Satın almaya gerek yok

Orkun’un (Ün) hayattan tokat yememek için kurguladığı ‘satın al’ felsefesini okudum.

Haberin Devamı

Önce felsefeyi kısaca yazayım, sonra alternatif önerimi sunacağım.
Orkun, “Bir ilişkiye, bir işe başlarken olumsuzlukları satın alın, hazırlıklı olun ki az üzülün” diyor özetle.
“Bir işe başlarken kovulma, bir ilişkiye başlarken ayrılma, bir dostluğa başlarken bitme ihtimalini aklınızdan çıkarmayın” şeklinde tedbir alınmasını öneriyor.
Şimdi geleyim tüm bunları bir kenarda bırakacak alternatif önerime.
Bir kediyi, bir köpeği sevgi çemberinize alın arkadaşlar.
Terk edilme, sevgide azalma, sizinle artık arkadaş olmak istememe, ihanet gibi ihtimalleri aklınızdan çıkarmış olursunuz.
Hastalanmaz, tam tersine iyileşirsiniz.
Hiçbir şeyi satın almanıza da gerek kalmaz.

Şimdi takmayın da görelim!

Oh, sonunda istediğim oldu. Ben bizim erkekleri biraz tanıyorsam, işte bundan korkar ve maske takmaya başlarlar.
“Maske de neymiş!” diyen de takar.
“Bana korona uzak” diyen de.
“Ben bir kere atlattım, bir daha olursam olurum fark etmez” diyen de.
Evet, araştırma sonucuna göre uzun süren COVID19, erkeklerde iktidarsızlık ve sertleşme sorununa yol açıyormuş. 
Birmingham Üniversitesi bilim insanları 2.4 milyon insanın verilerini takip etmiş ve bu sonuca ulaşmış.
COVID19 geçiren hastalardaki iktidarsızlık ve sertleşme sorunu, diğer bazı belirtiler ortadan kalkıp kişi iyileştikten sonra bile aylarca devam ediyormuş.
Korona tedbirlerinden vazgeçenlere, “Korona da grip gibi oldu” diyenlere duyurulur.

Haberin Devamı

Kadınların hareket etmesi lazım

COVID muhabbetine kadınlarla devam edelim.
Araştırmalar, pandemi öncesi spor yapma alışkanlığı olan
her üç kadından birinin bu alışkanlığını tamamen bıraktığını ve miskin bir hayata geçtiğini söylüyor.
Bunda o berbat karantina günlerinde spor salonlarının kapanmasının etkisi büyük tabii.
Sporu bir kere bırakınca, insan o rahata alışıyor ve tekrar başlamak da zor oluyor.
Oysa sağlıkçılar herkesin haftada 150 dakika orta şiddette ya da 75 dakika ağır egzersiz yapması gerektiğini söylüyor. 
Kaçımız yapıyoruz, meçhul!
1990’larda kadınlarda yüzde 9, erkeklerde ise yüzde 6 olan obezite oranı günümüzde yüzde 29 ve yüzde 27’ye çıkmış durumda.
Çözüm ne peki?
“Bir arkadaşınla organize ol, birbirine gaz ver, spor yap” olabilir.
“Seveceğin bir spor dalına yönel ve eğlenirken egzersiz yapmış ol” olabilir.
Çok mu yoğunsun, kalp ritmini değiştirecek
5 dakikalık bir egzersiz bile iyi gelecektir.
Otobüsten bir durak önce inmek, arabayı uzağa park etmek ya da asansör yerine merdivenleri kullanmak gibi eski ama eskimeyen yöntemler her zaman işe yarar.
Yeni kapanmalar gelmeden, hazır havalar da güzelken bir an önce pandemi öncesi egzersiz alışkanlıklarımıza dönmemiz en iyisi.
Bir karantina dönemini daha kaldırmaz bu
rahatlık.

Haberin Devamı

Unutulmayan bir film repliği
“Kibir, en sevdiğim günahtır.” (Şeytanın Avukatı)

Yazarın Tüm Yazıları