Galiba biraz ‘paslanmışız’

Restoran ve kafelerle yeniden buluştuk.Ya mahalle kafesine gidip hemen bir kahvaltı keyfi yaptık.

Haberin Devamı

Ya da akşamüstü arkadaşımızla buluştuk ve bir masada oturarak muhabbet etmenin tadına vardık aylar sonra.
Benim bu ikinci açılma günlerinde ilk hissettiğim şu oldu:
Herkes yorgun gibiydi.
Psikolojik bir yorgunluk bu.
Hem mekancılar hem de biz müdavimleri.
Bana “paslanmışız” gibi geldi.
Pratiğimizi kaybetmişiz sanki.
İlk açılmada öyle değildi mesela.
O dönemde bir paslanma hissiyatı yoktu.
Şimdi ise yorgunluk olması normal.
Mekancılar kapalı kaldıkları ayların açığını kapatma derdinde.
Müdavimler ise şaşkın.
Hem temkinli davranıyor hem “İçerisi gerçekten yüzde elli kapasiteli mi?” diye etrafı kolaçan ediyor hem de yedikleri içtikleri şeyden keyif almaya çalışıyorlar.

Her mekan açılmadı
Bu arada her mekan kapısını açmış değil.
Akşam saatlerinde daha çok müşterisi olanlar, 19.00 sınırı nedeniyle restoranlarını açmadı.
Mesela İKSV Binası’nın üstündeki Firuze.
Burası ve daha pek çok mekan, saat sınırlaması esneyince kapılarını açmayı düşünüyor.

Haberin Devamı

Karşılaştırmak yanlış
Aynı gün şarkı ve videoları yayınlandığı için Aleyna Tilki ve Kerimcan Durmaz karşılaştırması yapılıyor sürekli. İkisi arasındaki “tık savaşı”na bakılıyor.
O şu kadar izlenmiş, bu ise daha az diye.
Oysa aynı gün çıkmaları dışında iki ismin karşılaştırılacak bir durumu pek yok.
Aleyna profesyonel bir müzisyen.
Kerimcan ise müzik alanında çok yeni.
Aleyna’nın şarkısı İngilizce ve tüm dünyada yayınlandı.
Kerimcan’ın şarkısı ise Türkçe ve daha çok lokale hitap ediyor.
Tek karşılaştırma videolar açısından yapılabilir:
Kerimcan’ın videosu açık ara ilgi çekici.
Aleyna’nınki ise fazla tekdüze.

Kuryenin başına gelenler o filmi andırıyor

İpek Hattat’ın, tabletinin tamir edilemediği gerekçesiyle evinde saatlerce alıkoyup psikolojik şiddet uyguladığı kuryenin başına gelenleri okumuşsunuzdur.
Hattat’ın yaptıkları Michael Haneke’nin “Funny Games” (bizde “Ölümcül Oyunlar” adıyla gösterilmişti) filmini anımsattı bana.
1997 tarihli ilk versiyonun ardından bir de 2007’de bu filmin Amerikan versiyonunu çekmişti Haneke.
Bu kült filmde iki genç nedensiz yere bir aileye şiddet uyguluyor ve bundan da zevk alıyordu.
Hattat’ın kuryeye yaptıkları da bu filmde olan biteni andırıyor.

Yazarın Tüm Yazıları