Naim Dilmener

Çok şey var bizi ona bağlayan

10 Ağustos 2019
Funda Arar, müziğimizin başına gelmiş en güzel şeylerdendir. Üstelik bu kez fark yaratacak bir şarkı seçmiş. Klipte görülen Arar da alışık olduğumuz hallerinden epeyce farklı.

BEŞ ÜZERİNDEN DÖRT YILDIZÇık Aradan
Funda Arar
DMC

2000’lerle birlikte hayatımıza girmiş en mükemmel isimlerdendir Funda Arar. Müziğimizin başına gelmiş en güzel şeylerdendir de. Dönem dönem şarkıları tekdüzeleşse de, kendine özgü vokal tarzını bazen abartıp haşinleştirse de Arar her zaman farkını korudu. Tabiatın ona bahşettiği eşsiz sesiyle söylediği her şey -bazen çok, bazen de daha az olmakla birlikte- dinleyicisini buldu ve günümüze kadar el üstünde tutularak ge(tiri)ldi.

Kendisi için yapılan -hem dinleyici hem de eleştirmenler katında- en keskin eleştiri, şarkılarının genel formunun (ya da müzik piyasasındaki profesyonellerin diliyle söylersek, yürüyüşünün/trafiğinin) birbirine çok benzediği ve fark yaratacak bir şarkıyı seçerse, her şeyin bambaşka olabileceğiydi. Yeni şarkısında işte bunu yapmış.Derya Uluğ ve Asil Gök’e ait ‘Çık Aradan’, tam da Arar’ın epeydir beklediği kadar iyi bir şarkı.

Mustafa Ceceli’nin düzenlemesi de -ki Ceceli’nin en başarılı olduğu alan budur- fazladan bir enerji katmış ve bu durum hem Arar’ın vokaline hem de klibe yansımış. Klipte görülen Arar, şarkının yönlendirmesiyle, daha önce alışık olduğumuz hallerinden epeyce farklı.

Arar için de hayranları için de lehte (ya da olumlu) bir fark bu. Bu farklılık ve yenilikte, sanatçının menajeri Can Talanioğlu’nun da hakkını teslim etmek gerek. Talanioğlu, işin stüdyo ve sahne kısmında Arar’ı layıkıyla yönlendiriyor ve giderek kurt kapanına dönüşmüş müzik piyasamızda dik ve önde durmasını sağlıyor.

Şarkının bir yerinde, “Bir şey var arada sana bağlayan...” diyor Funda Arar, bunu dinleyiciler açısından okursak eğer, şunu söylemek mümkün: “Çokkk şey var bizi ona bağlayan.”

Yazının Devamını Oku

Karanfilli zeybek

3 Ağustos 2019
Nevi şahsına münhasır yıldızların başında gelen Sıla; ‘Karanfil’, ‘Haytalar Dükkânı’ ve ‘Zeybek’ adlı üç yeni şarkısını ‘Meşk’ olarak isimlendirilmiş EP’sinde bir araya getirdi.

Sözüyle, müziğiyle, havası, atmosferiyle şarkılarını tamamıyla kendi doğru (ya da iyi) bildiğince kuran Sıla, işin yaratıcılık tarafında da gayet iyi ve üretken olmasına rağmen, “Madem yazabiliyorum, her zaman kendi şarkılarımı söyleyeceğim” diye ayak dirememiş ve kendisine uyan her müzisyen ya da şarkı yazarıyla dirsek temasına girişmekten kaçınmamış bir sanatçıdır.
Yeni şarkılardan ‘Karanfil’in sözlerinde Umut Yaşar Sarıkaya’yla birlikte onun da imzası var (beste ise Umut Yaşar Sarıkaya ile Efe Bahadır’a ait). Sıla’dan dinlemeye hep alıştığımız şarkılardan biri bu. “Heder etti keyfe keder, beni kafesledi kuş oldum” gibi dizelerle örülü bu şarkı, televizyon dizilerindeki sıradan repliklerden bezmiş dinleyiciyi yüreğinden yakalayabilir (şiirin hasıyla büyümüş 60 ve 70’li kuşağa ise yavan gelebilir ama bu ayrı bir konudur).
‘Haytalar Dükkânı’ndaysa söz Sıla’nın. Besteyiyse Efe Bahadır’la birlikte yapmış. Çoktandır görülmemiş, haberleşilmemiş eski bir dostun gıyabında söylenen bu şarkı; hem söz, hem beste hem de düzenlemenin güçlendirdiği hüzün havasıyla çok etkileyici, hatta sarsıcı.

Sezen Aksu farkı
EP’nin üçüncü şarkısı ‘Zeybek’ Sezen Aksu’ya ait. Ancak onun yazabileceği ya da onun kalbinden süzülüp çıktığında çok etkili olabilecek, esprisi yerini bulabilecek bu şarkı, ‘Meşk’e mükemmelen dahil olmuş. Sıla ve Aksu’nun işbirliği bir süre önce başlamıştı. Devam ediyor oluşu iyi ve yerinde bir karar. Sıla’nın, Doğulu kardeşlerden Kenan ile yaptığı ‘...dan Sonra’ ve Ozan ile yaptığı ‘Alain Delon’ hariç, sonrasında yaptığı her şarkının -bazen gizli, bazen de açık- kahramanıdır Sezen Aksu. Bir taklit, boş bir öykünme değildir bu. Tam aksine; 70’lerin ortasından itibaren hayatımızın tam ortasına yerleşmiş ve o günden bu güne kadar bizi etkilemiş, her yaptığıyla bizi dönüştürmeye çalışmış bir ozanın macerasını, yeni zamanlarda da sürdürmek ve elden gelirse daha ileriye taşımak niyetiyle yapılmış bir şeydir bu. Başardı mı? Kısmen evet. Kısmen hayır ama bunun için çalışmaktan vazgeçmiş değil. Yeni üç şarkı da bu uğurda atılmış sağlam bir adım. Sıla’nın inanç ve direnci bunu eninde sonunda başaracağına işaret ediyor. Azmin, üstelik akılla desteklenmişinin elinden hiçbir şey kurtulamamıştır.

Yazının Devamını Oku

Önce yanmış, sonra dans etmiş

27 Temmuz 2019
Ağır-arabesk şarkıları ve vokaliyle popun içinde yer edinmek isteyen İlyas Yalçıntaş, en azından şimdilik bundan vazgeçmiş gibi. Kendisine ait yeni şarkısı ‘Kirli Kadeh’, sözleri ama daha çok melodisi ve düzenlemesiyle daha Batılı bir formda.


BEŞ ÜZERİNDEN İKİ YILDIZ
Kirli Kadeh
İlyas Yalçıntaş
Alfa7

Yeni İlyas Yalçıntaş şarkısı ‘Kirli Kadeh’, daha çok 60’larda ve 70’lerde ‘aranjman’ diye tabir edilen ve yabancı şarkıların üzerine söz yazılarak oluşturulan parçalar seviyesinde.

Bu, şu anlama geliyor: Şarkı biraz eski günlere ait görünüyor. Zaten

Yazının Devamını Oku

Ozan Doğulu dönülmez akşamın ufkunda...Yazık değil mi o kadar paraya?

20 Temmuz 2019
Osman Taşdaş’ın bestelediği, Cem Belevi’nin sözlerini yazdığı ve Ozan Doğulu’nun düzenlediği şarkı ‘Elizabeth’; ilkokul, bilemediniz ortaokul çağındaki çocukları çok heyecanlandırabilecek, onları durdukları yerde hareketlendirebilecek bir şarkı.

Ozan Doğulu’nun çeşitli konuk vokalist ve müzisyenlerle yaptığı ‘130 bpm’in yeni ayağı ‘Kreşendo’, hem fiziki hem de dijital pazara epeyce bir hareket getirdi. Basite yakın söz ve melodiler büyük ilgi görüyor dinleyiciler katında. Doğulu da bunu biliyor ve şarkılarını buna göre seçiyor ya da kuruyor.

Bir hafta artı iki saat
Bu hareketliliği piyasasının gerisine de yaymaya kararlı gibiler. Cem Belevi ile yapılan ‘Elizabeth’in klibine dünyanın parası dökülmüş. Osman Taşdaş’ın bestelediği, Belevi’nin sözlerini yazdığı ve Doğulu’nun düzenlediği şarkı ilkokul, bilemediniz ortaokul çağındaki çocukları çok heyecanlandırabilecek, onları durdukları yerde hareketlendirebilecek bir şarkı.
Bu mantık klipte de devam ediyor. Hatta klipte, ergenliğe girmek üzere ya da henüz girmiş olanları da ‘hedef kitle’ye dahil etmişler. Oldukça erotik bir klip çekmiş Nihat Odabaşı. Bu senaryo başka bir yönetmenin elinde rahat rahat ‘müstehcen’ olabilirdi. Neyse ki Odabaşı’nın gözü; klozetlerin yanına çökmeleri, elde dimdik tutulmuş, fitili yakılmış ve patlamaya hazırmış gibi gözüken dinamitleri, her şey bir oyun ya da eğlenceymiş gibi görüyor ve geçiyor.
Klibin tepe noktasıysa Elizabeth kılığına girmiş Ozan Doğulu. Basın bülteninin aktardığı kadarıyla bunun için bir hafta süren bir hazırlık gerekmiş. Kraliçeliğin uygulanışıysa iki saat almış. Ciddi bir çaba ve mesai. Çok da para demek bu. Peki ne için? Şarkıda sevgilisini kraliçe katında gören bir âşık var diye mi yapıldı bütün bunlar?
Neden Ozan, neden Cem, neden Nihat? Yazık değil mi o kadar paraya? Bu paranın yarısıyla şarkıya muhtelif remiksler yapılsa ve asıl şarkının kendisi bambaşka kılıklara sokulsa, daha iyi olmaz mıydı?

Yazının Devamını Oku

Dev sesten yeni şarkı

13 Temmuz 2019
Son şarkısı ‘Ufo’yu Burcu Güneş’in kendisi yazmış. Mustafa Ceceli de düzenlemiş. Rahatça dinlenebilir ve sevilir bir şarkı; esprili, keyifli ve enerjik.

Yalnızca 90’ların değil, bütün zamanların en güçlü seslerindendir Burcu Güneş. Hem sesi güçlüdür hem de bütün kalbini katarak söyler şarkılarını. Bu sebeple işte, ne söylerse söylesin keyifle dinletir kendisini.

Son şarkısı ‘Ufo’yu kendisi yazmış. Mustafa Ceceli de düzenlemiş. Ceceli, stüdyodan kameraların önüne fırladığından beri çok az, çok nazlana/nazlana düzenleme yapıyor. Yazık ediyor ama; hem kendine hem de bize. Çünkü bu işte çok yaratıcı. Şarkıcılık konusundaysa bir fazlası yok; bu kadarını herkes söyleyebilir oldu.


Ufo, Burcu Güneş, DMC (BEŞ ÜZERİNDEN DÖRT YILDIZ)

‘Ufo’, görüntülere sığınmadan da rahatça dinlenebilir ve sevilir bir şarkı; esprili, keyifli ve enerjik. Ama zamanımızın olmazsa olmazı ‘görüntü’ işin içine girdiğinde espri, keyif, enerji katlanıyor. Can Sarcan’ın yönettiği klipte bir masal atmosferi yaratılmış. İnsanda masala dahil olma arzusu uyandırıyor. Bütün ekip çekimler sırasında epeyce eğlenmişe benziyor. Bu ruh hali seyredene de bulaşıyor.

Bir de sahibinden dinleyin

Prince’in başka sanatçılara verdiği şarkıların kendi sesinden versiyonları ‘Originals’ adlı albümde toplandı. Albümdeki 15 şarkının (‘Nothing Compares 2 U’ hariç) 14’ü ilk defa yayımlanıyor. Bu albümle birlikte, büyük bir kısmı çok sevilmiş ve ticari başarı elde etmiş şarkılara, yaratıcısının sesinden ulaşmak mümkün hale geldi. Bu çok kıymetli kayıtların piyasaya sürülebilmiş olması büyük sürpriz.

Yazının Devamını Oku

Dönsün dursun içimizde şarkılar

6 Temmuz 2019
Erol Evgin’in çok sevilmiş şarkılarını hem kendi zamanından isimlerle hem de günümüzün gençleriyle yeniden seslendirmesi müziğimiz için de dinleyiciler için de kazançtır. ‘Altın Düetler’in ikincisi baştan sona ve defalarca dinlenebilecek bir albüm olmuş.

Erol Evgin nihayet ‘Altın Düetler’in ikincisini de yayımladı. Evgin gibi bir yıldızsanız ve yıllar içinde onlarca hit çıkarmışsanız, tek albümle elbette işi bitiremezsiniz. Büyük ihtimalle bu albüm de işin sonu olmayacak ve bir zaman sonra üçüncüsü de gelecek. Ya da gelmeli. Pop müziğimizin mihenk taşlarındandır sanatçı ve çok sevilmiş şarkılarını hem kendi zamanından isimlerle hem de günümüzün gençleriyle yeniden seslendirmesi müziğimiz için de, dinleyiciler için de kazançtır.
Erol Evgin ismine basında rastlanan ilk tarih 1965’tir. Hürriyet’in ilk olarak o yıl düzenlediği Altın Mikrofon’a, yarışmak için başvuran isimlerden biri oldu. Finale kalamadı. Elenenler arasında Cem Karaca ve Ayla Dikmen gibi sonraları müziğe taklalar attıracak isimler de vardı.


İşte (b)öyle bir şey
‘Sen’, ‘İstemesen de’ gibi ilk plaklarını 60’lar bitmek üzereyken yaptı ama bu sefer de istediğini elde edemedi. İstediğini, hatta fazlasını elde edecekti ama bunun için önce Çiğdem Talu, ardından da Melih Kibar’la tanışması ve birlikte çalışmaya başlaması gerekiyordu.
Önce Çiğdem Talu’yla çalışmaya başladı. Talu, Evgin’e, o güne kadar alıştığı biçimde destek verdi ve yabancı şarkıların üzerine söz yazdı. ‘Tanrım Bu Hasret Bitse’ ve ‘Şoför Mehmet’ bu zamanın şarkılarındandır ve her ikisi de çok güzeldir.

Yazının Devamını Oku

Rock’a niyet, arabeske kısmet

29 Haziran 2019
Yola ‘indie rock’ yapma gayesiyle çıktılar ama daha ikinci albümden rotayı arabeske çevirdiler. Zakkum, yeni şarkı ‘Müsaade Senin’de de maalesef bunu bozmuyor.


(BEŞ ÜZERİNDEN BİR YILDIZ)
Müsaade Senin, Zakkum feat. Ceylan Köse, DMC 

İngiltere menşeli ‘indie rock’ akımının bizdeki temsilcilerinden biri olma gayesiyle yola çıkmıştı Zakkum. Ankara’nın muhtelif bar ve kulüplerinde, bu akımın öncü ve popüler isimlerinin (Placebo, Pulp, Suede gibi) şarkılarını seslendirdiler, bu özellikleriyle nam saldılar.

İlk albümleri ‘Zehr-i Zakkum’da bu özelliklerinden (ya da niyetlerinden) vazgeçmediler. Yarattıkları atmosfer, peşinde oldukları gruplar seviyesinde değildi ama ilk albümünü çıkaran bir grup olarak yeterince iyi ve farklıydı.

Ne olduysa sonra oldu... Herkes onların sound’larını yetkinleştirip daha iyi bir yere geleceklerini düşünmekteyken, direksiyonu arabeske doğru kırdılar ve hem paranın hem de popülerliğin tuzağına bile/isteye düştüler.

İkinci albümleri için DMC ile anlaşmışlardı. Zakkum’u değiştirdiler. Ya da Zakkum, DMC’de yer edinmek için kendisinden umulmayan şeyler yapmaya başladı. Bir rakı masası gibi kurguladıkları ikinci albümleri ‘13’ bu niyetle çıktı ve her şey tam da umdukları/bekledikleri gibi oldu. Albümden ‘Anason’, memleketin dört bir yanına Zakkum ismini taşıdı, ezberletti.

Müsaade sizin beyler

Yazının Devamını Oku

Yaz şarkılarından seçmeler

22 Haziran 2019
Henüz haziran ama havalar ağustos havası. Bu sıcaklara şarkılarla katlanmak daha kolay. Yeterince yeni şarkı çıktı/çıkıyor. Hızlısı da var, yavaşı da. Söyleyenler de çeşitli; eskisi de var, yenisi de. Ve eskilerden yenilere uzanabilen tek isim Ajda Pekkan da tabii... Onsuz olmuyor!

Kırık plak dönsün bırak
Ozan Doğulu’nun yeni albümü ‘Kreşendo’nun konuklarından biri de Süperstar Ajda Pekkan. Giderek ısınmış yaz mevsiminin bu yılki özelliği bu galiba; deliler gibi koşturan/bastıran hızlı şarkıların yanında, hüzün mevsimi sonbahara daha uygun şarkılar da var. Doğulu ve Pekkan’ın FM’li, kırık plaklı şarkısı da bunlardan biri. Ama belli ki ekibin aklına, “Acaba yanlış mı yapıyoruz?” gibi bir düşünce takılmış ki YouTube’a bir remiksini de koymuşlar. Ama hızlandırma dışında pek de bir şey eklenememiş; remiks versiyonu aralarda bir yerde takılıp kalmış. Vokal ayak direrken, altyapı onu çekiştirip duruyor, koşmaya zorluyor. Her iki versiyonun da ortak olan güzel tarafı ise şu: Ajda Pekkan gayet formunda, epeydir bu kadar iyi olamamıştı. Kaç yıldır gırtlağına yapışıp kalmış arabesk nağmelerden nihayet kurtulmuş.

Berksan yeni birini bulmuş

Başlığı basın bülteninden aldık; Sony, şarkının adından kendine göre bir eğlence çıkarmış. “Aaa, kimi bulmuş acaba?” diye meraklananlar, avcunu yalamak zorunda kalıyor çünkü yapılan gönderme dayanağı son derece zayıf bir magazin sloganı. Beste ve düzenleme kardeşi Turaç Berkay’a ait. Berksan ise sözleri yazmış. Söz dediğimiz de lafın gelişi tabii… Serdar Ortaç’ın mucidi olduğu, hani ayrılık sonrası o eski sevgiliye yapılan nispet havaları/dalgaları var ya, onlardan: “Biz ayrılınca durmaz bu dünya, yerinde yeni biri olsun, yanımda yeni biri olsun…” Mesele budur, bu kadardır işte: “Gittiysen gittin, yeni biri -nasılsa- gelir.” Tabii böyle de yaşanabilir, hayatlar böyle de kurulabilir. Ama şarkılar değil. Hem sözler böyle ‘sade su’ olacak hem de tekdüze bir ritm üzerine, ortalıkta onlarca benzeri olan zayıf melodi(ler) oturtacaksınız... Ya şarkı nedir yanlış anlamış bu gençler ya da bilmezden gelmek işlerine geliyor.
Sakin bir dönüş

Yazının Devamını Oku