Nedim Şener

Ne çektin be Mekap!

20 Aralık 2023
Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı, PKK’ya yönelik 13 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirdiği operasyonda ele geçirdiği malzemeleri şöyle sıraladı:

(1) adet Doçka uçaksavar, (550) adet Doçka uçaksavar mühimmatı, (1) adet savunma tipi el bombası, (112) adet battaniye, (5) adet akü, (50) çift Mekap ayakkabı, (7) jelikan mazot, (8) adet hilti ucu, (1) adet fırın, (1) adet mutfak ocağı, (6) adet güç kaynağı, (2) adet Tol EYP anahtar sistemi, çok sayıda mutfak malzemesi, örgütsel doküman, elektrik malzemesi ve kadın hijyen malzemesi ele geçirilmiştir.”

Sadece Hakkâri değil Siirt, Mardin, Bitlis, Muş, Tunceli gibi illerde terör örgütüne yapılan operasyonlarda ele geçen malzemeler arasında silah ve mühimmat yanında hep bir markaya yer verildiğini görebilirsiniz; o marka Mekap ayakkabı.

ARAÇLARI TAŞLANDI

Çocukluğumuzdan beri sağlam spor ayakkabı markası olan Mekap, 40 yıllık PKK ile mücadele tarihinde hep karşımıza çıktı. PKK’lı teröristlerin sağlamlığı nedeniyle giydiği ayakkabı açılım sürecinde de dillerden düşmedi.
O süreçte PKK’lı teröristlerin Türkiye’yi terk etmesi için örgütün sözcüsü Selahatttin Demirtaş, “Sınır dışına çıkışın yöntemi konusunda ise şu an için bildiğimiz tek yöntem ‘Mekap’ yöntemi, yürüyerek çıkarlar sanırım” demişti.

Mekap’la PKK’lı teröristler öylesine özdeşleşti ki; özellikle Batı’daki illerde üzerinde Mekap yazan şirketin dağıtım araçları vatandaşların tepkisine neden oldu. Mekap yazan araçların taşlandığı bile oldu.

Ben de geçen hafta, vatan haini Şeyh Sait ile ilgili bir yazımda Mekap adını kullandım. Şeyh Sait ile PKK elebaşı Öcalan’ı karşılaştırdığım yazıya “

Yazının Devamını Oku

Ekrem İmamoğlu kimi nasıl satın alacağını biliyor

18 Aralık 2023
‘Satın alma gücü’ en yüksek siyasetçi

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu için FETÖ ilgili politika ve PKK/HDP ile ilişkisi için “tehlikeli” ama Ekrem İmamoğlu için “daha tehlikeli” diyordum. Araya CHP Kurultayı ve Özgür Özel girdi. Bundan sonra sıralamayı şöyle yaptım: Kılıçdaroğlu izlediği siyasetle “tehlikeli”,  Özgür Özel aynı siyaseti ilkesizce yaptığı için “daha tehlikeli” ama “en tehlikelisi” Ekrem İmamoğlu”...

Çünkü Ekrem İmamoğlu tehlikeli ve ilkesiz siyaset yanında paranın gücünü bilen bir siyasetçi. İlkesiz ve paranın gücünü bilen tehlikeli siyasetiyle ne zaman patlayacağı belli olmayan bomba gibi, sadece kendisine değil etrafına da büyük zarar veriyor.

CHP’DE KILIÇDAROĞLU’NUN ALTINI BOŞALTTI

 Paranın gücünü iyi bilen, ekonomi diliyle söylemek gerekirse ‘satın alma gücü en yüksek siyasetçi’ İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel’den farkını şöyle anlatayım:

-Kimi satın alabileceğini

-Nasıl satın alabileceğini

-Kaça satın alabileceğini biliyor.

