Muhabbetle sarılmak

Pandemi nedeniyle yüz yüze görüşmelere mecburen uzak duranlar, aynı dertten muzdarip: “Şöyle kaygı duymadan, arkadaşlarımla sarılıp, karşılıklı, yüz yüze sohbet etmeyi çok özledim. Gerçek muhabbete hasret kaldık...”

Haberin Devamı

Aslında sıkça kullandığımız “online” görüntülü sohbet de bir tür “yüz yüze” görüşme. Ne var ki sevdiğimiz birini ekranda değil de “kanlı-canlı” karşımızda görmenin çok farklı fizyolojik etkileri var.

Muhabbetle sarılmak

Malum, sevdiğimiz birine sarıldığımızda oksitosin hormonu salgılıyor ve rahatlıyoruz. Üstelik rahat ve güvende hissedebilmek için karşımızdakilerin mimiklerini ve vücut dilini yakından görüp “hissetmeye” muhtacız. Ayrıca insanlar arasında “pozitif elektrik almak-vermekle” ilgili araştırmalar da giderek artıyor. Kısacası, “gerçek” muhabbetin olumlu etkileri, artık bilimsel yöntemlerle ölçülebiliyor.

Haberin Devamı

MUHABBET DEDİĞİN NEDİR?

Milletçe çok sevip son zamanlarda özlemini çektiğimiz “muhabbet”, “hubb” kökünden türemiş bir kelime. “Hubb” Arapça’da sevgi, gönülden bağlılık demek. Dolayısıyla “muhabbet” kelimesinin karşılıklı konuşmaktan daha derin bir anlamı var: “Sevgi alışverişi”. Zaten ahbap (sevilen kimse, dost), habip (sevgili) ve muhip (seven) de hep aynı kökten türemiş kelimeler.

İslam kültüründe Hz. Peygamber için sıkça kullanılan benzetmelerden biri de “Habibullah”tır; yani, “Allah’ın sevdiği, sevgilisi”. Örneğin Süleyman Çelebi, Vesiletü’n-Necat’ta şöyle yazar: “Ya Habîbullah bize imdâd kıl / Son nefes dîdârun ile s’âd kıl”.

*

Elbette, sahabe dışındaki Müslümanlar o “sevgili” Peygamber’i dünya gözüyle görme imkânı bulamadı. Dolayısıyla ona yönelen muhabbetin yegâne aracı, kalp gözüdür. Resulullah’ı görmeden sevmenin ideal bir örneğiyse Veysel Karanî’dir.

UZAKTAN MUHABBET

Rivayete göre Hz. Peygamber zamanında Yemen’de yaşayan bir deve çobanıdır, Veysel Karanî. Allah aşkıyla sevdiği Peygamber’i dünya gözüyle bir kez görebilmek için onca mesafeden gelir Medine’ye. Ancak onunla karşılaşamaz. Yaşlı annesinin bakımını aksatmamak için, Peygamber’i göremeden Yemen’e dönmek zorunda kalır. Bunu duyan Resulullah, fedakâr Veysel Karanî için şu sözü söyler: “Yemen’dedir bendedir, bendedir Yemen’dedir”. İşte bu meşhur rivayet, gönül birliğindekilerin -yüz yüze görüşemeseler bile- her zaman yakın ve muhabbette olduğunu anlatır.

*

Haberin Devamı

Bizler de sevdiğimiz dostlarımızla “hakiki muhabbet” için şu günlerde biraz daha sabretmek zorundayız. Çünkü Veysel Karanî’nin yaşlı annesini düşünmesi gibi bizler de öncelikle çevremizdekilerin sağlığını düşünmeliyiz. Mutluluk veren oksitosin hormonundan bile güzeli, iç huzuru ve gönül ferahlığı olsa gerek.

‘SULTANA’ YAKIŞAN

ÖNÜMÜZDEKİ salı, yani 13 Nisan özel bir gün: Ramazan’ın ilk günü. Ne var ki bu yıl da “11 ayın sultanı”nı, geçen seneki gibi buruk bir şekilde karşılıyoruz. Bilim insanları, pandemi bu hızda yayılırsa günlük vaka sayılarının Ramazan’da 60 binlere erişebileceğini dile getiriyor.

*

Resulullah’ın ifadesiyle Müslüman, “elinden ve dilinden insanların zarar görmediği kişi”dir. Öyleyse başkalarını, kendi ağzından ve elinden bulaşabilecek bir hastalıktan korumak, “Müslüman’ım” diyen herkesin çok temel bir sorumluluğu değil mi? Ne acıdır ki sayısal göstergeler, bu konuda yeterince dikkatli olmadığımızın açık kanıtı.

*

Haberin Devamı

Öyleyse... Lütfen işte, sokakta, evlerde çok daha fazla özen. Tabii iftar daveti vermeden veya davete katılmadan önce tekrar tekrar düşünerek... “Ayıp olur” yerine “riskli olur” diyerek... Gelin bu yılki Ramazan’ı,
salgının herkese yayıldığı değil, gücünü yitirdiği bir ay olarak kaydedelim.

Muhabbetle sarılmak

MUHİBBÎ’NİN EN DEĞERLİ ESERİ

MUHABBET ve sultan demişken, Muhibbî’yi anmadan geçmek olmaz. Muhibbî deyince, şiirlerini bu isimle yazan Kanuni Sultan Süleyman’ı anlıyoruz. Hani geçtiğimiz günlerde bir portresi, İngiltere’deki bir müzayedede yaklaşık 5 milyon TL’ye alıcı bulan o “cihan padişahı”nı.

*

Tarihte pek az insana nasip olan bir hükümdarlık yaşayan Sultan Süleyman, sağlığın saltanattan bile çok daha değerli olduğunu Divan’ında ne kadar güzel ifade etmiş: “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Yaşadığımız şu günleri anlatırcasına...

 

Yazarın Tüm Yazıları