İstanbul gece hayatı notları

İstanbul’un gece hayatı durgunluğu önceki gece itibariyle az da olsa son buldu gibi. Buyurun neler olup bittiğine...

Haberin Devamı

O SEKSİ SAHNE
İlk durağım, Mecidiyeköy’ün ortasındaki Fairmont Quasar Oteli’nin havuzu...
Havuzu çevreleyen iki dev binaya bakınca akla pek yaramaz şeyler düşüyor: Michael Fassbender’li Shame filminin o seksi otel penceresi sahnesi!

SİNGAPUR’DAKİ HAVUZU ANIMSATIYOR
Havuzun bittiği noktadan başlayan İstanbul manzarası bol apartmanlı ama yine de nefis. Biraz Singapur’daki Marina Bay Sands Oteli’nin en tepedeki meşhur havuzunu anımsatıyor.
Orada da insanların en büyük zevki/derdi havuzun ucuna gidip kent manzarasını arkasına alarak fotoğraf çektirmektir ya. İşte o hesap.
Ama anlaşılan instagram fenomenleri Fairmont havuzunu henüz keşfetmemiş.

BİR DAHA GELİRLER Mİ?
Neyse, bu havuz problemine son verip esas mevzuya, havuz kenarındaki partiye geçiyorum.
Önceki gece Tolga Sezgin’in doğum günü partisi sebebiyle kentin eğlence/sanat aleminden onlarca tanıdık sima işte bu bol rüzgarlı havuz başındaydı.
Peki tüm bu kalabalık ikinci kez buraya gelir mi? Biraz zor.
Aslında burası iyi bir işletmeyle filan, New York usulü şık bir bar olabilirmiş.
Ayrı bir asansörden havuz katına çıkmak kaydıyla tabii...

KLEIN GARTEN’İN ESAS OLAYI
Tolga’nın partisi olanca hızıyla sürerken ve Shame’in o sahnesinin karşımdaki dev otel binasının pencerelerinde gerçekleşmesi umudunu giderek yitirmek üzereyken Mecidiyeköy’den Tepebaşı’na ışınlandım.
Çünkü Klein’ın yazlık hali Klein Garten sezonu açmış.
Meğer mekandaki kalabalık akşamüstünden bu yana burada dansedip eğleniyormuş.
Peş peşe DJ’ler çıkmış.
DJ’ler bahane; Klein Garten’ın esas olayı herkesin rahat olması, kasmaması.
Öyle tatlı tatlı dans ederken birilerinin telefonun ışığını açarak mekan ortamını ya da arkadaşlarını çekmeye kalkmaması...

Umut verici

Haberin Devamı

Rap şarkıcısı Ezhel’in beraatine karar veren hakimin sözlerini okudunuz mu?
“Sanat eseri olduğunu düşünerek beraatine karar verdim.”
İşte budur! Bu tür
yaklaşımlar gerçekten
umut veriyor
insana...

Mehmet Gürs’e bravo

Ve hem umut hem de gurur verici bir şey daha: Mehmet Gürs’ün Mikla’sı artık dünyanın en iyi 50 restoranı arasında.
Mikla bu listeye ilk kez 2015 yılında 96’ıncı sıradan girmişti.
Şimdi 44’üncü sırada.
Bu yükselişte Gürs’ün “yeni Anadolu mutfağı” diye tanımladığı manifestosunun ve mekanın menüsünü bu doğrultuda oluşturmasının etkisi büyük.

Yazarın Tüm Yazıları