2021’e dair ‘belirsiz’ kararlarım

2020’nin kelimesi gayet net gayet belliydi: Belirsizlik.

Haberin Devamı

Her şey pandemi dolayısıyla o kadar belirsizdi ki...

Bu belirsizlik ilk başta aşırı rahatsız edici gibi gözükse de, kızmayın ama aslında ilginç bir şekilde rahatlatıcı bir yanı vardı.

Önceden, yani eski normalde, her şey çok fazla belli olduğunda ne oluyordu?

Hızlı bir şekilde yaşıyorduk ama fazla üstünde düşünmeden.

Belirsizlik en çok bunu sağladı galiba: Durup düşünmek için bolca zaman...

Bu yüzden, sizi bilmem ama 2021’e dair alınan kararların da öyle net kararlar olmasını bekleyemeyiz tabii.

Ben birkaç tane kişisel karar sıralayayım, gerisini siz getirin.

Bir süre dizi izlemek istemiyorum.

Çünkü bilgisayar oyunu bağımlıları gibi oldum.

Sabahtan akşama kadar sırf diziyle yaşayabilirim. Bu kadarı fazla.

Bize sınırı açık olan ülkelerden birine seyahat etmek istiyorum.

Haberin Devamı

Kimine göre delilik kimine göre “Ne gerek var?”

Bu nedenle kararım “belirsiz” ama içimden bir ses “Neden olmasın?” diyor sürekli.

Köpek sahibi olsam diyorum. İsmini de bir şarkının ilk dizesi koysam.

Mesela: Dert Bende Derman Sende.

Kısaca DBDS.

Maksat, ilginç bir isim olsun.

Ama sabah akşam onu dışarı çıkartacak disiplinde miyim, hiç emin değilim.

Bugün denize girsem diyorum mesela. An itibarıyla Alaçatı’dayım, her an gerçek olabilir bu kararım yani. Su buz gibidir ama neden olmasın?

Kendime getirir beni.

Motosiklet sürmeyi öğrensem diye geçiyor içimden. Ama işte geçiyor, sonra geçtiğiyle kalıyor. Belirsizliğin tatlı kıyılarında.

Unutkanlık ve korona

Birkaç gün önce. Korona geçirmiş bir tanıdık doğal olarak deneyimini anlatıyor.
Biz de dinliyoruz.
Sırt ağrısı çok çekmiş.
Koku hâlâ alamıyormuş.
Sürekli öksürmüş.
Bir de çok fazla unutkanlık yaşamış.
Zaten en çok bu sonuncusu ilgimi çekti.
“Bildik unutkanlıklardan değil” diyordu, “Arada kelime unuttuğum bile oldu. Ya da yaşanmış bir olayı üzerine bant çekilmiş gibi tamamen unuttuğum.”

Tiny Pretty Things’i izledikten sonra...

◊ Balenin tüm Fransızca terimlerini öğrenmek istedim.
◊ Bale dünyasının aşırı hırslı tavrı bünyemi yordu.
◊ Dizinin genç karakterlerinin üç-beş anlamlı diyalog sonrası aniden sevişmeye yatay geçiş yapmasını komik ama eğlenceli buldum.

Haberin Devamı

Çevrim içi festivalde “Hayaletler”

Başka Sinema’nın düzenlediği festivalin üçüncüsü bu yıl çevrim içi yapılıyor.
baskasinema.com üzerinden gerçekleşecek gösterimler dün gece başladı.
Gösterilecek filmler arasında Azra Deniz Okyay’ın yazıp yönettiği, Venedik, Antalya, Varşova ve en son Selanik film festivallerinde aldığı ödüllerle geçen yılın en çok konuşulan filmi olan “Hayaletler” de var.

Yılın en yaratıcı reklamı

Epeydir zeki, yaratıcı, “Vay be!” dedirten reklamlar izleyemiyoruz.
Çoğu birbirinin aynısı.
Oysa bir kuyumcu tek başına sosyal medya hesabında öyle bir reklama imza attı ki, ajanslardaki kreatifler kendisinden ders almak için sıraya girebilir.
Görmüşsünüzdür, günlerdir o kuyumcu konuşuluyor.
Dükkânında sattığı kadın takılarının hepsini kendi üzerinde tanıtmış kuyumcu Soner Yaman.
Çıkış noktası da gayet şahane.
Kimsenin “Neden böyle bir şey yapmış ki?” diye kıllık yapamayacağı türden.
Şöyle diyor kuyumcu Yaman:
“İlgili, ilgisiz her şeyin reklamında artık kadın bedeni görmeye başladık.
Kadınların bedenlerinin metalaştırıldığını gördük. Bu çok rahatsız edici. Sadece kadınlar için değil, erkekler için de... Mesela bir otomotiv fuarına gittiğimiz zaman, şık giyimli ve güzel kadınlar görüyoruz. Bu güzel bir şey ama o kadınlar neden orada? Sadece bedenleri için onların orada olması çok yanlış”.
Valla kuyumcu Yaman’a bin alkış.
Hem sağlam bir çıkış noktası olduğu için hem de şık bir hamleyle dükkânına belki de hiç uğramayacak insanların bile ilgi odağı olmayı başardığı için...

 

Yazarın Tüm Yazıları