Ekrem İmamoğlu

Yazının Devamını Oku

İngiliz ve ABD uşakları MOSSAD ve CIA maşaları devreye girdi

15 Aralık 2023
Türkiye’nin Filistin politikası ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sonrası Türkiye’de suikastlar gerçekleştireceğini açıklayan İsrail’in maşaları devreye sokulmuş görünüyor.

Özellikle, Netanyahu’nun oğlu Yair Netanyahu’nun, “Free Kurdistan” mesajı yanında bayrak görseli paylaşması sonrası, Irak’taki Barzaniciler ile Türkiye’deki uzantıları ve terör örgütü PKK unsurları harekete geçmiş görünüyor. İkisinin de ortak noktası ise bir zamanlar üzerinde pek anlaşamadıkları, devlete karşı ayaklandığı için 1925 yılında idam edilen vatan haini Şeyh Said.

PKK ELEBAŞI: ŞEYH SAİD’İ KULLANDILAR

Emperyalist ABD’nin maşası bölücü PKK terör örgütü elebaşı Öcalan, 2009’daki avukat görüşmesinde, 1925 yılında İngilizlerin maşası olarak bölücülük yapmaya kalkışan Şeyh Said için şunları söylemişti: “Mustafa Kemal, İngiliz oyunlarını kısmen de olsa çözmüştü. İngilizler kendi politikaları için Türkiye’de Kürtleri devletin önüne attılar. Bunlar hep böyle yaptılar. Şeyh Said’i kullandılar. Şeyh Said’i kullanarak Musul ve Kerkük’ü aldılar, bu şekilde Mustafa Kemal’e de Kürtlere yönelme yolunu açtılar. İngiltere bu şekilde Şeyh Said üzerinden politika geliştirdi.” (28.08.2009 ANF)

Güldüğünüzü biliyorum; bunu ABD’nin kullandığı terörist PKK’nın elebaşı bir başka bölücü olan Şeyh Said için söyledi.

İlginçtir, bugün ABD’nin maşası olan PKK terör örgütü ve TBMM’deki temsilcisi YSP/HEDEP/DEM temsilcileri 100 yıl önce İngilizlerin işbirlikçisi olarak ayaklanan Şeyh Said’e sahip çıkıyor. Aralarındaki farklara rağmen ikisinin iki ortak özelliği var; Birinin “bölücü”, diğerinin “emperyalistlerin maşası” olması...

Bugün, daha çok Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren PKK terör örgütünün ABD’nin paralı uşağı olduğunu, ABD’nin emperyalist amaçları için kullandığı bir maşa olduğunu herkes görüyor.

TORUNU: HEDEFİ KÜRT-İSLAM DEVLETİYDİ

Peki 13 Şubat 1925’te isyana kalkışan

Yazının Devamını Oku

Gazze kasabı Netanyahu’nun oğlunun paylaşımı Uğur Mumcu’nun 30 yıl önceki yazısını teyit etti

13 Aralık 2023
Uğur Mumcu, tam 30 yıl önce 7 Ocak 1993 günü Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde, İsrail gizli servisi MOSSAD, ABD istihbarat servisi CIA ile Barzani ve PKK arasındaki bağlantıyı anlattığı; “MOSSAD ve Barzani” başlıklı yazısını yazmıştı.

Bir gün sonra 8 Ocak günü Ankara’da İsrail Büyükelçisi kendisini davet ederek, konu üzerine sohbet ettikten sonra “Öldürülmekten kokmuyor musunuz?” diye sordu.

Eşi Güldal Mumcu, öldürülmeden önce eşinin ulaştığı gerçekleri şöyle anlatıyordu: “Uğur, Türkiye’de yaşanan terör olaylarını, Kürt isyanlarının karmaşık arka planını araştırdıkça, tahmin edilemeyecek birçok ilişkiye, ilginç bağlantılara; CIA, MOSSAD ve MİT ile Emniyet ve askeri istihbarat dahil birçok ülkenin istihbarat örgütünün varlığına ve bu arada Barzani’nin MOSSAD ve CIA ile ilişkilerini ortaya koyan yayınlara ulaşıyordu.”



