Gönül isterdi ki bu olanlar sanatın parçası olsun

Ama değil. Önceki gün Lütfi Kırdar’da yapılan güncel sanat fuarı Contemporary İstanbul’a gelen bir grup erkek, sanatçı Ali Elmacı’nın heykelinin kaldırılmasını talep etti.

Haberin Devamı

Nedeni de şuydu:
Elmacı’nın yaptığı kadın heykelinin göbeğine resmedilen Abdülhamit portresi.
Heykel, ortalık daha fazla bulanmasın/karışmasın diye o an geçici olarak kaldırıldı, sonra bizzat Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli tarafından yeniden yerine konuldu.
Yabancı galeriler “güvenlik” endişesini abartıyorlar diyordum.
Çünkü bu yıl birçok galeri bu gerekçeyle katılmamıştı fuara.
Bu olaydan sonra hak
verdim.
Ali Elmacı’nın eserini sergileyen Şilili Isabel Croxatto galerisi bir daha gelir mi Türkiye’ye? Cesaret edebilir mi?
Bir eseri protesto ve eleştiri hakkına elbette herkes sahip.
Ama kaldırılmasını talep etmek, olay çıkarmak nedir?
Üstelik bir sanat fuarında! Olacak iş değil.
Peki bu olayla birlikte Cem Yılmaz’ın da hedef gösterilmesine kaç puan?
Tüm sanat camiası biliyor ki, Cem Yılmaz sadece koleksiyonerlik yapmıyor, genç kuşak sanatçıları destekliyor ve onların rahat üretebilmeleri için zaman zaman yardımcı da oluyor.
Ali Elmacı da Yılmaz’ın destek olduğu sanatçılardan biriydi.
Yani Cem heykeli satın almış değil. Ayrıca alsa ne olur, o da ayrı mesele.
Çok tehdit aldığı için evine bile gidemiyormuş şu anda ressam Elmacı.
Gerçekten çok yazık...

Haberin Devamı


Mekanlar canlı müziğe teslim

Bir dönem mekanlar için ‘cool’ görünmenin en önemli unsuru Türkçe müzik çalmamaktı.
Türkçe müzik çalınacaksa ilerleyen saatlerde sadece Ajda Pekkan çalınır, sonra tekrar yabancı müzik sularına dalınırdı.
Derken yavaş yavaş bu kural esnemeye başladı.
Ajda’dan sonra başka şarkıcılar da çalındı.
Bakıldı ki millet daha çok coşuyor, eğleniyor, bu şekilde ciro garanti; Türkçe müzik serpiştirmeleri çoğaldı.
Bu rahatlamanın peşinden Türkçe canlı müzik devri yeniden yükselişe geçti.
İki yıl önce Emirgan’daki Gizli Kalsın’la başlayan bu moda şimdi her yerde.
Salı gecesi Karaköy’deki Goya’da Mirkelam’ı izledim mesela.
Aslışah Alkoçlar’dan ayrılan Hakan Sabancı arkadaş grubuyla oradaydı, Çağla Şıkel ise Hakan Akkaya ile. Bengü de arkadaşlarıyla...
Çarşamba gecesi Karaköy’ün bir başka mekanı Madeo’da ise Ayşegül Aldinç’in performansı vardı.
Levent’teki Set Kebap’ın yanına açılan Fransız et lokantası La Boucherie de bu sezon canlı müzik performansları başlattı ve dolup taşıyor.
Rubato grubunun sahne aldığı fasıl geceleri mesela dizi oyuncularının şimdiden bir numarası. Hepsi orada: Barış Arduç’lar, Çağatay Ulusoy’lar, Birkan Sokullu’lar...
Cihangir’de yeni açılan Hazine ise neredeyse haftanın her günü canlı müzik yapıyor.
Sırada başka mekanlar da var, duyuyorum.
Hepsi “Canlı müziğe mi başlasak?” diye düşünüyor.
Çünkü insanlar şu anda fazla para harcamak istemiyor, paralarını tutuyor ve dışarı çıkacaklarsa eğer direkt eğlenmek istiyorlar. Vakit kaybetmek istemiyorlar.
Türkçe canlı müzik de bizim için eğlenmenin en kısa yolu. Cool olmanın alemi yok.
Bir de arabesk geceleri var ufukta. Hem de bayağı koyu arabesk.
İlk adımı geçen salı gecesi Beyoğlu’nun ünlü mekanı Opera attı bile. Sahnede bayağı arabesk bir solist vardı.
Kendimi 80’lerde geçen bir Türk filminde gibi hissettim.
Durum böyle. Şu an devir, ruh hali böyle...

 

Haberin Devamı

(29 Ekim- 5 Kasım tarihleri arası)

İstanbul popüler mekan Top 10 

1. Klein / Harbiye (1)
2. Room&Rumours / Nişantaşı (-)
YENİ. Kıvanç Tatlıtuğ’un eşi Başak Dizer ve onun yakın arkadaşı/ortağı Deniz Marşan’ın hem dükkan hem de kafe-bar olarak hizmete açtıkları mekan hafta ortası açılış partisiyle gündemdeydi.
3. La Boucherie Dinner Theatre / Levent (3)
4. Delicatessen / Nişantaşı
YENİ. Contemporary İstanbul’dan çıkanlar soluğu orada aldı, Delicatessen özellikle çarşamba günü izdiham yaşadı.
5. Lucca / Bebek (2)
6. La Boom&Gizli Kalsın / Emirgan (7)
7. Goya / Karaköy (8)
8. Fenix / Etiler (5)
9. Hazine / Cihangir (4)
10. Zuma / İstinye Park (9)

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları