Nurdan Balakçı

Neden kış aylarında iştahımız artar?

23 Aralık 2020
Kış aylarında havaların da soğumasıyla birlikte vaktimizin çoğunu evlerde geçiririz. Bu durum iştahımızı kontrol altına almamızı zorlaştırır. Özellikle izlenilen filmlerle gece yemelerinin önüne geçemeyebiliriz. Ayrıca kış aylarında yaşanan vücudumuzdaki hormon değişimleri ile daha çok yeme isteği duyarız. Tüm bunlar kış aylarında kilo almamıza neden olur.

Birçoğumuzun şikayetçi olduğu kış aylarındaki iştah artışının birçok sebebi var. Vücudumuz biyolojik yapısı nedeniyle iç ve dış etkenlerden etkilenmektedir. Havaların soğumasıyla birlikte düşen vücut ısısının tekrar normal seviyeye çıkması için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyarız. Bu durum yeme isteğimizi artırır. Tokluk üzerinde etkili olan kolesistokinin hormonu ise soğuk havalarda etkisini azaltır ve daha fazla yeme isteğinin ortaya çıkmasına neden olur. Yine kış aylarında kapalı alanlarda geçirdiğimiz süre artmakta ve güneşten faydalanma süresi kısalmaktadır. D vitamini sentezinin azalmasıyla mutluluk hormonu olan serotonin üretimi de azalır. Azalan serotonin hormonunu artırmanın bir diğer yolu ise karbonhidrat tüketimidir. Tüm bu durumlar yine bizim iştahımızı ve karbonhidrat isteğimizi artırmaktadır. Günümüzde vitamin kullanımının kilo artışına neden olduğu düşüncesi özellikle D vitamini takviyesi için yanlış bir düşüncedir. Yine D vitamini seviyesinin düşmesinin depresyonla bağlantılı olduğu unutulmamalıdır.

Kış aylarında iştah artışına neden olan vücudumuzdaki hormonlarla beraber psikolojik sebepler de vardır. Mevsim değişimlerinde yaşanan depresyonlar çok yaygın görülen mevsimsel yeme sendromunu meydana getirebilir. Bu bireyler depresif hali yüksek miktarda karbonhidratla gidermeye çalışır. Yapılan araştırmalar bize bu bireylerde 600 ile 900 arasında kalori artımının yaygın olduğunu gösteriyor.

Düzenli fiziksel aktivite yapan bireylerde açlık hormonu olarak bilinen ghrelin hormonunun bastırıldığı, tokluk hormonlarının ise plazmadaki konsantrasyonunun artırdığını gözlemliyoruz. Havaların soğumasıyla hareketlerimiz daha çok kısıtlanır ve fiziksel aktivitemiz azalır. Bu durum da yine iştahımızı etkileyerek daha fazla kalori almamıza sebep olabilir. Yine fiziksel aktivitenin azalmasıyla harcanan kalori de azalacağı için kilo artışı yaşanır.

Kış aylarında kilo alımını engellemek için dengeli beslenmeye dikkat etmeli ve fiziksel aktiviteye devam edilmeli. Karbonhidrat ve yağlı besinlerin tüketimini aşırı artırmak bağışıklığımızı baskılamaktadır. Bu durum virüslerden daha çok etkilenmemize ve hastalık riskimizi artırmaktadır. Özellikle kış aylarında dengeli beslenmeye dikkat edilmelidir.

Yazının Devamını Oku

Dikkatimizi artırmaya yarayan 4 özel koku

17 Aralık 2020
Son aylarda pandemiyle birlikte evden çalışanların sayısı oldukça arttı. Evden çalışmak kulağa rahatlatıcı gelse de bir o kadar zorluklara sahip. Genelde ev ortamları çalışmak için uygun koşullara sahip değildir. Etrafınızda dikkatinizi dağıtacak televizyon, rahat bir kanepe, buzdolabı gibi birçok eşya bulunmaktadır. Tüm bunlarla birlikte tam çalışmaya başlamışken bir de ev işleri aklınızı kurcalar ve işlere odaklanmanızı engeller, dikkatinizi toplayamaz hale gelebilirsiniz.

Bu yazımda sizlere dikkatimizi toparlamaya yardımcı 4 özel kokudan bahsedeceğim. Sizlerin daha verimli çalışmasını sağlayacak bu kokular: Nane, lavanta, biberiye ve portakal.

Nane

Enerji veren yapısıyla konsantrasyonu artırmaya yardımcı olarak zihni canlandırır ve  dikkati artırma özelliği bulunur. Çalışma ortamlarınızda veya vereceğiniz eğitimlerde nane kokusunu kullanarak hem dikkat dağınıklığını engelleyebilir hem de ortama ferahlık sağlayabilirsiniz

Lavanta

Özellikle kozmetik ve parfüm sektöründe kullanılan lavanta; stres, huzursuzluk, tükenmişlik durumları ve uykusuzluk için oldukça etkilidir. Bu durum dikkat dağınıklığının giderilmesine de yardımcı olmaktadır.

Biberiye

Zihnimizi temizlememize ve daha berrak düşünmeye yardımcı olan biberiye kokusu aynı zamanda hafızayı da güçlendirir. Odaklanma problemi yaşadığımız dönemlerde biberiye kokusunu tercih edebilirsiniz.

Portakal

Yazının Devamını Oku

Bağışıklık güçlendirici çedene kahvesi

10 Aralık 2020
Çedene kahvesi; ülkemizde daha çok doğu ve güneydoğuda yetişen çedene (menengiç) meyvesinden yapılmaktadır. Bu özelliği onu diğer kahvelerden ayırmaktadır. Yabani bir fıstık olan çedene hasattan sonra yıkanıp güneşte kurumaya bırakılır. Daha sonrasında kavrularak macun kıvamına getirip ezilerek çedene (menengiç) kahvesi haline gelir. Geleneksel Türk kahvesine göre daha yumuşak bir içime sahiptir.

Çedene kahvesi, B ve E vitaminlerine sahip aynı zamanda kalsiyum, magnezyum, potasyum , fosfor ve selenyum açısından da oldukça zengindir. İçeriğindeki protein, doymamış yağ asitleri ve besinsel lif sayesinde diyetlerde ideal bir ara öğündür.

Çedene kahvesinin faydalarını sıralayacak olursak;

Yazının Devamını Oku

Yağ yakımını hızlandıran detoks

13 Ekim 2020
Yazın aldığımız kilolar ve sağlıksız yaşam tarzımız metabolizma hızımızı düşürmektedir. Kış ayına girerken toksinlerden arınmak ve metabolizmayı hızlandırmak mümkün. Ayrıca bu kış için bağışıklığımızı güçlü tutmak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.

Yapacağımız detoks sadece kilo vermemize yardımcı olmayacak aynı zamanda bağışıklığımız için de doping etkisi yaratacak. Peki bu detoksumuz için gerekli besinler neler?

Yoğurt: Bağırsak sağlığı için yararlı bakterilere sahip olan yoğurt bağışıklığımızı destekleyerek enfeksiyonlara karşı daha dirençli olmamızı sağlamaktadır. Aynı zamanda yağ yakımını da hızlandırarak detoks etkisi de oluşturmaktadır.

Avokado: L-Carnitine yönünden zengin olan avokado, yağ yakımını hızlandırmakta ve aynı zamanda kan dolaşımını artırmaktadır.

Ananas: C vitamini yönünden zengin olan ananas hem bağışıklık sistemini güçlendirir hem de yağ yakımını hızlandırır. Bu yüzden detokslar için vazgeçilmez meyvelerden biridir.

Zerdeçal: Zerdeçaldan elde edilen ekstratın etken maddesi olan curcumin’in güçlü bir antioksidan, yağ azaltıcı, bağışıklık güçlendiricidir. Bu yüzden Covid-19´la savaştığımız bu dönemde zerdeçalı hayatımıza dahil etmek bizleri daha dirençli hale getirir.

Sarımsak: Yapısında bulunan aktif maddeler bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahiptir ve doğal antibiyotik olarak kabul edilir. Aynı zamanda içeriğindeki antioksidanlar sayesinde, zararlı maddelerin vücutta birikimini engelleyerek, detoks etkisi yaratmaktadır.

Limon: C vitamini bakımından zengin limon, vücuttaki yağın metabolize edilmesinde rol oynar. Aynı zamanda doğal bir bağışıklık güçlendiricidir.