Ulaştıkça, tehditler çoğalıyordu; PKK yöneticilerinden Yaşar Kaya, örgütün yayın organı Özgür Gündem’de Mumcu’nun infaz emrini yazmıştı adeta. Uğur Mumcu, PKK’lı Yaşar Kaya’nın yazısını gösterip: “Güldal bunlar beni öldürecek” dediğinde, “Nereden çıkarıyorsun?” diye soran eşine, “Uğur Mumcu’nun Kürtler için istediği bir şey var mı? Herkes maskesini çıkarsın!... Yoksa yüzlerindeki maskeyi biz yırtacağız. Biz yırtmazsak bile Kürt halkının dinamiği yırtacak” satırlarını göstererek, “Bundan daha açık söylemezler!” cevabını verdi.

İKİ HAFTA SONRA SUİKAST

Yazının Devamını Oku

Bölücünün başında sarık olanı da ayağında Mekap olanı da bir

11 Aralık 2023
PKK terör örgütünün propagandasını yapan, yardım yataklık eden HDP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi yönetimine 2019’da kayyum atanmıştı.

Kayyum atanan 48 il ve ilçede altyapı çalışmaları hızla devam ederken Diyarbakır Belediyesi ne olduğunu anlamadan kendisini sert bir tartışmanın ortasında buldu. Sosyal medya hesabından “Şehrimizin trafik akışını büyük ölçüde rahatlatacak yeni çevre yolumuzla Diyarbakır’ımıza değer katıyoruz Silvan yolunu Elazığ yoluna bağlayacak, 12 kilometre uzunluğunda ve 50 metre genişliğindeki Şeyh Sait Bulvarı’nın yapım çalışmalarına başladık” diye yaptığı paylaşım üzerine kayyum yönetimince Şeyh Sait Bulvarı inşa edildiği düşünüldü.

‘AÇILIM’DA VERİLEN İSİM

Şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadı ama durum şu; 2013-2015 dönemindeki açılım sürecinin tam ortasında, 2014’te Diyarbakır Belediyesi’nin Adalet ve Kalkınma Partili ve terör örgütü PKK’nın siyasi kolu DBP’li meclis üyelerinin oylarıyla Şeyh Sait’in adı, İstiklal Mahkemesi kararıyla 1925’te idam edildiği Darkapı Meydanı ile Silvan-Elazığ karayolunu birbirine bağlayacak 12 kilometre uzunluğunda ve 50 metre genişliğinde olan Yenişehir İlçesi sınırlarındaki bulvara verildi.

Hatta şehrin değişik noktalarına “Şeyh Sait Meydanı”nı gösteren trafik tabelaları bile asıldı.

MEYDANA VERİLEN İSİM KALDIRILDI

2019 yılında ise kayyum atanması sonrası “Şeyh Sait Meydanı” ismi yeniden Darkapı Meydanı olarak değiştirildi. Bulvara verilen isim ise aynı kaldı. Öğrendiğime göre ne Diyarbakır Belediyesi’nde ne de Valilik’te isim değişikliği konusunda bir çalışma yok, bu konuda isim inisiyatifi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya bırakılmış durumda.

İsim değişikliği kolay ama Şeyh Sait’i “Din adamı”, “İslamcı”, “Hilafetçi” gibi saçma sapan gerekçelerle savunanların halini gördükçe, zihni değişimin ne kadar zor olduğunu anlıyorsunuz.

‘ŞEYH SAİT İSYANI 

Yazının Devamını Oku

110 yıl sonra Ortadoğu haritası değişirken Şerif Hüseyin’in ihaneti Fahreddin Paşa’nın kahramanlık sergisi

8 Aralık 2023
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de uyguladığı soykırım sonucu Filistin sorunu tarihsel boyutuyla yeniden gündemimize girdi.

