Beyoğlu’nda gezmezsin gözlerini süzmezsin

Defalarca taşları, graniti değişti, sonunda asfaltımsı bir şey oldu.

Haberin Devamı

Ardından sembol dükkanları yüksek kiralara/ilgisizliğe dayanamayıp birer birer kapandı.
Masa ve sandalye kaldırma operasyonunun ardından bu kez de gaza bulanan eylemler ve bomba olayı sonrası yavaş yavaş başka bir çehreye büründü İstiklal Caddesi:
Çoğunlukla Arap turistlerin gezdiği sıradan bir yer haline geldi.
Caddeye yakın semtlerde oturan benim gibi birçok insanın içinden İstiklal’e çıkmak gelmiyor artık.
İstiklal es geçilip Tünel’e çıkılıyor direkt.
Ama geçenlerde Tünel’e gittim, orada da zevk alınacak dükkanlar azalmış, tükenmiş.
Tünel Geçidi’nde zincir restoranlardan biri var mesela.
İnsan KaVe’nin olduğu o günleri özlüyor. Mekanın içindeki antikaları, hatta kurabiyeleri...
Şimdi diyorlar ki, İstiklal Caddesi’nden bankalar, teknoloji mağazaları ve ünlü restoran zincirleri birer birer gidiyor. Onlar kimin umurunda...
İstiklal’i orijinal kılan şeyler zaten epeydir yoktu ki...

 

Haberin Devamı

Sıla’nın duruşu

Başkası olsa geri adım atabilirdi.
“Yanlış anladınız” deyip kıvırabilirdi.
Hatta coşup en klişe lafları peş peşe sıralayabilirdi.
Sıla yapmamış.
“Demokrasi demiyor muyuz? Ben de fikrimi söyledim işte.
Sözlerimin arkasındayım” demiş.
Neydi fikri Sıla’nın? Özetle şu:
“Kesinlikle darbe karşıtıyım, ama böyle bir şovun (Yenikapı mitingini kastediyor) içinde yer almayı düşünmüyorum.”
Demokrasi dediğin katılmasan/onaylamasan bile farklı düşüncelere saygı duymak değil mi?
Bizde öyle algılanmıyor maalesef.
İşte bu nedenle Sıla şimdi tu kaka oldu, ‘küstah’ oldu.
Çok yazık.
Ama olsun, Sıla gibi kafasına göre takılanlar insana “Böylesi de var” dedirtiyor.

 

Hayran olduğum o kadın!

Bay ve Bayan Foster 14 yıldır evlidir.
Birbirlerine hâlâ âşık, mesleklerine tutkuyla bağlı, herkesin gıpta ettiği bu çiftin şahane hayatı bir gün siyah bir kaşkolda bulunan uzun sarı saç teliyle bozulur!
Bayan Foster kocasının kaşkolunda bulduğu sarı saç telinin peşine düşer ve kendini bir anda koca bir yalan sarmalının içinde bulur.
Kısaca konusundan bahsettiğim bu dizi, BBC One’ın “Doctor Foster”ı.
Final bölümü
geçen sonbahar yayınlandığında 10 milyona yakın insan tarafından izlenen “Doctor Foster”ın beş bölümünü de peş peşe izledim.
Konu basit başlayıp öyle bir karmaşıklaşıyor ki, dizinin ‘duygusal kurgusu’na hayran oldum.
Dizi ayrıca bir kadın zaferi. Erkekleri yerden yere vuruyor.
Gemma Foster’ı canlandıran Suranne Jones ise harikalar yaratıyor.
Aldatma olayı da her açıdan sorgulanıyor.
Mesela erkek karakter bir ara şöyle bir itirafta bulunuyor:
“İnsanlar ve dünya değişiyor. Evler ve işler de öyle...
Ama senden hâlâ tek bir kişiye bağlanıp yaşaman isteniyor.
İlk başta bu olur sandım.
Başka birine ihtiyacım yok diye düşündüm.
Ama bir süre sonra aynı anda iki kişiyi sevmenin mümkün olduğunu gördüm.”
Demem o ki, ikili ilişkiler üzerine sıkı bir psikolojik gerilim olan “Doctor Foster” nemli yaz gecelerinin serinleticisi olabilir.
Amazon’larda DVD’si de var, bin tavsiye...

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları