Yargıda üç renk FETÖ: Dün Vefa, Ay Yıldız, Sosyal Demokrat, ya bugün?

Bundan 2 bin 200 yıl önce yaşamış olan fizikçi Arşimet’in, “Bana bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım” sözü abartılı olsa da evrensel bir fizik kuralını anlatır.

Haberin Devamı

Ben de abartılı ama içerisinde bir hakikati barındıran şu cümleyi edeceğim: “Bana bir hâkim ve savcı verin, istediğiniz adamı ipe götüreyim.”

Bunu, mesleğini onurla yapan, hukuka bağlı olan vicdan sahibi yargı mensupları için değil, sayıları az da olsa sahip olduğu yetkiyi FETÖ ve benzeri örgütsel yapılar için sınırsız bir operasyonel güç olarak kullananlar ya da kullanacaklar için yazdım.

Böyle bir tehlike vardı, hâlâ var ve “geçmişten ders almayanlar için” gelecekte de var olacak gibi görünüyor.

FETÖ KİMİN DERDİ?

7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı’nın tutuklama girişimi, 17-25 Aralık 2013 operasyonları, 2014 MİT TIR’larnın durdurulmasında FETÖ’cü savcı ve yargıçların yaptıkları hafızalarda olduğunu düşünüyorum.

Peki geçen hafta HSK’nın 9 hâkim-savcıyı ihracı, 4’ünü açığa alması, 22 tanesinin göreve iade talebinin reddi ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın 44 hâkim savcı için gözaltı kararı bir şey ifade ediyor mu?

Haberin Devamı

Yüzlercesi hakkında incelemenin devam etmesi, FETÖ’nün 15 Temmuz darbesi sonrası bile yargıya eleman sokması sadece bu soruşturmaları yapanların derdi mi?

FETÖ’yü en iyi FETÖ’cüler anlatıyor. O yüzden çoğu zaman “etkin pişmanlık” ifadelerine yer veriyorum.

“Kripto FETÖ’cü savcının itirafları” başlıklı son yazımda, Ömer Faruk Aydın’ın Gaziantep Savcılığı’nda alınan 21 Ağustos 2017 tarihli şu cümlelerine yer vermiştim: “Ben bakanlıkta FETÖ tipi yapılanmaların tesirini kırmak ve karşı bir örgütlenme oluşturmak amacıyla kurulan KAY-DER (Kamu Yöneticileri Derneği) toplantılarına gitmeye başladım. Bu eşik FETÖ için önemli bir adımdı. Benim artık Adalet Bakanlığı içerisinde kripto bir eleman olarak istihdam edilebileceğime kanaat getirdiler.”

KRİPTO VEFA GRUBU

FETÖ, deşifre olmamış ve örgüt ile bağı açık olarak görünmeyen kripto hâkim ve savcılardan “Vefa grubu” oluşturmuştu. İtirafçı savcı Aydın, Vefa grubunu 7 Kasım 2017 tarihli savcılık ifadesinde ise şöyle tarif etti: “Vefa grubunda genelde benim gibi militan ruhlu olmayan FETÖ’cüler; yani bu zamana kadar Fetullah Gülen’in evinde ve yurtlarında kalmamış ve deşifre olmamış kişiler yer alıyordu. Bu gruptaki kişilerin gizli kalmasına önem veriliyordu. Çünkü bakanlıkta herhangi başka bir grubun güçlenmesi karşısında deşifre olmamış diyaloğa açık vefa grubundan olan üyelerin yükselmesini tercih ediyorlardı. Vefa grubu FETÖ/PDY adına herhangi bir eylemde bulunmuyordu. Tamamen pasifti. Gün gelir lazım olur mantığıyla oluşturulmuş bir gruptu.”

KRİPTO FETÖ’CÜ HÂKİMİN İTİRAFLARI

Haberin Devamı

2012 MİT Müsteşarı’nın tutuklanması girişiminden sonra yargıda FETÖ’cü olmayan ve farklı siyasi görüşten tüm kişi ve gruplar Kamu Yöneticileri Derneği (KAY-DER) etrafında bir araya gelmeye başladı.

FETÖ, kendisine karşı olan KAY-DER içinde aktif olmak için, kendi üyelerinin muhafazakâr bilinenlerden “Vefa”, Ülkücü bilinenlerinden “Ay Yıldız”, sol görüşlü bilinen örgüt üyelerinden “Sosyal Demokratlar” gruplarını oluşturdu. Böylece KAY-DER içindeki muhafazakâr, Ülkücü ve solcu grupların içinde etkili oldu.

‘İÇKİ İÇ, EŞİNİN BAŞINI AÇ’

Peki bunları biz nereden öğreniyoruz? 9 yıl hapis cezası alan HSYK 1. Dairesi Tetkik Hâkimi İbrahim Cansız’ın 25 Kasım 2016 tarihli itiraflarından.

Haberin Devamı

Muhafazakâr bir ailenin çocuğu olan İbrahim Cansız, Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi’nde FETÖ’cülerle tanışmış. 1994’te mezun olduktan sonra Refah Partisi Keçiören Gençlik Kolları’nda çalışan Cansız, 1994-1995 döneminde FETÖ’nün Maltepe Dershanesi’ne kaydını yaptırıp o yıl Marmara Hukuk Fakültesi’ni kazanmış. 1999’da mezun olduktan sonra önce avukatlık, sonra hâkimlik stajına başlamış. Cansız o dönemi şöyle anlatıyor: “Staj yapan hâkim adaylarını sorumlusu, yeni hâkim adaylarına mesleki olarak kendimizi iyi yetiştirmemiz gerektiğini, dindar görüntü verilmemesini, başörtüsü takan eşlerin başörtülerini çıkarmalarını, görev gerektirdiğinde içki içilebileceği yönünde şeyler söylüyordu. Avukatlık stajını bırakıp hâkimlik stajına başladı. Cemaatin talimatı ortadaydı, ben eşimle konuştum; kendisine talimat konusundan söz etmeden kendi kararım olarak başörtüsünü çıkarmasının benim lehime olacağını anlattım. Bu şekilde kendisini ikna ettim. Yani mesleğe başladığımda eşim başını açmıştı.

Haberin Devamı

KRİPTO ÜÇ BİRİM OLUŞTURULDU

Cansız’ın stajı 2002’de sona erdi ve Balıkesir’e hâkim olarak atandı. 2011’de de Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimliği’ne geçti. Cansız, bakanlığa geçtikten sonra 2012 sürecini şöyle anlatıyor: “Ben o dönem KAY-DER ile de tanıştım ve oraya gidip gelmeye başladım. Benim tetkik hâkimi iken KAY-DER ile olan temasım ayrıca Mesut Çeken’in ara sıra yine KAY-DER ekibinin kahvaltılarına gidip gelmesi nedeniyle cemaat içerisinde bulunduğum gruptan beni ayırdılar. ‘Vefa Birimi’ adı altında oluşturulan o tarihte CTE Genel Müdürlüğü’nde genel müdür yardımcısı olan Rasim İsa Bilgen’in sorumluluğuna ikimizi verdiler. Personel genel müdürlüğündeki diğer arkadaşlarla irtibatımızı kesmemiz söylendi.

Haberin Devamı

KAYDER içinde yer alan ‘Vefa birimi’, Ülkücü camia içerisinde ‘Ay Yıldız birimi’ olarak adlandırılmıştı. Sosyal demokrat gruplar içerisinde de yapılanmaya gidilmişti ama şu anda ismini hatırlamıyorum.

KRİPTOLAR ARTIK BAŞKA RENKTELER

Bu yeni teşkilatlanmanın bakanlık içerisinde cemaate yönelik başlatılan tasfiye sürecine karşı bir tedbir olduğunu hatta taşraya sirayet ettirileceğini Rasim İsa Bilgen söylemişti. Bu birimdeyken bize söylendiği üzere cemaat mensubiyetine ilişkin hiçbir şüphe uyandıracak söz ve işlem yapmamız mümkün olmadığından personel alımında veya başka şekilde referans olsa bile bu kişiler cemaat mensubu olmayan kişilerdi. Bakanlık içerisinde cemaat mensubu olmadığı düşünülen çok az sayıda insan vardı. Vefa birimi yahut Ay Yıldız birimi veya ismini bilmediğim ancak sosyal demokrat grup içerisinde bulunan cemaat mensuplarının, izah ettiğim ilkeler ve hareket tarzı içinde bulunsa dahi, ByLock uygulaması deşifre olduğu için halen deşifre olmaması pek mümkün değildir.”

Evet, ByLock yazışmalarından ya da ifade metinlerinde “Vefa”, “Ay Yıldız” ve “Sosyal Demokrat” olarak bilinen kripto FETÖ’cülerden bazıları tespit edildi. Ya edilemeyenler? Onlar artık bu isimleri kullanmıyorlar, kendilerini başka kimliklerin arkasına gizliyorlar.

Hangi kimlikler mi? Hak-Yol’u yakından bilen üst düzey bir hâkimin ifadesiyle, “Hak-Yol’cu, Menzil’ci, İlim Yayma’cı, Ülkücü, sosyal demokrat bunlardan birkaçı...”

Yazarın Tüm Yazıları