Soykırımcı İsrail’in Başbakanı Netahyahu, Ortadoğu haritasının değişeceğini söyledi. İsrail’in Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin desteği ile Gazze’yi işgali 110 yıldır Ortadoğu coğrafyasında uygulanan emperyalist planın bir devamı.

Zeytinburnu Belediyesi Kazlıçeşme Kültür Sanat Merkezi’nde “Medine Müdafii Fahreddin Paşa” sergisini gezerken sadece bir kahramanın hikâyesini değil Ortadoğu’nun bugün içine düştüğü bu tabloyu da görüyorsunuz.

Türk askerine “Mehmetçik” adını veren Fahreddin Türkkan Paşa, Osmanlı hükümetinin Medine’yi teslim etmesi emrine karşı çıkan eşsiz kahramanlığı ile “Çöl Aslanı” ve “Medine Müdafii” sıfatı taşıyan bir vatansever.

İHANET VE CESARET

Ömer Faruk Şerifoğlu’nun küratörlüğünde, Fahreddin Paşa’nın kahramanlığı yanında, Arap coğrafyasında Osmanlı’nın uğradığı ihanet sergileniyor. Sergiyi gezmeye başlarken sizi Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’in İngilizlerle işbirliği yaparak Arap coğrafyasının emperyalistlerin oyun alanına çevirmesine dair duvardaki bilgi notu karşılıyor.

Sergiden yine Şerif Hüseyin’in yıllar sonra ihanetinin pişmanlık dolu sözleri sizi uğurluyor. Önce, 110 yıl önce Ortadoğu’da ihanet sürecinin nasıl başladığına dair notu paylaşayım: “Asırlarca Hazreti Muhammed soyundan 4 aile tarafından idare edilen Hicaz bölgesi imparatorluk coğrafyasında her zaman özellikli bir konumdadır... Sultan ikinci Abdülhamit, Mekke Emirliği’ni ele geçirmek için bazı girişimlerde bulunduğunu öğrendiği hırslı ve çıkarlarına pek düşkün olan Şerif Hüseyin’i Şuray-ı Devlet üyesi yaparak uzun yıllar İstanbul’da göz önünde bulundurur.

Yazının Devamını Oku

Dink cinayeti davasında tetikçi ve arkasındaki karanlık güç FETÖ’cüler ilk kez aynı salonda

6 Aralık 2023
EMNİYET ve Jandarma İstihbarat içindeki Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri; Türk Silahlı Kuvvetleri, ‘Atatürkçü’, ‘Ulusalcı’ kesimi hedef alan Ergenekon kumpasını başlatmak için 2006 ve 2007 yıllarında azınlıklara yönelik, her aşamasını takip ettikleri bir dizi cinayete yol verdiler.

5 Şubat 2006’da Rahip Santoro cinayetini, 18 Nisan 2007’de Zirve Yayınevi katliamı, 19 Ocak 2007 günü de Hrant Dink suikastı izledi. Öldürülenlerin tamamı Emniyet İstihbarat Başkanlığı içinde “Sağ terör ve azınlıkları” takip eden C Şubesi’nin başında olan, daha sonra Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını yöneten FETÖ’cü Ali Fuat Yılmazer’in kurduğu yasadışı C5 Şubesi’nin de yakın takibindeydi. Emniyet İstihbarat Başkanı ise, FETÖ’cü Ramazan Akyürek’ti. İlginçtir FETÖ’cü istihbaratçıların rolü olduğu ortaya çıkan ve 25 Mart 2009’da şüpheli bir helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu da ‘sağ terör örgütlerini’ takip eden bu yasadışı büro tarafından izleniyordu.

Ergenekon ve Balyoz dahil kumpas operasyonları boyunca Emniyet istihbarat Dairesi Başkanı olan Ramazan Akyürek, Rahip Santaro’nun 5 Şubat 2006’da öldürülmesi ve gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi ile ilgili planlamanın yapıldığı dönemde, Trabzon’da İl Emniyet Müdürü olarak görev yapmıştı.


