Sağ blokta ilginç hareketlilik

MHP’den bir süre önce istifa eden, hem İYİ Parti’nin hem de DEVA Partisi’nin saflarına katmak için görüşmeler yaptığı belirtilen Erhan Usta, geçtiğimiz günlerde tercihini yaptı.

Haberin Devamı

Oldukça uzun süren bir değerlendirmeden sonra Meral Akşener’in yanında siyaset yapmaya karar verdi.

Simgesel olarak Erhan Usta’nın tercihinden yola çıkarak yapacağımız değerlendirme, kapalı kapılar arkasında bir süreden beri yaşanan hareketlilikle ilgili. Özellikle siyasetin sağ blokunda, ‘cumhur ittifakı’nın dışında yeni partiler ve onların etrafında oluşacak yeni bir ittifakın senaryoları dolaşıyor kulislerde. Altının doldurulması için biraz daha yol alması gereken bu senaryoda, üç ayrı ittifaklı seçim planları yapılıyor.

İlginçtir ki bu senaryoların konuşulduğu süreçte, bir milletvekiline Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan telefon geliyor. Telefon görüşmesi, o ilde bir süre önce istifa eden İYİ Parti teşkilatındaki isimlerin kimler olduğu ve partiye kazandırma üzerine yapılıyor. Erdoğan bizzat, bu kişilerin AK Parti’de siyaset yapmalarının yolunun açılmasını istiyor ve “Cumhur ittifakının bir parçası olmaları için gereğini yapın” talimatı veriyor.

Haberin Devamı

Bu birbirinden bağımsız görünen girişimlerin hepsi, olası bir seçimde partilerin tabanlarını güçlendirme ve oy kayıplarını yeni yapılarla giderme çabası olarak okunabilir. Özellikle iktidar partisinin tabanını çeşitlendirme çabaları, kentli milliyetçilerle bağ kurma girişimleri, partiden uzaklaşan gençlerle ilgili planlamalar, kayıpların farkında olduklarını gösteriyor.

Diğer partiler de boş durmayıp, olası bir seçimden ‘yeni güç birliği’, ‘yeni bir stratejiyle’ kazançlı çıkma planı yapıyor. Bugün konuşmak için erken gibi görünen bu ‘yeni taban’ ve ‘yeni ittifak’ planları, hiç uzak olmayan bir gelecekte görünür hale gelebilir. İzlemekte yarar var.

PANDEMİ İTİRAFI
MUTSUZUM AMA BİR SOR NEDEN

SALGININ
sonbaharla birlikte yeniden yayılma eğilimine geçmesi ve ikinci dalga önlemleri, bu sürecin insan psikolojisi üzerinde yarattığı etkilerin öne çıkmasına neden oldu. Bu süreçte yapılan araştırmalar, vatandaşların yarısının kendisini “ne mutlu ne mutsuz, daha çok arafta” tanımladıklarını gösterdi.

NG Araştırma’nın geçtiğimiz aylarda 15 yaş üstünde 9 bin 851 denekle yaptığı araştırma, stres katsayımızı ölçtü. 10 kişiden 3’ü kendini mutlu, 2’si mutsuz tanımlarken, 5 kişi “Ne mutluyum ne mutsuz” demeyi tercih etti. 10 kişiden 5’i genel olarak stresli olduğunu, 4’ü gün içerisinde ruh halinin değişiklik gösterdiği, 1 kişi de günlük hayatında strese hiç yer vermediğini söylüyor.

Haberin Devamı

Bu ruh halini neyin beslediğine bakıldığında, en önemli sebep “gelecek kaygısı” olarak karşımıza çıkıyor. Stres, yüzde 30 gelecek kaygısından, yüzde 19 ekonomik koşullardan, yüzde 17 ev-işyeri ortamından, yüzde 12 koronavirüsten, yüzde 18 aile, eş ve sevgiliden kaynaklanıyor. Pandemi stresinin ilk dörde girmesi de araştırmayı ayrıca ilginç yapıyor.

Stres ve umutsuz ruh halinin bir gün geçeceğine inananların sayısı az değil. Her 10 kişiden 6’sı toplumdaki olumsuz havanın dağılacağına inanıyor, kalan 4 kişi ise o kadar iyimser değil.

Araştırmaya göre, strese kaynaklık eden iki önemli faktör daha var. Biri kişilik, diğeri ise topluma hâkim olan genel hava.  Dolayısıyla “Bu olumsuz havayı yaratanlar ve besleyenler kimler?” başlıklı yeni bir araştırma bekliyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları