Liselerde disiplin

Öğrencilerden biri ders anlatmaya çalışan öğretmene el şakaları yaparak, onu kucağına alıyor. Sinirlenen öğretmen de öğrencisine tokat atıyor. Çorlu Kaymakamlığı da öğretmen ve öğrenciler hakkında soruşturma başlatıyor.

Liseler 4 yıla çıkarılarak, zorunlu eğitim kapsamına alındı. Bu örnekler de arttı. Liselerde disiplin yönetmeliğine göre kurala uymayanlara ceza da veriliyor.

Okula telefonla gelmek serbest, sınıfta ya da derste kullanmak ve sosyal medyada sınıfta çekilen görüntüyü yaymak yasak. Burada cep telefonu rahat rahat kullanılmış.

Öğrenci öğretmenine her türlü hakarette bulunmuş. Belli ki “Bana bir şey olmaz” mantığıyla hareket ederek, disiplin cezasını önemsememiş. Ya okula ve öğretmene saygısı yok, ya da okumak istemiyor, okul onun için cazip değil.

Öğrenciler bu kadar rahat hareket ettiğine göre öğretmenin de sınıf yönetimi ve iletişim sorunu var. Bu olaya bir de şöyle bakalım:

14-20 yaş arası Y, Z kuşağı gençleri okulda tutuyoruz. Çünkü zorunlu eğitim 12 yıl. Okul terklerinin çok olduğu da bir gerçek. Milli Eğitim Bakanlığı bu sayıyı açıklamıyor. Okulu terk eden ya da gitmek istemeyenler için liseler artık pek de cazip değil. Peki onlara okulu sevdirmek için neler yapılıyor?

Sınıftaki diğer öğrencilerin öğrenme özgürlüğünü kim savunuyor?

Ya 1 milyona yakın öğretmene sınıf yönetimi, iletişimi için hangi eğitimler veriliyor? Ya da öğrencisine yaptırım uygulayan öğretmene ne kadar sahip çıkılıyor?

Ya veliler? Evlerinde çocuklarına değerleri, saygıyı, terbiyeyi, öğrenme yolculuğundan haz almayı ne kadar öğretiyor?

Aşağıdaki haberde yer aldığı gibi eğitim dünyasının yeni dijital çağa ayak uydurması gerekiyor. Ama bu yolculukta öğretmenlerin birikimini, iletişimini, sınıf yönetimini güçlendirip, onlara da sahip çıkmamız şart.