“Ovala” ya da korkma iyi gelir

Dünden beri dinlediğim tek bir şarkı var, o da Taycan’ın “Ovala”sı.

Haberin Devamı

Aslında şarkıyı videosuyla beraber izlemek gerekiyor.

Çünkü ben önce videosuna vuruldum.

Bu noktada parantez açıp yönetmen Fırat Gürgen’e bin tebrik yollamalı.

Videosu neden iyi “Ovala”nın?

Her şeyden önce sanat eseri tadında bir video. Hatta “tadında” değil, öyle.

Bol bakışmalı ve aşırı ‘styling’e boğulmuş yerli videolardan sonra “Ovala” insanın içini açıyor, “Oh be!” dedirtiyor.

Açmakla kalmakla düşündürüyor da...

“Ovala” videosu aynı zamanda eğlenceli. Gayet kafasına göre.

Şiirdeki gibi işte, “Benim dengemi bozmayınız”ın bir üst versiyonu.

“Cesur, avangard” gibi sıfatları geçiyorum. Onları da çok fazla kullanınca içini boşaltıyoruz.

Şöyle diyeyim en iyisi:

“Ovala” gibi bağımsız işler nefes aldırıyor.

Şarkıda sürekli tekrarlanan o sinir bozucu replikle bitireyim: Korkma, korkma, iyi gelir.

Haberin Devamı

Hadise’nin “Hay Hay”ı

Bugün müzik günü. Müzikten devam edelim.

Yeni çıkan şarkılardan biri de Hadise’nin “Hay Hay”ı.

Bir Ersay Üner şarkısı. Düzenleme de ona ait.

Ersay Üner harikalar yaratıyor son günlerde.

Kendi seslendirdiği “Gidiyorsun” şarkısı da iyiydi, Hadise’nin seslendirdiği bu şarkı da öyle.

Bu şarkılarla Türkçe popun girdiği yeni yol çok ferah ve umut verici aslında.

Bir de Madrigal, Rody Dünyada, Soft Analog, Saturn Bar gibi üçüncü yenilerin açtığı tam bağımsız bir yol var. Onlar hiçbir şeyden etkilenmeden pop dediğimiz türe şekil vermeye devam ediyor.

Keza onların verdiği şekilden hali hazırda bilinen popüler isimler de etkileniyor.

“Hay Hay” da bundan etkilenmiş örneklerden biri bana kalırsa.

“Hay Hay”ın videosuna gelince...

Kendi kendini ıskalamış bir video.

Gayet iyi bir fikirle açılış yapıp sonrasında sıradan sularda boğulmayı tercih etmişler.

Herhalde, “Daha fazla ileri gitmeyelim” düşüncesi hakim oluyor böyle durumlarda.

Sezen Aksu şarkıları olmasa ne yapardık

Sezen Aksu klasiklerinin yeni bir düzenlemeyle seslendirilmesi en sık karşımıza çıkan şeylerden biri. Henüz tamamı yayınlanmadı ama Emir Ersoy’un 1977 albümü de bu tarz bir çalışma.

Ünlü oyuncular Sezen klasiklerinden birini Emir Ersoy ve orkestrasının düzenlemesiyle seslendirmiş.

Haberin Devamı

İlki yayınlandı bile: Gülse Birsel’in söylediği “Olmaz Olsun”.

Gülse Birsel gayet enerjik ve güzel seslendirmiş, ama açıkçası dinleyiciler olarak bu kategorideki çalışmalara bir hayli doyduk.

Doygunluk mertebemiz Bergüzar Korel’in Aykut Gürel’le beraber kotardığı 2016 yılında çıkmış Sezen şarkıları albümüydü.

Daha caz bir havada ve sakin sakin söyleniyordu orada eski Sezen hitleri.

Bir başka Sezen Aksu cover’ı da Adamlar grubundan geldi.

Onlar da “Küçüğüm”ü kendi dünyalarına göre yorumlayıp düzenleyerek yayınladılar.

Burada bir yol ayrımı oluyor ister istemez.

Eğer “Küçüğüm” gibi çok fazla kendi içine dönük olan bir şarkıyı zamanında sahibinden dinlediyseniz, yeni versiyonu dinlerken sürekli sahibinin sesi çınlıyor kulaklarınızda.

Haberin Devamı

Çünkü şarkının sahibi ister istemez daha dokunaklı ve içinize işleyen bir şekilde söylüyor.

Adamlar’ın yeni versiyon “Küçüğüm”ü, muhtemelen şarkıyla daha önce bir bağ kurmamış, hatta dinlememiş yeni nesli yakalayacak, onların içe dönük şarkılarının bir numarası olacak.

Ne diyelim: İyi ki Sezen Aksu şarkıları var.

Olmasa ne yapardık?

Ya da: Ne yapardı müzik dünyası?

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları