Yeni bir ortaklık

Anlaşma kapsamında, Spotify’ın en çok dinlenen orijinal podcast’leri ilk kez video formatında platformunda yayınlanacak.
Bu hamle, hem içerik çeşitliliğini artırmayı hem de izleyicilere yeni bir deneyim sunmayı hedefliyor.
Ortaklık, Spotify Studios ve Bill Simmons’ın kurduğu The Ringer çatısı altındaki seçkin yapımları kapsıyor.
Platformda yayınlanacak programlar arasında; spor ve pop kültürün nabzını tutan “The Bill Simmons Podcast”, klasik filmleri analiz eden “The Rewatchables”, sinema odaklı “The Big Picture”, gastronomi sohbetleriyle öne çıkan “The Dave Chang Show”, müzik analiziyle bilinen “Dissect” ve gerilim dolu “Serial Killers” gibi yapımlar var.
İlk aşamada yalnızca ABD’de erişime açılacak video podcast’ler, yıl içinde diğer ülkelere de yayılacakmış.
Spotify yetkilileri kısa bir süre önce Türkiye’de bizlerle buluşmuş, kapsamlı bir toplantı yapmıştı.
Bahsedilen diğer ülkelerden birinin de burası olması, bizde tutan podcast’lerin videoya dönüşmesi, yalnızca kulaklarda değil ekranlarda da izlenir hale gelmesi bakalım ne zaman olacak...

Parayla güzellik olur

Pop Bizde’nin podcast’inde Melek Mosso’yu dinledim.
Kaan şöyle soruyor: “Yorumlarda o para bizde olsa biz de güzelleşiriz diyorlar, haklı buluyor musun? Güzelleşmek için paraya ihtiyaç var mı?”
Melek tüm içtenliği ve dürüstlüğüyle cevap veriyor:
“Tabii ki var, direkt var hatta. Japonya’dan yeni geldim, türlü türlü bakım ürününün içindesin, herkesin yüzü porselen gibi, ben de para verdim aldım. Japonya’ya gittim, para verdim, aldım.”
Hak veriyorum, kendisine para harcayan, bakımına, giyimine özen gösteren kadın güzelleşiyor.
Hele ki artık sadece estetik operasyon değil günlük kremler, maskeler ve uygulamaların etkisinin her zamankinden çok olduğu günümüzde güzelliğine para ve zaman harcayan kadınlar hep bir adım öne çıkıyor.
Bu arada Japonya’daki o güzellik ürünlerini, özellikle de porselen gibi yapanları çok merak ettim.
Japonya buraya gelmezse, biz gideceğiz artık. Gitmişken önünde fotoğraf çektirme hayalini kurduğum, bucket list’imde yer alan Haçiko heykelini de ziyaret ederim tabii.

Olmayan gruba 700 bin dinlenme

Yeni dönemde müzik dünyasında meydana gelen gelişmeler beni şaşırtmaya devam ediyor.
Şimdi siz de şaşıracaksınız.
Son dönemin en çok konuşulan gruplarından biri tıklanma rekorları kırıyor, 1970’lerin kayıp klasiği gibi övülüyor.
Ama küçük bir detay var: O grup aslında yok.
Londra’nın West End sahnesinde kapalı gişe oynayan “Stereophonic” adlı tiyatro oyununun içinde geçiyor o grup.
Beş kişilik, isimsiz bir rock ekibi.
Şarkılarını Arcade Fire’ın eski üyesi Will Butler yazmış. Seyirciler oyunu izlerken müziğe öyle inanıyor ki, sonunda “gerçek bir grupmuş” gibi dinlemeye başlıyorlar.
Grubun fanları oluşuyor.
Kurgu, bir anda gerçeğe dönüşüyor.
Üşenmedim girdim baktım.
Grubun adı Spotify’da “Original Cast of Stereophonic” olarak geçiyor.
Ve sıkı durun 700 binin üzerinde dinlenmeye ulaşmış durumdalar.
Üstelik bu, sahne için yazılmış şarkılarla gelen bir rakam.
Aylık dinleyici sayısı henüz 22 bin civarında ama bu bile tiyatro kökenli bir proje için olağanüstü.
Gerçek olmayan bir grubun, gerçek gruplar kadar dinlenmesi artık şaşırtıcı değil.
Yapay zekânın da devreye girmesiyle başımıza neler gelecek, gerçek olmayanlar gerçekleri nasıl sollayacak, daha nelere şaşıracağız o da ayrı bir yazı konusu.