Badem:

Yazının Devamını Oku

Kolojene dair her şey

24 Eylül 2020
Kolajen eksikliği ile nasıl mücadele edilir? Hangi kolajen takviyesi daha güvenlidir? Bu takviyeler nasıl, ne zaman kullanılır?

Kolajen takviyeleri son yilların popüler desteklerinden biri haline geldi. Tabii ki vücudumuzda en bol bulunan protein olması ve vücuttaki görevleri onun ne kadar önemli olduğunu bizlere göstermektedir.

İsminden de anlaşılacağı gibi yapıştırmak anlamına gelen kolojen: 

• Cilt bütünlüğünün korunması sağlar.

• Saç tırnak bütünlüğü korur.

Yazının Devamını Oku

Gece yeme sendromundan nasıl kurtulabilirim?

19 Eylül 2020
Gece yeme sendromu, bireyin akşam yemeğini yemesine rağmen çok zaman geçmeden daha fazla yemek tüketmesi veya gece uykudan uyanıp yine aşırı besin tüketmesi olarak adlandırılan bir yeme bozukluğudur.

Gece yeme sendromu yaşıyorum demek için şu durumları yaşıyor olmalıyız:

- Haftada en az 3-4 kez gece yeme nöbetlerini yaşıyorsanız,

- Gün boyu alacağımız kalorinin büyük oranını akşam yemeği ve sonrasında alıyorsanız,

- Yemek yemeden uykuya geçişte sıkıntı yaşıyorsanız,

Yazının Devamını Oku

Covid-19 aşısının ve tedavisinin etkisi obez bireylerde azalıyor

15 Eylül 2020
Chapel Hill'deki North Carolina Üniversitesi tarafından yürütülen yeni bir çalışma, obezitenin Covid-19 aşısının üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırıyor.

Uzmanlar ikinci dalga için uyarıları artırdı. Aşırı kilo problemli bireylerin Covid-19 semptomlarını ve komplikasyonlarını daha ciddi yaşayabilecekleri de belirtildi.

Chapel Hill’deki North Carolina üniversitesinde yapılan araştırmalar, Covid-19 virüsle enfekte olan bireylerde obezite yaşayanların (vücut kitle indeksi 30'un üzerinde olanların) hastaneye yatma riskinin (% 113), yoğun bakım ünitesine kabul edilme olasılığının daha yüksek olduğunu (% 74) gösteriyor. Ve yine bu bireylerin ölüm riskinin (48%) daha yüksek olduğu açıklandı.

Vücut kitle indeksimizin 25 ve üzerine çıktığı zaman obezite derecesi de artış göstermekte ve bununla beraber hipertansiyon, kalp hastalığı, tip 2 diyabet, kronik böbrek ve karaciğer hastalığı gibi kronik hastalıklarda artış göstermektedir. Günümüzde sadece vücut kitle indeksi değil aynı zamanda bel çevresi de bize bu kronik hastalıklar için önemli ölçüde kanıt gösterebilmektedir. Erkeklerde bel çevresinin 102, kadınlarda 88 cm üzerinde olması da kalp hastalıklarındaki riskin artığını gösterir. Tüm bu hastalıklar koronavirüs için çok sayıda altta yatan risk faktörü ile ilişkilidir.

Son yapılan araştırmalar bizlere obezitenin Covid-19 aşısının etkisini değiştirebileceğini gösteriyor. Tedavi süresinin ise yine daha zor ve uzun sürebileceğini belirtiliyor. Bütün bunların üzerine sadece obezite değil yine yanlış beslenmenin Covid-19 gibi bağışıklığı etkileyen bir virüs için ne kadar tehlikeli olduğunu söyleyebiliriz. Burada bizlere düşen görev bağışıklığımızı artırıcı şekilde yaşam şeklimizi oluşturmak. Moda ve besin gruplarını yeterli alamadığımız diyetlerden uzak durmalıyız. Kaliteli ve dengeli beslenme alışkanlığını kazanmalı ve sürdürülebilir kılmalıyız.

Bağışıklığımız için uzak durmamız gereken besinleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

- Yüksek şekerli ürünler: Şeker içeriği yüksek tatlılar, gazlı içecekler, paketli şekerlemeler,

- Sodyum içeriği yüksek paketlenmiş ürünler,

Yazının Devamını Oku