Magazin diyarında bir tatlı gezinti

Kendi diyarınızın can sıkıcı hallerinden bunaldınız mı? O zaman bugün sizi magazin diyarına alayım. Biraz eğlenin, biraz “İyi ki böyle dertlerim yok” deyin, biraz gevşeyin. Çünkü magazin diyarı bunun için var. Buyurun diyardan son haberlere...

Haberin Devamı

600 BİN LİRALIK DERDİM OLSUN

Reynmen lakaplı Yusuf Aktaş, YouTube’da 196 milyon kez izlenmiş Derdim Olsun videosundan bir şey kazanmadığını söylemiş. Çünkü bağlı olduğu şirket parayı ona vermemiş. Zaten o para da 600 bin civarında bir şeymiş.
YouTube’da, üstelik NetD ya da başka bir mecra üzerinden değil, kendi hesabından yayınlanmış bir video o kadar tıklanacak ve elde edilen gelir o kadar düşük olacak?
Bana hayli imkansız geldi.

BU İKİLİDEN BİR SİTCOM DOĞAR!

Gülben Ergen ve Yeşim Salkım yıllar sonra aynı ortak sloganda buluşunca haliyle Twitter takipçilerinin diline takıldı.
Bir takipçisinin, “Vay be! İkisi aynı ortak paydada buluşmuş” yorumuna Salkım’ın yanıtı bir magazin efsanesi olarak kayıtlara geçti:
“Niye şaşırdın, kocama da ortaktı bir zamanlar.”
Bu hem esprili hem de gayet intikam iğnesi yanıtın altında şöyle bir umut da yatıyor sanki:
Ezeli düşman olan bu iki popüler kadın ilerleyen dönemlerde Grace and Frankie benzeri bir komedide pekala oynayabilir, hatta sıkı fıkı dost bile olabilirler 60-70 yaşlarına filan geldiklerinde...
“Ne kavga ederdik o zamanlar” diye birbirlerine gülüp iki dakika sonra yine birbirlerine laf sokmaya da başlarlar tabii.
O işin kanunu/doğası...

TERSİNE DÖNDÜ

Demet Şener’le İbrahim Kutluay arasındaki gerginlik bitti diyorduk ki, olaylar devam filmi gibi yeniden hortladı.
Bir taraf, “Nafakamı ödemiyor, tez icraya başvurulsun” dedi, öteki taraf köpürdü: “Hayattaki tek işi bitmiş boşanma davası üzerinden meşhur kalmaya devam etmek.”
Eskiler ne derdi, “Karı kocanın arasına girilmez yavrucum.”
Şimdi iş tersine döndü: “Boşanmışların arasına girilmez bebeğim.”

ABLA KONUŞTU, DİKKAT...

Birbirlerinin gözünü oysalar da Hadise ve iki kardeşini potansiyel yerli Kardashian’lar olarak görmeye devam ediyor gönül gözüm.
Bakınız abla Hülya Açıkgöz son demeç topacında, “Küslük yok, biz kardeşiz” deyip eklemiş:
“Hadise diye bir kardeşim var benim, Türkiye’nin popstarı, onu sahiplenmek lazım.”
Abla Hülya’nın bu enteresan “elimi uzattım, tut elimi” manevrasını Hadise görecek mi ya da görmezlikten mi gelecek bilinmez; ama Belçika’dan buralara uzanıp türlü hadiselere imza atmış gurbetçi Açıkgöz ailesinin dinamikleri her açıdan belgesellik hani. Netflix gör bizi.

Haberin Devamı

“Camp” dünyasına hızlı bir yolculuk için...

Haberin Devamı

Önceki gün MET Gala’nın kırmızı halıda arz-ı endam eden “camp” kostümlerini uzun uzun irdelemeye doyamamıştım ya.
Benim gibi “Daha çok camp, daha çok!” diyen arsızlara şöyle bir mini rehberim var.
Camp’i daha iyi anlayabilmek için:
◊ Sofia Coppola’nın Marie Antoinette adlı dönem filmi izlenebilir.
◊ 80’lerin sonuna doğru NY’ta başlayan ve poz verme odaklı “Voguing” dans akımına bakılabilir.
Madonna’nın Vogue adlı hiti eşliğinde...
◊ Tam bir camp dizisi olan Pose baştan sona hatmedilebilir.
◊ RuPaul’s Drag Race yarışmasına göz atılabilir.
Sadece bu kadar değil tabii...
Bizim topraklardan da Zeki Müren’in bir dönem gazino sahnelerini altüst etmiş mini şortlu apartman topuklu kostümleri tam camp!
Peki ya Bülent Ersoy’un TV şovlarında yahut sahnede giydiği kostümleri?
Camp’in âlâsı!
Yerli Türkçe pop aleminde de Aleyna Tilki zaman zaman camp sınırlarına dayanıyor, ama şimdilik sınırda işte!
Gerçi camp giyinmeyi pek seven ressam Haluk Akakçe ile daha fazla gezmeye devam ederse o da sınırı aşıp camp alemine hızlı bir dalış yapabilir her an.
Belli olmaz.

Yazarın Tüm Yazıları