Normalleşme sınavı

ABD’de ise Başkan Donald Trump, eyalet valilerine tedbirlerin esnetilmesi için baskı yapıyor. Trump destekçileri de birçok eyalette ‘Benim bedenim benim kararım’ diyerek korona nedeniyle getirilen sınırlamaların kaldırılması için günlerdir eylem düzenliyor.

RİSKLİ ADIMLAR

HER ne kadar bu ülkeler salgını nispeten kontrol altına almış olsalar da önlemleri gevşetme kararları aynı zamanda riskleri de barındırıyor. Çünkü COVID-19 ile mücadelede en başa geri sarma olasılığı bulunuyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ‘Henüz tehlike geçmedi. Dikkatli ve disiplinli olalım. Alınan bu kararların neticesi iki hafta sonra belli olacak’ diye uyarması da bundan. Nitekim DSÖ yetkilileri de sık sık krizin geçmediği konusunda ikazda bulunuyor.

UZMANLAR TEMKİNLİ

AYNI endişe bilim insanlarında da var. Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine hazırlanan Trump, ‘seçmen kaybederim’ endişesiyle ekonomi çarklarını yeniden çalıştırmak isterken bilim insanları ABD’nin sonbaharda grip salgınıyla da denk gelecek ikinci ve daha ağır bir korona dalgasıyla karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapıyor.

Çünkü koronavirüs henüz aralık ayından bu yana tedavülde olan bir yapı. Bilim dünyası tam olarak bu patojeni çözebilmiş değil.

BİLİNMEYENLİ VİRÜS

ÖTE yandan hastalık dünyaya yayıldıkça uzmanlar koronavirüsle ilgili daha fazla bilgiye sahip oluyor.

Başta ateş ve zatürreye yol açtığı düşünülen hastalıkla ilgili son iddialar kanda pıhtılaşma sorunlarına neden olarak semptom göstermeyen 30 ve 40’lı yaşlardaki kişileri bile ölüme sürükleyebildiği yönünde.

Bir başka araştırmada ise koronavirüsün özellikle çocuklarda ayak parmaklarında kırmızı döküntülere neden olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla bilinmeyeni çok olan bir salgına karşı strateji geliştirmek de tabi kolay değil.

BAĞIŞIKLIK BELGESİ

BAZI ülkelerin tedbirleri yumuşattığı bir dönemde bir başka tartışma konusu ise hastalığı geçirmiş kişilere ‘bağışıklık belgesi’ verilip bunların sokağa, iş hayatına geri dönmesi. Buna göre bu insanların kanında bu hastalığa karşı antikor geliştirip geliştirmedikleri test edilecek. Antikor geliştiren kişinin hastalığa karşı koruması olduğu varsayılarak ona ‘bağışıklık belgesi’ verilecek.

Ancak bu konuda da belirsizlikler var. Çünkü COVID-19’a karşı antikor geliştirmiş olmanın gerçek bir koruma sağladığı henüz kesinleşmiş değil. Koruma sağlasa bile ne kadar süreli olacağı da bilinmiyor.

Ayrıca geliştirilen testlerin yanılma payları göz önünde bulundurulduğunda hatalı karar verme riski de bulunuyor. Bu nedenle bağışıklık belgesiyle normale dönme planı tam destek bulmuyor.

YENİ NORMALE ALIŞMAK

UZMANLAR eski normale dönmek için güvenilir bir aşının şart olduğu görüşünde. Aşı için tahminler ise en erken 12-18 ayda hazır olacağı yönünde. Dolayısıyla yakın bir dönemde normal diye bildiğimiz eskiye dönmek kolay gözükmüyor.

Yeni dönemin olmazsa olmaz üç unsuru ise; el hijyeni, maske ve sosyal mesafe olarak öne çıkıyor.

İşte bu dönemde hem sosyal hem de iş hayatında bu üç şartın nasıl uygulanabileceğine dair kafa yormak ve ona göre plan yapmak gerekiyor.

Yeni normali başardığımızda eski normale dönme fırsatını da yakalayabiliriz.