Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Doğu Akdeniz’de neler oluyor

İsrail’in 2009 yılında Doğu Akdeniz’de doğalgaz yatakları tespit ettiğinde bu keşif diğer komşu ülkeler için de bir umut olmuştu.

Haberin Devamı

Ancak bölgedeki hidrokarbon zenginliği barışa katkı sunacağına daha da gerilimli bir hava yaratıyor. Özellikle, Türkiye’nin Ortadoğu’da süren enerji pazarlıklarından uzak tutulmaya çalışılması tansiyonu daha da yükseltiyor.

*

1982’de BM’de imzaya açılan ve 163 ülkenin onay verdiği uluslararası deniz anlaşması, herhangi bir denize kıyısı olan ülkeye 200 deniz mili açıklarına kadar ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ (MEB) ilan etme hakkı sunuyor.

Sözkonusu ülkeler, bu bölgelerin yeraltı kaynaklarından faydalanabiliyor. Buralarda doğalgaz ve petrol sondajı yapılabiliyor. Türkiye, Akdeniz ve Ege gibi iç denizlerde bu anlaşmanın uygulanmasının zor olacağı gerekçesiyle BM anlaşmasını imzalamadı.

*

Doğu Akdeniz’deki gerilimin nedenlerinden biri de ülkelerin çıkar alanı saydıkları bölgelerin çakışması. Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRK), haksız bir şekilde 2006 yılında Avrupa Birliği’ne kabul edildikten sonra Mısır ve İsrail ile tek taraflı Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları imzaladı. Kıbrıs Rum Kesimi, Ada’nın güneyini 13 parsele ayırdıktan sonra buraları uluslararası şirketlere kiralamaya başladı.

Haberin Devamı

8 AYRI SONDAJ DAHA

TÜRKİYE, Kıbrıs’ta çözüm olmadan Rumların tartışmalı bölgelerde sondaj yapmasına karşı çıkıyor. Kıbrıs Rum Kesimi ise enerji kaynaklarından elde edilecek gelirden Kıbrıslı Türklerin payının bir varlık fonuna aktarılacağını savunuyor. Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen önceki gün Güney Kıbrıs Enerji Bakanı Yorgo Lakkotrypis, önümüzdeki iki yıl içinde 8 ayrı bölgede daha sondaj yapılacağını açıkladı.

*

Bir yandan uluslararası aktörlerin gözü de bu bölgede. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, mart ayında bölgeye gelerek İsrail, Yunan ve Kıbrıslı Rum liderleriyle bölgedeki enerji yatırımlarını ve ortak güvenlik girişimlerini ele aldı.

ABD Kongresi’nde ise nisan ayında Kıbrıs Rum Kesimi’ne silah ambargosunun kaldırılması, ABD, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs arasında enerji işbirliğinin arttırılması için bir enerji merkezinin oluşturulmasını öneren bir tasarı sunuldu. Rum Kesimi, Fransa’nın Ada’da askeri üs kurma planını hızlandırmak için harekete geçerken İsrail ile de askeri tatbikat başlattı.

*

Haberin Devamı

Aslında Doğu Akdeniz’deki enerji krizinin birçok boyutu var. Her şeyden önce buradaki sondajlarda ve doğalgazın pazarlara nasıl ulaştırılacağında enerji şirketleri etkili olacak.

Doğu Akdeniz gazı için ana pazar olarak Avrupa öne çıkıyor. Gazın, İsrail, Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya üzerinden ‘east-Med’ boru hattıyla Avrupa’ya ulaştırılması hedefleniyor. Ancak yaklaşık 2 bin km’lik boru hattı planı, pahalı bir proje ve pahalı doğalgaz anlamına gelebilir.

TÜRKİYE’Yİ DAHİL ETMEK

HALİhazırda Avrupa’nın bir numaralı doğalgaz tedarikçisi Rusya. ABD, Rusya’dan Almanya’ya ulaşacak Kuzey Akım 2 boru hattı projesiyle Avrupa’nın Rusya’ya daha da bağımlı hale geleceğini savunarak bu girişime şiddetle karşı çıkıyor. ABD, bunun yerine Avrupa’ya kayagazından elde ettiği sıvılaştırılmış doğalgaz sevkiyatını (LNG) arttırmak istiyor.

Haberin Devamı

Ve kıtalararası ticaret savaşları sürerken ABD, Avrupa’ya LNG ithalatını arttırmayı da başardı. Geçtiğimiz günlerde 2018 temmuz ayında yapılan anlaşma sonrasında LNG satışlarının yüzde 272 arttığına dair veri açıklandı.

ABD, Doğu Akdeniz’de de devreye girerken bir yandan Rusya’nın bu bölgede artan etkisini de kontrol altına almaya çalışıyor.

*

Türkiye ise Fatih sondaj gemisini Kıbrıs’ın batısında Alanya açıklarına göndererek bu konudaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.

Öte yandan Türkiye ve KKTC’nin müzakerelere dahil edilmesi bölge ülkeleri açısından doğalgazın çıkarılması ve uluslararası pazarlara ulaştırılmasına olumlu katkı sağlayabilir. Aksi yöndeki gelişmeler suları daha da ısıtabilir.

Yazarın Tüm Yazıları