Gaziantep’teki Altın Baklava

Antalya Altın Portakal, Adana Altın Koza, Malatya Altın Kayısı’ya çok tatlı bir rakip geldi.

Haberin Devamı

Gaziantep’teki  Altın Baklava


Gaziantep’in de kendine ait bir film festivali oldu ve her geçen yıl daha köklenip güçleniyor.
Festivalin adını tahmin edersiniz, ne de olsa Gaziantep deyince akla ilk olarak yemekler ve tabii her şeyin önünde tatlıların kralı baklava geliyor.
Gaziantep Altın Baklava Film Festivali’nin yeşerdiği yer Hasan Kalyoncu Üniversitesi.
Rahmetli Hasan Kalyoncu’nun kurduğu üniversitede bayrağı kardeşi Cemal Kalyoncu ve yeğeni Haluk Kalyoncu devralmıştı.
HKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Haluk Kalyoncu ve rektör Prof. Dr. Edibe Sözen’in önderliğinde düzenlenen 4. Altın Baklava Film Festivali kapsamında yapılan, akademik kadro ve öğrencilerin katıldığı sinema konu başlıklı seminere ben de konuşmacı olarak katıldım.
Sonra da üniversiteler arası kısa film yarışmasında ödüllerin dağıtıldığı, Revna Demirören, Nebahat Çehre, Coşkun Aral, İsmail Güneş, Keremcem ve Ekin Türkmen’in de katıldığı gala törenine geçtik.
Uzun zamandır gördüğüm en şık, en düzenli organizasyonlardan biriydi.
Altın Baklava, sinemanın kalbinin attığı festivallerden biri olacak gibi duruyor.
Gaziantep’i mutfağı, yemekleri, baklavası ve zengin ekonomisi kadar film festivali ile de anacağız.
Gelecek yıl bu zamanlarda çok daha geniş kapsamlı bir sinema etkinliğinden bahsediyor olacağım.

Haberin Devamı

Yasadaki o madde değişmemeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın içimizi rahatlatan cevap olan “Bu yasa daha neyi bekliyor!” uyarısından sonra neyse ki Hayvan Hakları Yasa Tasarısı’nda finale gelindi.
Yasanın eli kulağında.
Nasıl olacak, ne gibi değişiklikler gelecek hepimiz merak içinde bekliyoruz. Ve işte bu noktada HAÇİKO (Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği) Başkanı olarak birkaç çekincemi dile getirmeyi hayvan-lara ve hayvanseverlere bir borç biliyorum. Yasadan beklentilerimiz şöyle:
- 5199 sayılı yasanın 6’ncı maddesi olan “aşılat, kısırlaştır, küpele ve aldığın yere bırak” maddesi değişmemeli. Eğer aksi olursa bu sokağımızda, mahallemizde bir tek hayvanın kalmaması, sokak hayvanlarının toplanıp barınaklara hapsedilmesi demek.
- Dünya Sağlık
Örgütü’nün kısırlaştır-aşılat-yaşat (KAY) projesinin esas alındığı 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 1.7.2004 tarihinde yürürlüğe girmesinin üzerinden 14 yıl geçmiş olmasına rağmen
hayvan popülasyonunun artması pek
çok belediyenin kısırlaştırma konusunda yetersiz kalmasından kaynaklanıyor.
Ve bunun çözümü hayvanları toplamak değil, etkin kısırlaştırma yaparak sayıları kontrol altına almak, oldukları yerde yaşatmak.
- Yunus parkları ve canlı hayvan sirkleri yasaklanmalı.
- Hayvan hakkı ihlali yapan belediyelere de ceza gelebilmeli.
- Pet shop satışı yasaklanmalı, sahiplendirme özendirilmeli.
- Sahipsiz hayvana işkenceye hapis cezası gelmeli ve bu noktada bakanlığın değil kişi ve STK’ların şikayetleri de dikkate alınmalı.
Takdir edersiniz ki bize emanet bırakılmış bu masum canlara merhametle yaklaşmamızı gerektiriyor, bu Türk milletinin görevi.

Yazarın Tüm Yazıları