10 Maddede Ermeni Meselesi

Evet, Pazar Pazar hiç keyifli bir konu değil bu.

Haberin Devamı

Ama yazmak gerekiyor. Hele de parlamentolar, parlamenterler tarihi tek taraflı paketleyip, etiketleyip, mühürlerken... Defalarca yazılmış olsa da, tekrar yazmak gerekiyor...


1- Bağımsızlık rüzgarı


Osmanlı idaresindeki Yunanistan Rumları 1832’de, Sırplar 1867’de, Romenler 1878’de, Bulgarlar 1908’de ulaştılar tam bağımsızlıklarına. Ermeniler, -haliyle- bağımsız bir devlet kurma sırasının kendilerinde olduğunu düşünüyorlardı. Bu doğrultuda, örgütlenmelerini ve özellikle 1894’ten sonra silahlı eylemlerini hızlandırdılar.


2- Balkan Faciası ve tehcir


Balkanlardaki bağımsızlık savaşlarında binlerce sivil katledilirken, Türkler ve Müslümanlar, kitleler halinde Osmanlı topraklarına göç ediyordu. Asıl ‘zorunlu göç’, yani Türklerin tehciri, Balkan Savaşı yenilgisiyle geldi. Yüzbinlerce sivil katledilirken etnik ‘temizlik’ten kaçan 300 bini aşkın göçmen, perişan bir halde İstanbul sokaklarında ve Anadolu’daydı. İttihat ve Terakki yönetimi aynı faciayı “bir daha asla” yaşamamak için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıydı.

Haberin Devamı


3- Rusların unutulan rolü


Osmanlı’nın en büyük sorunu olan Ruslar, 19.Yüzyıl boyunca Kafkasya’da hakimiyetini pekiştirirken Müslüman nüfusa karşı Ermenileri öne çıkarmıştı. I.Dünya Savaşı başladığında Erzurum’a kadar olan bölge, 36 yıldır Rus işgali altındaydı ve Ermeniler Rus ordusunda önemli bir yer tutuyordu. Müslümanlar için (Türkler, Kürtler, Çerkesler, Lazlar, Abhazlar vd.) Ermeniler, Rusların yanında yer alıyordu.



4- Tehcir kararı neden alındı?


Osmanlı subayları 1878 Rus Harbi sırasında, Bulgar ve Sırp milislerin cephe gerisinden verdiği desteği de, Rus ordusundaki Ermenilerin varlığını da unutmuş değildi. Üstelik Ermeni milislerin 1909’dan beri görülen silahlı eylemleri, savaşla birlikte artmıştı. Cephe gerisinin daha güvenli hale gelmesi çok kritikti. Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Süveyş Kanalı’nda büyük kayıplar veren Osmanlı idaresi, askeri endişelere dayalı tehcir kanununu çıkarmakta tereddüt etmedi. Üstelik Alman askeri danışmanların tavsiyesi de bu yöndeydi. Ermeniler, Osmanlı’nın başka bir bölgesine nakledilecekti.

Haberin Devamı



5- Tehcir’de neler oldu?



Tehcir, Osmanlı vatandaşı Doğu Anadolu Ermenileri’nin, evlerinden, köylerinden çıkarılıp göç ettirilmeleri, büyük acılarla ve kayıplarla dolu, hazin bir olaydır. Resmi kayıtlara göre, günümüz Türkiye-Suriye sınırındaki bölgeye göç ettirilen nüfus 420 bin kişi civarındadır. Binlerce kişi bu yolculukta yorgunluk, açlık, susuzluk, hastalık ve saldırı gibi sebeplerden hayatını kaybetti. Her ne kadar aksini ortaya koyan belgeler varsa da, askerleri cephelerde “yağmur damlaları gibi toprağa düşen” Osmanlı’nın, göçmenlerin yaşam koşullarını öncelikli sorun görmediği aşikardır.

Tehcir’de ölenlerin sayısı Türk tarihçilere göre 60 binle 300 bin arasında. Ermeni tarihçiler ise, 1 – 1,5 milyon kişinin öldüğünü öne sürerler. Pek çok araştırmacı ise eldeki verilerle kesin sayıyı bulmanın olanaksız olduğunu düşünüyor.

