Bir çocuk gördüm uzaklarda, biraz çocuk biraz adam...

Amerikalı antropolog Wednesday Martin, Primates of Park Avenue diye bir kitap yazmış.

Haberin Devamı

Kitapta, Manhattan’ın yukarı doğu yakası zenginlerinin yeni statü sembolünü tespitlemiş:
Çok sayıda çocuk yapmak...
İki değil, üç değil, beş, hatta altı tane çocuk sahibi olmak zenginliğin artık en büyük göstergesi sayılıyormuş.
Bizim topraklarda henüz böyle taşkın bir durum yok.
Onca “üç çocuk” öğüdüne rağmen...
Ama ünlüler katında şöyle bir durum var:
Çocuklu olma halini fazlaca kullanma, çocuğunu “yeni bir araba/ev/çanta/ayakkabı/marka kıyafet” almışçasına sürekli teşhir etme, yani tüketim nesnesi kategorisine sokma durumu...
Bilinçli ya da bilinçsiz çoğu ünlü kadın bunu yapıyor.
Ve takdir edersiniz ki bir süre sonra çocuk o ünlü kadından daha çok konuşulmaya başlanıyor.
Hatta bir tık ötesi, ünlü ya da ünlümsü kadın artık çocuğuyla var olmaya başlıyor, gündeme bir tek öyle geliyor.
Bu hazin vaziyetin beş tık ötesi ise olası bilimkurgu:
O çocuğun biraz büyüdüğünde, “Anne, artık kendi Instagram profilimi açacağım, hayranlarım senin profilinde olmama kızıyor” diye ciyaklamaya başlaması...
MELODİK NOT: Yazının başlığı, Sezen Aksu’nun Bir Çocuk Sevdim adlı şarkısından alıntı...

Haberin Devamı


Şehir Atlası

İNŞAAT HALİNDEYKEN PARTİ YAPAN MEKAN...
Ramazan sonrası Karaköy yeni bir mekana daha kavuşuyor: Mitte.
İşletmesini Lucca’dan ayrılan Turgay Yıldız’ın üstlendiği mekan daha şimdiden konuşulmaya başlandı.
Çünkü hali hazırda inşaatı süren mekanda salı gecesi -aynı zamanda mekanın mimarlığını yapan- Sami Savatlı’nın doğum günü partisi vardı.
Ece Sükan, Mert Alaş gibi isimlerin de katıldığı parti geç saatlere kadar sürdü.
Mitte kapılarını herkese açana dek bu tür özel partiler yapmaya devam edecekmiş.

“ÇIPLAK DOLAŞMAYIN” DİYEN SPOR SALONU...

Ünlü spor salonu Kanyon MAC’e gidenlerin bugünlerde fısıldadığı tek şey bu:
Soyunma salonuna asılan tatlı sert uyarı kağıdı.
O kağıtta şöyle yazıyormuş: “Nüdist (Çıplak gezmeyi savunan) üyelerimiz görmek istemediğimiz görüntüler yaratır.”
Anladınız. Kısaca; soyunma salonunda lütfen çırılçıplak/salkım saçak dolaşmayın, havlunuzu belinize dolayıp edebinizle duş alın denilmiş.
Bakın şimdi içimi aniden bir endişe bulutu kapladı: Yakında Kanyon MAC’te havlusuzlar-havlulular kutuplaşması olmasın?
Havlusuz dolaşmakta ısrar edenler soyunma salonunda miting düzenlemeye kalkmasın?
Cidden endişeliyim. Bir de bu ayrıntıdan kutuplaşırsak memleketin halini düşünemiyorum.
Bu konuyla ilgili son notumdur:
Avrupa’daki spor salonlarında vaziyet nedir diye inceleme yapmam yakındır...
Tabii ki havlumu belime dolayarak. Cık cık cık.

SOHO HOUSE’UN BEKLEDİĞİ PARTİ...

Önümüzdeki hafta çarşamba gecesi Soho House ilk kez bir doğum gününe ev sahipliği yapacak.
Eskiden chapel olan Chancery Room’da gerçekleşecek ve çok sayıda ünlünün katılacağı doğum günü partisi Tolga Sezgin’e ait.
Chancery Room’un parti için özel olarak dekore edilmeye başlandığını da belirtmeden geçmeyelim...

Haberin Devamı


Mahsun ve tercihler


Son zamanlarda karşılaştığım/konuştuğum ünlülerden en çok duyduğum şey, “Siyaset hakkında söylediklerimi unut!” cümlesi...
Tamam, eskiden de çekiniyorlardı.
Ama son dönemde sanki daha da çok çekiniyor, ürküyorlar.
Belki de haklılar.
Baksanıza Mahsun Kırmızıgül’ün başına gelene.
Twitter’ına “Adaletsiz seçim” yazıp YSK’yı da “işlevsiz” ilan etti diye hemen bir kesimin adamı ilan edildi, oklar üzerine fırlatıldı...
Ünlüler için gerçekten zor bir dönem bu:
Ya taraflarını belli edip bedeli neyse ödemeyi seçecekler...
Ya da siyasi konularda sessizliğe gömülüp dikkatli olmayı tercih
edecekler...

Yazarın Tüm Yazıları