‘Kırmızı çizgi’ aşımı

Mülteci sorunu, seçim sonuçlarına dramatik bir etki yapma olasılığı ortaya çıktığından beri, siyasetçilerin dilinden düşmüyor. Konunun Türkiye’nin gündemine girdiği 2012 yılında yapılan açıklamalar hâlâ kulaklarımızda.

Haberin Devamı

Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde, Türkiye’nin mültecilere dayanma sınırı 100 bin kişi olarak açıklandı. Davutoğlu’nun toplantılarda, “Suriyeli mülteci konusundaki kırmızı çizgimiz 100 bin kişidir” dediği yazıldı. Davutoğlu, daha sonra kullandığı ifadenin ‘kırmızı çizgi’ değil ‘psikolojik eşik’ olduğunu söylese de bu ince ayar, sorunun dramatik etkisini azaltmadı.

O dönem, Suriye dışına çıkan toplam mülteci sayısının 2 milyona ulaştığı bilgisi bile çok çarpıcı gelirken, bugün sadece Türkiye’deki mülteci sayısı 4 milyona ulaştı. İktidar partisinde oluşan hava, bu soruna çözüm bulmazsa, sandığa etkisinin hiç de iyi olmayacağı yönünde. Formül arayışları sürüyor ama hiçbiri garantili değil. Bunun hem uluslararası hukuku hem de Suriye hükümetini ilgilendiren yanı var. Gönüllü dönüşler için uluslararası fonların ve BM’nin devreye sokulması gerekiyor. Alt düzey temaslar, bu devasa sorunu çözmeye yetmiyor.

Haberin Devamı

Mültecilerin güvenlik içinde kendi topraklara dönüşü için tek taraflı çalışmanın yeterli olmadığını hükümet temsilcileri de biliyor. Dönüşler, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiye bağlı. Suriye hükümetinin çıkardığı af yasalarından, toprak reformundan söz ediliyor ama bunları tartışmalı ve yetersiz bulanlar da var. Sonuçta, geç olsa da sorunun farkına varılması bile önemli aşama.

HASTANE BİLMECESİ

Aydın’da yapılması planlanan şehir hastanesinin ilginç bir hikâyesi var. 18 yılın ardından 2020 yılında yapımına başlanan hastanenin açılışı konusundaki engeller, TBMM gündeminde de yer etti.

CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, sorunun çözümü için tüm Aydın milletvekillerini göreve çağırdığı konuşmasında, bürokrasi ve bakanlıklara takılan süreci şöyle anlattı: “2002 yılında Aydın’ın en büyük sorunu olan şehir hastanesinin yapacağının sözü verildi. Aydınlılar, tam 18 yıl boyunca bekledi. İmarla ilgili tüm sorunlar Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından çözülmesine karşın, ancak 2020 yılında temel atıldı. Burayı iyi dinlemenizi istiyorum; şimdi o bölgede, yol yok, altyapı yok, arıtma yok. Büyükşehir’e ‘Buranın altyapısını ve yollarını yapın’ diye yazı gönderiliyor ama ilgili bakanlıklar izin vermiyor. Önce Çevre Bakanlığı, sonra Tarım Bakanlığı’ndan onay gerekiyor. Dosya bir yıldır bekletiliyor. Aksi takdirde 2023’te hastaneyi açamazsınız. Eğer siz yapmayacaksanız, projeyi onaylayın, gönderin. Büyükşehir Belediyemiz yapmaya hazır arkadaşlar. Ne bekliyorsunuz?”

Haberin Devamı

‘DERİN UĞULTU’ KORKUSU

Türkiye Jeoloji Kurultayı dendiğinde, ilk akla gelen deprem riski oluyor. Zaten geçen hafta bu kurultayı düzenleyenler de adı ‘derin uğultu’ olan bir film gösterip, farklı bölgelerin deprem riski konusunda ürkütücü bir tablo ortaya koydu.

Aysel Alp’ın aktardığına göre, Jeoloji Mühendisleri Odası’nın düzenlediği kurultayda, “Aklın ve bilimin rehberliğinde doğayı tanı, önlemini al, barışık yaşa” çağrısı yapıldı. Çağrıyla yetinilmedi, olası depremin yaratacağı tahribatın ortadan kaldırılması için neler yapılması gerektiği de sıralandı.

En çarpıcı veri, Türkiye genelinde 100 okuldan 9.4’ünün, yani 4 bin 581 okulun yüksek deprem riskli alanda bulunduğuydu. Türkiye’nin değerli uzmanları, depremden önce yapılacak 1 milyar dolarlık harcamanın, afet sonrasında 9 milyar dolarlık harcamayı önleyeceğini vurguladı.

Haberin Devamı

Depremler, sel ve taşkınlar, heyelanlar, kuraklık, fırtına, hortum, aşırı sıcak veya soğuk gibi meteorolojik afetler, orman yangınları ve müsilaj, Türkiye’nin sıcak felaket gündemi. Bilim insanları, Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı kurulmasını öneriyor. Deprem ve afet yüzümüze buz gibi çarpmadan önce kolları sıvasak...

Yazarın Tüm Yazıları