Darısı onların ilişkisini çözemeyene...

Gupse Özay ve Barış Arduç... Herhalde haklarında bu kadar açık açık “Birbirlerine yakışmıyorlar” yorumu yapılan başka bir ünlü çift olmamıştır.

Haberin Devamı


Özellikle de Barış Arduç’un çılgın hayranları tarafından.
Bizzat şahidim. Bir kere üçümüz yan yana fotoğraf çektirmiştik.
Arduç’un hayranları daha birinci saniyede fotoğrafa bin tane olumsuz Gupse yorumu döşenmiş, inanamamıştım.
Gupse o zaman da gayet olgun bir şekilde, “Biz alıştık artık” demişti.
Yine de zor bir durum.
Habire “Sen o adama layık değilsin” diyen kadınların, hayranların çaprazında bir ilişki sürdürmeye çalışmak...
Ama sonunda çift kazandı: Gupse ve Barış gözlerden ırak yaşayıp bir türlü “yakıştırılmadıkları” 6 yıllık ilişkilerini bir başka aşamaya geçirerek evlendiler.
Evlilikleri de sessiz sedasız ilişkileri gibi hayli tantanasız, süssüz, alışılmadık oldu.
Ne diyelim; memleketin en mütevazı, en gerçek ve en sakin çifti kendilerini ve aralarındaki uyumun sırrını çözmüş gibiler.
Darısı, onları sürekli aşağıya çekip çözemeyenlere gelsin...

Haberin Devamı

Ünlü ve medya arasındaki kopuk zincir

Tuba Büyüküstün, “Umut Evirgen’le barıştılar” haberleri çıkınca sosyal medyasından bir yazı yazmış, satırlarının bir yerinde şöyle diyor:
“Haber yok, kimi yazsak okunur diye belli kişiler üzerinden haber devamlılığı yaratılmaya çalışılıyor sanırım. Bırakın sanatçı olmayı, insan olarak mahremiyetimize saygıyı hak etmiyor muyuz?”
Yeni nesil ünlüler medyaya, kendi sosyal medyaları üzerinden sürekli ayar veriyor son yıllarda.
Tuba’nın durumunda olduğu gibi çoğu zaman haklılar da...
Sonuçta bir 90’lar, Televole zamanlarındaki gibi aşırı samimi değil artık ünlü ve medya arasındaki ilişkiler.
Daha uzak, daha mesafeli.
Olması gereken bu belki. Ama menajer ya da ünlülerin ajansları da çoğu zaman medya tarafından ünlüye sorulmuş bir soruyu muhatabına bile ulaştırmıyor.
Kopuk zincir orada yani. Kraldan çok kralcı davranıp aradaki iletişimi koparanlar...

Hollywood da tamam, ama...

Instagram’daki ünlü kadın kullanıcıların başlattığı siyah beyaz fotoğraflı “Kadınlar kadınları destekliyor” akımı bizde hızla parlayıp çabuk söndü, tam olarak tabana yayılmadı, ama Hollywood’a yayıldı.
En son Jennifer Aniston bir destek fotoğrafı koydu. Tüm bunlar bana yine de yeterli gelmiyor. Hatta bazı kullanıcılar, “Sadece fotoğraf paylaşmayalım, ilgili kurumlara bağış da yapalım” diye öneriler attı.
Oysa sorun şu:
Bu tür akımlar bir hoşluk olarak unutulup gidiyor iki gün sonra.
Kalıcı bir eyleme bir türlü dönüşemiyor.

Haberin Devamı

Scooter ‘Martı’ hakkındaki düşüncelerim

Elektrikli scooter girişimi Martı’yı karantina zamanı ve sonrasında daha çok görmeye başladım İstanbul sokaklarında.
Şimdi ceza yazılmaya başlanmış Martı kullananlara. Tıpkı Uber’e yapıldığı gibi haksızlık ediliyor bence...
◊ Doğrusu Martı kullanıcılarını yol kenarında her gördüğümde irkiliyor, “Umarım bir araç ona çarpmaz” diye düşünüyorum.
Aynı dileği bisikletliler için de diliyorum.
Çünkü malum, araç sahipleri bizde yolların hakimi gibi davranır.
◊ Martı’yı hiç kullanmadım. Ama kullananı anlıyorum: Pratik ve eğlenceli görünüyor.
◊ Kaldırımda çok rastladım Martı kullanana. Kaldırım genişse hiç oralı olmadım ama bir kere dar kaldırımda az daha çarpışıyorduk. O zaman söylendiğim oldu.

Yazarın Tüm Yazıları