Ali Fuat Yılmazer - Ramazan Akyürek - Ogün Samast

SANTORO, DİNK CİNAYETİNİN PROVASIDIR

Biri Trabzon’da işlenen diğeri Trabzon’da planlanıp İstanbul’da gerçekleştirilen cinayetlerin ortak yanları, öldüren ve öldürülen kişilerin FETÖ’nün kontrolündeki Emniyet İstihbarat tarafından takip edilmeleri, katillerin de 18 yaştan küçük olması, kullanılan silahların kaynaklarının da meçhul olmasıydı. Santoro’yu öldüren katil Oğuzhan Akdin 16, Dink’i öldüren Ogün Samast 17 yaşındaydı. 5 Şubat 2006’daki Rahip Santoro cinayeti, amaç ve yöntem başta olmak üzere her yönüyle 19 Ocak 2007’de öldürülen Hrant Dink cinayetinin provasıydı.

FETÖ’cülerin yönettiği Emniyet İstihbarat içinde kurdukları yasadışı C5 Şubesi, hem katilleri hem de maktulleri takip ediyordu. Amaçları, azınlıklara ve hıristiyanlara yönelik yol verdikleri cinayetler üzerinden Ergenekon kumpasını başlatmaktı. Nitekim her iki cinayet sonrası, adeta “av ile avcıyı takip eden” Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek başta olmak üzere FETÖ’cü istihbaratçılar büyük bir delil karartma sürecine girerken, özellikle kullandıkları gazeteciler üzerinden “Ergenekon Terör Örgütü” algısı oluşturdular.

FETÖ’cüler sadece emniyet ve medyada değil yargıda da

Yazının Devamını Oku

CHP’li Özel’in bir aylık karnesi

4 Aralık 2023
'Değişim: 0 ' Namus Sözü Tutma: 0 'Önseçim: 0 'El Öpme: 5...

MANİSA’da yaşadığı mahallesinde delege bile seçilemeyen Özgür Özel, 2009 ve 2019 yerel seçimlerinde Manisa Belediye Başkan adayı olarak girdiği seçimleri kaybetti.

Buna karşın milletvekili olduktan sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun sağ kolu ve yıllarca CHP Grup Başkan vekilliği yaparken Kılıçdaroğlu’nun 2010’dan itibaren aldığı 13 seçim mağlubiyetinin baş sorumlusu idi.

14 Mayıs seçimlerinden sonra Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyenler için, “AK Partili ya da Cumhur İttifakı trolü çıkar” diyen Özgür Özel, kısa süre sonra Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna talip olduğunu açıkladı.

“Değişim” diyerek yola çıkan, ileride çok tartışma konusu olacak Ekrem İmamoğlu’nun desteği ile koltuğa oturan Özgür Özel, parti yönetimi gibi politik olarak da Kılıçdaroğlu’ndan hiç farkı olmadığını kısa sürede gösterdi.

PKK/HEDEP’LE TEZKEREYE HAYIR

Türkiye’nin Irak ve Suriye’de PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütü ile mücadele için TBMM’den geçmesi gerekli tezkereye 2015, 2017 ve 2019’da evet oyu veren Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, 2021 olduğu gibi 2023 yılında hayır oyu verdi. Türkiye’nin sınır ötesinde terörle mücadelesine hayır oyu veren CHP, Libya tezkeresine de ret oyu vermişti. Özgür Özel’in genel başkan olması sonrası CHP grubu geçen hafta TBMM gündemine gelen yeni Libya tezkeresine de “hayır” diyerek bir değişiklik olmadığını gösterdi.

ÖNSEÇİM İÇİN NAMUS ŞEREF SÖZÜNÜ YUTTU

Ekrem İmamoğlu’

Yazının Devamını Oku