe’ bir mekan daha açıyorlar.
Bu mekanın suşici olacağı ve içeride Türkçe çalacağı söyleniyordu. Ama bu doğru değilmiş. Proje başka bir şeye dönüşmüş.
Klein’cıların Karaköy’de açılması muhtemel bu sürpriz atağını heyecanla bekliyoruz.


* HERKESİN DİLİNDE O İKİ TENOR


Cenk Bıyık ve Atılgan Gümüş... Konservatuvar yıllarından beri arkadaş olan iki tenor.
Şimdilerde onların müzikal düellosu dillerde.
Çarşamba gecesi Pera Palace Jumeirah Oteli’nde sezonun ilk galasını yaptılar.
Dün gece ise La Boucherie Dinner Theatre’daydılar.
Bundan böyle her perşembe de orada sahne alacaklar.
Peki ne yapıyor bu iki tenor?
Sahnede şahane bir şekilde atışıyorlar.
Birbirlerinin performanslarını eleştirmekten tutun da özel hayatlarına kadar her şeyi tatlı tatlı masaya yatırıyorlar.
Bu esnada operadan caza, rock’tan blues’a hatta türkülere kadar her türden eseri şakıyorlar tabii.


* ANKARA’DAKİ O SÜRPRİZ

Siyasetin egemen olduğu Ankara’da geçen hafta sonundan beri konuşulan siyaset dışı tek şey, Müze Evliyagil.
Ankara’nın gelişmekte olan bölgesi İncek’te açılan müzenin kurucusu işadamı Sarp Evliyagil’e sordum, “Nereden çıktı bu müze? En pahalı eseri hangisi?” diye...
Evliyagil şöyle yanıtladı sorumu: “Müze açma fikri altı senedir aklımda olan bir şeydi.
Bugüne kadar biriktirdiğim 300’e yakın sanat eserinden 40 tanesi evimin ve ofisimin duvarlarındaydı. Geri kalanı ise fabrikanın deposunda bekliyordu.
Depoda bekletmek yerine bu eserlerin hepsini toplumla paylaşmak ve göstermek istedim.
En pahalı eser Neşet Günal’ın 10 metre boyunda freski. Bence bedeli yok!”


* ÜNLÜ İSMİN
AYIBI VE ONA VERİLEN ‘AYAR’

Şu sıra konuşulan bir başka konuda sıra.
Olayın kahramanlarının isimleri bende saklı.
Ki bence olayın kendisi daha önemli, kişiler değil.
Durum şu: Ünlü bir markanın yöneticileri toplu halde bir mekana yemeğe gidiyor.
Sohbet ederlerken masalarına teklifsiz bir şekilde ünlü bir isim gelip oturuyor.
Bazısının sadece televizyondan aşina olduğu, bazısının ise yakından tanıdığı bu isim başlıyor masadakilere, “Sen çirkinsin”, “Sen şişkosun” demeye, durduk yere hepsiyle dalga geçmeye...
Masadakiler bir katlanıyor, iki edepten susuyor derken içlerinden biri dayanamayıp patlıyor:
“Lütfen artık masamızı terk eder misin? Bu kadar yeter!”
Ve ünlü isim masayı terk ediyor.
Olayın özü/damarı şu:
Ünlüsün diye herkes sana katlanmak zorunda mı? Ayrıca insanların fiziksel özellikleriyle dalga geçme hakkını nereden buluyorsun?


* MAHMUT ORHAN VE SENA ŞENER

İkisinin ortaklığı olan Feel bir süredir YouTube’da izlenme rekoru kırıyor.
DJ Mahmut Orhan zaten Feel sonrası mekanların gözdesi, herkes peşinden koşturuyor.
Onun kadar konuşulan, ama şimdilik halen perde arkasında olan isim ise 1998 doğumlu Sena Şener.
Çok farklı, çok melankolik bir sesi var Sena’nın.
Şarkıları kendine has söyleme biçimi de dikkat çekici.
Laura Branigan klasiği Self Control’ü öyle bir söylüyor ki mesela, YouTube’da bulun izleyin mutlaka.
Tıpkı Kalben gibi Sena Şener’in de ismini yakında daha sık duyacağız.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları