Öpüşen filmlerim de oldu, özür dilerim hocam

Çocukluk bayramlarından hatırlıyorum:

Haberin Devamı

Öpüşen filmlerim de oldu, özür dilerim hocam

Sabah televizyon açılır, akşama kadar bir şekilde kapanmazdı.
Eve gelip gidenler varken de açık kalırdı televizyon.
Arada göz ucuyla filme filan bakılır, çok da ilgilenilmez, bazen Mustafa Kandıralı’nın oyun havalarına filan kulak kabartılır, ama işte bir sesli dekor gibi televizyon hep açık olurdu. Nasıl evde kimse sigara içmediği halde misafirlerin ağırlandığı odadaki sehpanın üzerinde türlü türlü sigara barındırılır, onun gibi bir şey işte.
Yeri gelmişken bu da ayrı bir yazı konusu zaten:
Misafir odaları travması.
O odalar her daim temiz tutulur, biraz müze gibidir ya. Misafir gelse de orada otursak dersin. Misafir kartı olmadan oraya giremezmişsin gibi.
Böyle tatlı bir anne adetidir misafir odaları.
Neyse, ne diyorduk, hah, televizyon...
Şimdi sabahtan akşama kadar televizyonun açık kaldığı evleri düşünemiyorum bile.
Çünkü yorucu bir şey artık televizyon.
Dizisiyle, programıyla.
En son Facebook’ta Seda Sayan’ın programından bir kesit paylaşılmış. Videonun başlığı şuydu: “Seda Sayan, Niran Ünsal’ı kovdu.”
Ünsal malum, olmayan erotik yerli kliplere savaş açmış bir dişi Spartacus son günlerde. Medyaya bu şekilde haber olup durdukça savaşının dozunu artırıyor. Hırs küpü, altıgeni.
Programı neden terk etmiş orası flu (ki çok da önemli değil), ama geçenlerde katil ağırlamış bacımızın Ünsal’ın arkasından sarfettiği şu sözleri çook trajikomikti:
“Benim de öpüşen filmlerim oldu, özür dilerim hocam.”
Hocam dediği kişi de stüdyoda oturan bir eğitimci...
Sözün özü: Televizyonsuz ve dolayısıyla iç sıkıntısız bir bayram geçirmeniz dileğiyle.
Eski TRT ağzıyla, esenlikler efenim.

Haberin Devamı

Burcu Esmersoy neler söyledi

Öpüşen filmlerim de oldu, özür dilerim hocam

Burcu Esmersoy’la tam da doğum gününde Karaköy Vault Otel’de buluştuk ve bir bayram röportajı yaptık.
Yarın yayınlanacak bu röportajda neler mi konuştuk?
İşte konuşmamızdan bazı başlıklar:
* Altı aydır beraber olduğu sevgilisi Başar Savur’la Arsuz’daki bir ev partisinde yıllar önce nasıl tanıştığını...
* Televizyon ünlüleri hakkında neler düşündüğünü...
* İtalya’daki “evli” günlerini...
* Parasını en çok neye harcadığını...
* Ve her şeyi nasıl da akışa bırakarak yaşadığını...
Devamı yarın...

Haberin Devamı

Bu fotoğraftan sonra aklıma takılanlar

Öpüşen filmlerim de oldu, özür dilerim hocam

Bu şahane fotoğrafı geçen gün gezdiğim Yüzyıllık Aşk sergisinde gördüm.
1967 yapımı bir Türk filminin afişi bu.
Filmin adı Adem ile Havva.
Soldan sağa fotoğraftakiler şöyle sıralanıyor:
Fikret Hakan, Sevda Ferdağ, Tanju Gürsu, Salih Güney ve Suzan Avcı...
Sergiden sonra filmin konusuna baktım.
Bir kaptanla iki oğlunun öyküsünü anlatıyormuş, ama hikaye Adem ile Havva’ya göndermeler yapıyor anladığım kadarıyla.
Filmden çok şunlara takıldım kaldım tabii.
* Şu an böyle bir Türk filmi afişi düşünebiliyor musunuz?
Gayet erotik, göndermesi bol filan. Düşünemiyorsunuz değil mi? 1967’de düşünmüşler ama!
* Suzan Avcı neden dehşet içinde bakıp Gürsu ve Güney’in bacağına tutunmuş acaba?
* Sevda Ferdağ dev yaprakla örtünürken Fikret Hakan neden kürk etek gibi bir şey geçirmiş ki üzerine?
NOT: Yüzyıllık Aşk, Türk Sineması’nın 100. yılına ithafen İstanbul Modern’de açılmış bir sergi. Nefis bölümleri var. İstediğin plağı çaldığın anda ona ilişkin film sahnesinin belirdiği özel oda mesela, çok eğlenceli. 4 Ocak’a kadar açık Yüzyıllık Aşk. Aklınızda olsun.

Haberin Devamı


Şehir Atlası
POP COCTAIL GELİYOR

Nişantaşı’ndaki Mini Bar geçen sezon gayet iyi başlamıştı, sonra aynı hızda devam edemedi ve şimdi bayram sonrası yepyeni bir mekan olarak karşımıza çıkıyor: Pop Coctail. Evet, Tepebaşı’ndaki Nu Pera içinde Pop’u yaratan meşhur ikili, Tolga Sezgin ve Can Soylu’nun ikinci mekanı olacak burası.
Sezgin hedeflerinin gerçek bir kokteyl barı yaratmak olduğunu söylüyor: “Nişantaşı’nın iyi bir bara ihtiyacı vardı. Müziğimiz ve kalabalığımızla bu ihtiyacı gidereceğimizi düşünüyorum.”
FIAMMA İLE YİNE YENİDEN
İtalyan şef Vittorio Sindoni yakın zamanda Gezi Bosphorus Oteli’nin içinde Fiamma’yı açmıştı. Yeni sezonu kutlamak için geçenlerde mekanında bir parti verdi.
Taksim’in göbeğinde beklenmedik bir yer aslında Fiamma. Çok ortalıkta ama aynı zamanda gizli saklı.
Makarnaları Morini’yle yarışır vaziyette. Enginar salatası ise favorim her zaman. Gün be gün kalitesizleşen Taksim’de şık bir vaha yani.

Yazarın Tüm Yazıları