Haberin Devamı



7- Ermeni ordusu



Soykırım savunucuları, 1915 öncesi ve sonrasını genellikle konu dışında tutarlar. Oysa 1915 öncesinde olduğu gibi sonrasında da silahlı isyanlar ve askeri mücadele vardır. Göz ardı edilen konulardan biri de Osmanlı ordusunun Ermenistan milli ordusuyla resmen çarpıştığıdır. 1917’deki Sovyet Devrimi’yle Ruslar savaştan çekilince bağımsızlığını ilan eden Ermenistan, savaşa ve kıyımlara kendi bayrağıyla devam etmiştir. Resmi kayıtlara göre Rus Ordusu ve Ermeni birlikleri karşısında I.Dünya Savaşı’nın sonuna dek bölgede 518 bin Müslüman hayatını kaybetti. Elbette soykırım iddiaları içinde bu kayıplar da anılmaz.


8- Kurtuluş Savaşı dönemi


I.Dünya Savaşı’nı kaybeden Osmanlı Hükümeti, tehcire tabi tutulan Ermenilerin evlerine geri dönebileceğine dair bir kararname çıkardı. Ermenilerin bir kısmı Anadolu’nun işgaliyle birlikte Adana, Antep, Maraş gibi şehirlere döndüler. Elbette bu şehirlerdeki çatışmalarda rol oynadılar. Ermenistan ise Mondros sonrası Doğu Anadolu’da işgale başlıyordu. TBMM’ye bağlı Kazım Karabekir komutasındaki Türk Ordusu, Ermenileri yenilgiye uğrattı ve Gümrü Antlaşması imzalandı. İşgalin sona ermesiyle Fransızlar birlikte hareket eden Ermenilerin Anadolu’daki varlığı da büyük ölçüde son buluyordu.

Haberin Devamı


9- Lozan’da atılan imzalar


Bugün Türkiye’den Ermeni Tehciri’nin soykırım olarak tanımasını talep eden Avrupa Devletleri, Lozan Antlaşması’yla birlikte Osmanlı’yla ilgili tüm hukuki meseleleri de sonuçlandırmış oluyorlardı aslında. Ankara Hükümeti’nin Osmanlı’dan devralmayı kabul ettiği yegane hukuki sorumluluk, mali borçların Türkiye’nin payına düşen bölümünü ödemekti. Konferans sırasında gündeme getirilmeye çalışılsa da, Lozan Antlaşması’nda azınlık hakları bahsi dışında Ermenilere, ayrıca tehcire / soykırıma dair hiç bir ifade yoktur. 1924 öncesiyle ilgili bugün gündeme getirilen her konu, bir bakıma Lozan’da karara bağlanmış konuların tartışmaya açılmasıdır.

Haberin Devamı


10- Bu iş biter burada biter mi?


Aslında Kars Antlaşması’nın tarafı olan SSCB, Ermenistan SSC; Lozan Antlaşması’nı tarafı olan İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya gibi ülkeler ve Türkiye için bu konu hukuken kapanmış olsa da, meselenin kapanmadığı ortada. Lozan’ın hemen ardından gündeme taşınan soykırım iddiaları, bugün de diaspora Ermenileri’nin milli kimliklerinin merkezinde yer alıyor. Nasıl Kurtuluş Savaşı’nı anmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihini anlatmak zorsa, aynı durum Ermeniler ve soykırım anlatısı için geçerli. Üstelik, söylenenlere göre diasporanın Türkiye’den tazminat almak, olayı BM’ye taşımak gibi mega projeleri var. Hal böyleyken kimsenin “tarihi tarihçilere bırakmak” niyetinde olmadığı ortada. Türkiye’nin ve Avrupa’nın bu konudaki tutumu ise ayrı bir yazının konusu.


MERAKLISINA



- H.Yıldırım Ağanoğlu, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Balkanların Makus Talihi Göç”, 2001.
- Taha Akyol, “Elveda Rumeli, 100. Yılında Balkan Bozgunu”, 2013.
- Justin McCarthy, “Ölüm ve Sürgün”, 1998.
- Justin McCarthy, “Müslümanlar ve Azınlıklar”, 1998.
- Taha Akyol, “Ortak Acı 1915, Türkler ve Ermeniler”
Farklı bakış açıları için:
- Vahakn Dadrian, “Ermeni Soykırımı Tarihi”, 2008.
- Yusuf Halaçoğlu, “Ermeni Tehciri”, 2006.

Yazarın Tüm Yazıları