Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Ateşle çevrilmişken

BÜTÜNDÜK. Kutuplaştık. Kamplara bölündük. Ancak öylesine bir ateş çemberinin ortasındayız ki. Öylesine çevrilmiş durumdayız ki.

Haberin Devamı

*
UKRAYNA’dan Rusya’ya, Ermenistan’dan Azerbaycan’a, Irak’tan Suriye’ye kadar sıcak risklerin yaşandığı bir coğrafyayla sarılıyız.
Ukrayna’da şubat ayında Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç’in devrilmesiyle başlayan süreç tehlikeli bir şekilde tırmanmaya devam ediyor. Batı’nın tüm yaptırımlarına rağmen Moskova pes edecek gibi değil. Nitekim ABD Başkanı Barack Obama, New York Times gazetesine verdiği demeçte, yaptırımlara rağmen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya girmesinin olası olduğunu söyledi.
Öyle ki, ileri yorumlarda bölgede kontrolsüz çakacak küçük bir kıvılcımın nükleer güce sahip ülkeleri bir anda karşı karşıya getirebileceği uyarısı bile yapılıyor.
*
KEZA Azerbaycan-Ermenistan sınırı. 26 Temmuz’dan itibaren sınır çatışmaları iki tarafın ordusundan da onlarca can aldı. Bölge Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ sorunu yüzünden yıllardır gergin. Ancak tansiyon son yıllarda hiç bu kadar yükselmemişti.
İyi de ortalık tam da niye şimdi karıştı?
Bu konuda farklı görüşler söz konusu. İlkine göre Rusya-Ukrayna itilafından esinlenen Bakü, 20 yıldan bu yana siyasi çözüm bulunamayan Yukarı Karabağ sorununa askeri çözüm bulma çabasında. İkinci görüşe göre, Ermenistan, Rusya’nın emriyle gerginliği tırmandırıyor. Batının enerji sektörüne darbe vurmak istediği Moskova, bir başka enerji ihracatçısı ülke olan Azerbaycan’ın da yakında karışabileceği mesajı veriyor. Üçüncü varsayım ise bölgeyi ABD’nin karıştırdığı. ABD, Ukrayna’nın doğusunu işgal eden ayrılıkçılara destek veren, bu ülkenin sınırına asker yığan Rusya’nın dikkatini dağıtmak için Kafkaslar kartını öne sürüyor.
*
IRAK, Suriye sınırı malum. Bir zamanlar kara sınırının en uzun olduğu komşu ülkeydi Suriye. Tam tamına 877 km. Ama şimdi o sınırın büyük bir kısmı terör örgütü IŞİD, diğer cihatçı gruplar, PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’nin silahlı güçleri tarafından kontrol ediliyor.
Irak’ta da durum farklı değil. Suriye’den sonra Musul’u, Sincar’ı, Karakuş’u alan binlerce Türkmen’i, Ezidi’yi, Hıristiyan’ı göçe zorlayan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), ABD’nin Irak’taki en önemli müttefiki olan Irak Kürt Yönetimi’nin başkenti Erbil’i tehdit ediyor.
Bu nedenle ABD, sınırlı olsa da 2011’de çekildiği Irak’a askeri olarak geri dönmek zorunda kaldı. Obama, Ezidileri kurtarmak, Irak’ta bulunan Amerikalı personeli korumak ve Erbil’e destek olmak için orada olduklarını belli etti.
Ancak ABD’nin yine kırmızı çizgileri var. Hava operasyonları sürecek, kara gücü asla geri dönmeyecek.
Obama’nın adını İslam Devleti (İD) olarak değiştiren terör örgütü IŞİD ile ilgili bir itirafı da oldu. “Hiç şüphe yok ki, İD, istihbaratın tahmin ettiğinden daha hızlı bir şekilde Erbil’e ilerledi.”
IŞİD, birkaç bin çapulcu deyip geçilebilecek bir oluşum değil. Düzenli bir ordu da değil. Asimetrik savaşıyor. Senaryoları alt üst ediyor. Önce halkı psikolojik olarak ele geçiriyor. Bir otorite boşluğu oluştuğunda zorlanmadan, direnç görmeden kontrolü sağlıyor. Ve tüm bunları Türkiye’nin sınır hattı boyunca yapıyor.
*
ÖTE yanda Yunanistan ve Bulgaristan nispeten istikrarlı komşular olarak öne çıkarken Kıbrıs Rum Kesimi ile enerji yatakları yüzünden gerginlik yaşama ihtimali de hâlâ ortada. Biraz ötede İsrail-Gazze krizi devam ediyor.
Demem o ki, Türkiye dün seçimini yaptı. Ve seçmen bir kez daha Recep Tayyip Erdoğan’dan yana irade gösterdi.
Halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olmak önemli bir paye...
Erdoğan, tam da şimdi ‘Milletin Adamı’nın posterdeki bir slogan olmadığını, tüm kesimlere eşit mesafede durarak gösterebilmelidir.
Çünkü öylesine zor bir coğrafyadayız ki. Etrafta o kadar potansiyel çatışma var ki. Ülkenin kendi içinde biraz daha yıpranmaya, birbirine düşmeye ihtiyacı yok. Kazanan topyekûn millet olsun.

Yazarın Tüm Yazıları