Jane Campion ve Yıldız Tilbe

Sonradan özür dilese dahi, insanın ağzından çıkan o ilk düşünce aslında hiçbir zaman değişmez mi?

Haberin Devamı


Değişmediği için mi özürler bir noktada samimiyetsizdir?
Bizden en popüler misal:
Yıldız Tilbe malum “zehirli” lafları nedeniyle özür diledi ama tepkiler dinmiyor.
Hatta sürpriz bir şekilde Kıbrıs’ta sürekli sahne aldığı bir otel, konser programından Tilbe’yi süresiz çıkardı.
Belki şiddeti aynı oranda değil, ama benzer bir gaf ve beraberinde gelen özür olayını ünlü yönetmen Jane Campion da yaşadı.
“The Power of the Dog” filmiyle pazar günü 27’ncisi yapılan Critics Choice Awards’ta ‘en iyi film’ ve ‘en iyi yönetmen’ dahil dört ödül kazandı Campion.
Aslında ödül konuşmasına gayet iyi başlamıştı.
“Bu gece burada bu kadar çok inanılmaz kadının arasında olmak kesinlikle çok etkileyici” diyerek... Salonda bulunan o inanılmaz kadınlar arasında Venus ve Serena Williams da vardı.
Campion hem onlara hem de Will Smith’in oynadığı “King Richard” filmine atıfta bulunarak tenis muhabbeti yapmaya başladı konuşmasında.
Ama işte o konuşmanın bir yerinde şöyle bir cümle çıktı ağzından:
“Serena ve Venus harikasınız. Ancak benim yaptığım gibi erkeklere karşı oynamıyorsunuz.”
Campion kendince bir espri yapmıştı. Ama çok kötü bir espriydi bu.
Nitekim o anda kameralar Venus Williams’a döndü ve onun yüzünü buruşturduğu anlar bir anda sosyal medyada gündem oldu.
“Williams kardeşler aslında karma çiftler takım etkinliğinde erkeklere karşı yarıştı” diyen onlarca yorum yapıldı.
Campion’ı cahil ve yanlış yorum yapmakla suçlayanlar da vardı.
Sonunda Campion hemen ertesi gün bir açıklama yapıp özür diledi.
“Sinema dünyasında yaptıklarımı Serena ve Venus Williams’ın başardıklarıyla eşitleyen düşüncesiz bir yorum yaptım” diyordu açıklamasında.
“Gerçek şu ki, Williams kardeşler aslında sahada (ve saha dışında) erkeklere karşı meydan okudular. Hem çıtayı yükselttiler hem de bu dünyada kadınlar için mümkün olanın kapılarını açtılar. Yapmak isteyeceğim en son şey olağanüstü kadınları küçümsemek.”
Açıklama her ne kadar doyurucu olsa da, insan düşünmeden edemiyor işte:
Eğer ilk ağızdan çıkan insanın aslında en dipteki net düşüncesiyse, sonradan üzerine düşünüp tartılarak yapılmış özür açıklaması ne kadar gerçek? Tilbe ve Campion bambaşka dünyaların insanları, ama sorunun yanıtı galiba şu:
Her şey insanların size ne kadar şefkat kredisi verdiğiyle orantılı.
Eğer krediniz bolsa özrünüz kabul oluyor.
Kredi notunuz düşükse özrünüz bir türlü yeterli olmuyor.

Haberin Devamı

Zoraki evleniyormuş gibi

Haberin Devamı

Kadınlar arasında “Bir kez denedim evliliği, artık bitti” düşüncesi giderek daha hakim olurken Seda Sayan yedinci kez evlenmeye hazırlanıyor.
Canlı yayındaki evlilik açıklamasını “Acayip eğlencelidir” diye YouTube’dan açıp izledim.
Net bir hayal kırıklığıydı.
Ortalıkta öyle cümbüşlü bir hava yoktu. Sanki Seda Sayan zoraki evleniyormuş gibiydi.
Gerçi damat adayının bir dönem düğünlere marş olmuş o eski İrem Derici şarkısını söylemesiyle Seda Sayan yelkenleri suya indirdi ama, yine de üzerinde bir “Emin miyim ben?” ifadesi vardı sanki.
Ama günün sonunda sabahların sultanıydı ve o saatlerde onu izleyenler için kutsal mertebelerden, olmazsa olmazlardan biriydi evlilik.
Ekran dışındaki Seda Sayan belki sadece sevgili kalmayı tercih ediyordu.
Nitekim: Sultanlık zor iş.

Yazarın Tüm Yazıları