Kıyafet bekçilerinin mevsimi

Şort ya da kıyafet bekçilerinin mevsimi geldi yine.

Haberin Devamı

Bunlar sokağın bir köşesine oturur ve gelen geçeni seyreder.
Elbette hepsi erkektir.
Kendi aralarında konuşuyorlar sanırsın ama en çok sokaktan geçen kadınları baştan aşağı süzüp yorum yapmaktan haz alırlar.
Şu an sosyal medyayla daha çok farkına varılıyor belki ama kıyafet bekçileri hep vardı.
Çocukluğumun taşrasından
1 numaralı hafıza kaydı:
Kadınlar “çarşı”nın içinden geçmek istemezdi.
Dükkân önlerinde biriken erkekler bön bön baktığı ve homurdandığı için...
Son kıyafet bekçisini ise dehşet içinde seyrettik.
Bir kadının kıyafetine laf etti ama sonradan sosyal medyası ortalığa saçılınca gördük ki, kıyafet bekçisi dayı kendi hayatında ultra özgür takılıyor.
Takılsın tabii, kimsenin buna sözü yok. Kendi hayatı, bize ne...
Ama sokaktaki kadının kıyafetine de takılıp kalmasın.
Homurdanmasın. Hem içinden hem dışından.
Başını çevirsin, “Bana ne” diyebilsin.
Bunu diyemeyince sonunda laf atılanlardan biri “Sana ne ulan!” der ve işte böyle rezil olunur.

Haberin Devamı

Babanızın bile...

Kıyafet bekçisine haklı olarak öfkelenen kadın, “Bana babam bile karışmıyor” diyor.
Sinirle söylenmiş bir söz tabii ama yine de ufak bir düzeltme yapmak isterim:
“Size babanızın bile karışmaya hakkı yok zaten.”

“Bikinili paylaşım” haberlerinin cinsiyetçiliği

“Ünlü oyuncu bikinili paylaşım yaptı, sosyal medya sallandı.”
Bu tür başlıkları çoğu haber sitesi kullanıyor.
Önceki gün Burcu Biricik’in paylaşımı üzerinden de bu başlığı atanlar vardı.
Sosyal medya gerçekten sallanıyor mu onu bilemem (ki hiç sanmıyorum) ama durum şu:
Bir erkeğin şort mayosuyla güneşlenme ya da denize girme paylaşımı nasıl haber olmuyorsa bu da olmamalı.
Bu cinsiyetçi haberler sona ermeli.
Çünkü bu tür cinsiyetçi yaklaşımlarla sokaktaki kıyafet bekçileri gibi olunuyor son tahlilde.

Zorunlu çözüm: Sessiz Disko

Ankara, Eskişehir, Beşiktaş ve Ataşehir’de şubeleri
olan IF Performance
Hall, yeni bir uygulama başlatmış: Silent Disco (Sessiz Disko).
Her cuma ve cumartesi, gece 24’te müzik bittikten hemen sonra herkes kulaklıklarını takacak ve DJ’in müziğiyle dans etmeye devam edecek.
Olay bu.
Silent Disco uygulaması yıllar önce Tünel Meydanı’nda gerçekleşmişti.
Sonradan Zorlu PSM’nin giriş kısmında da yapıldı hatta.
Etraf normal gürültüsündeyken kulaklıklarını takanların çılgın gibi dans etmesi, eğer siz kulaklık takmadıysanız, gerçekten ilginç bir görüntü çıkarıyor ortaya.
Tokyo’da da mesela bunu sık sık yapıyorlar.
IF’in sessiz diskosu ise çaresizlikten ortaya çıkmış zorunlu bir çözüm elbette.
Gece 24’ten sonra müzik bittiği için...
Lakin bu çözüme, “Gece 24’ten sonra müziğin olmamasını normalleştiriyorsunuz” diye karşı çıkanlar da var.
Ben de öyle düşünüyorum açıkçası.
Ama bir yandan müziğin sesi susmasın da istiyorum. Kulaklıkla dahi olsa.
İki arada bir okyanusta kaldım diyebiliriz.

Haberin Devamı

Şehir yanıyor ve...

◊ Ve bindiğim taksilere “Klimayı açar mısınız?” demekten yoruldum yine.
◊ Ve akşamüstleri bir mekanda, günü serin bir şekilde sonlandırayım derseniz hiçbir yerde rezervasyonsuz yer bulamıyorsunuz. Önceki gün bir arkadaşıma “Gelin ama, 19.31’de kalkmanız gerekiyor” denilmiş mesela. Neden buçuğu 1 geçe, orası kara delik.
Mekanlar için bu doluluk hali nefis tabii. Neyse, artık saat yasağı kalktığına göre bu sıkışıklık hali de ortadan kalkacaktır. Yani, umarım.

Kusura bakma Katy

Katy Perry ve Orlando Bloom çifti Bodrum’a geldi ama paparazziler üzerinden deniz sefasını izlediğimiz
ünlüler sıralamasında benim
1 numaram hâlâ değişmedi:
Diletta Leotta ve Can Yaman.
Çünkü bir markanın geçmişte kullandığı o slogan gibi, “Aktif, dinamik ve heyecanlılar”.
İlham ve poz saçıyorlar etrafa, daha ne olsun?

Yazarın Tüm Yazıları