Mustafa Denizli

Fenerbahçe zevk için değil 3 puan için oynadı

25 Ocak 2015
Sarı lacivertliler, iyi takım savunması yaparak eksik kadronun zaafiyetini yaşamadı. Kasımpaşa’nın ikinci devrenin başındaki baskısını kalite farkıyla aştı. F.Bahçe zevk vermek için değil, “Buradan üç puanı nasıl alırım” futbolu oynadı.

Fenerbahçe, Emre, Mehmet Topal, Sow ve Webo’dan yoksun bir kadroyla sahaya çıktı ancak ilk 45’te bunun eksikliğini pek hissettirmedi. Bunu sağlayan faktörler nelerdi?
Fenerbahçe, doğru bir görüntü veriyor. Futbolcuları eksikti ama sen eğer doğru işler yaparsan eksikler de çok fazla hissedilmez. Sarı lacivertli ekip ilk devrede bunu yaşadı. Fenerbahçe’de görev yapan futbolcular, Kasımpaşa’nın bu görüntüsüyle kadroda olmayan arkadaşlarını hiçbir şekilde aratmadılar. Ancak şunu da kabul etmek lazım ki Fenerbahçe, rakibinden çok daha organize ve bilinçli mücadele ediyor.
Yani son derece ciddiyetle oynadıkları bir ilk 45 dakika var sahada. Fenerbahçe, “Her maç, her puan bizim için çok önemli” mesajını veriyor! Kendi maçının daha önce olması sayesinde alınacak üç puanın rakiplerini de olumsuz etkileyeceğinin farkında olarak mücadele ediyorlar. Fenerbahçeli futbolcular, takım savunmasını da iyi yapıyor. Çok yaratıcı olamadılar fakat son derece organize ve bilinçli bir atakla golü buldular.
Dolayısıyla, “Kasımpaşa, Fenerbahçe’nin bu görüntüsünü ikinci devre bozar mı” diye düşünüyorum ama bu gerçekten çok zor görünüyor.

DIEGO, ‘GOL OLSUN’ DİYE ATTI

Diego Ribas’tan da olumlu sinyaller geldi...
Diego, ilk 45’te olumlu işler yaptı. Zor bir pozisyonda çok güzel bir şut attı. Kuyt’a çok akıllıca bir top gönderdi. Bu top ‘pas olsun’ diye değil, ‘gol olsun’ diye atılmış bir toptu. “Kuyt’a en doğru işi nasıl yaptırırım pasıydı” ki Hollandalı futbolcu da “Böyle pasa, böyle bir vuruş yapılır” dedi.

Yazının Devamını Oku

Derbi sendromu

5 Ocak 2015
Bu galibiyet G.Saray’ı ikinci yarı için daha moralli ve hedefi olan bir takım durumuna getirdi. Beşiktaş evindeki iki derbiyi kazansaydı belki de şampiyondu.

İlk yarı beklentinizi karşıladı mı?

İLK yarı hiçbir şeyi karşılamadı. Bu zeminde karşılanacak bir şey de yok zaten. Rüzgar, çamur, fırtına ve oynanmaya çalışılan futbol... Eğer ilk 45 dakikaya dair ‘Şu notu aldım’ diyecek birisi varsa biz herhalde yanlış maç izledik.
Evet sahada bir koşuşturmaca var, bir çaba var ama... Önce bu şartlarda futbol oynayanlara sonra da stada gidip bu karşılaşmayı izleyenlere yazık bir 45 dakika.

Her şeye rağmen iki takımın oyun stratejisini bakarsak. Sanki Beşiktaş biraz daha geride karşıladı Galatasaray’ı?

Yazının Devamını Oku

Derbinin kaderini Sosa ile Umut çizecek

4 Ocak 2015
Beşiktaş, G.Saray’a göre daha pozitif görüntü veriyor.

Yılın ilk derbisinde her iki takımın da galibiyete çok ihtiyacı var. Beşiktaş, şampiyon olmak istiyorsa artık bir derbi maçı kazanması gerekiyor. Galatasaray ise yarışta kalmayı arzuluyorsa bu akşam üç puan almalı. Maçın adamlarına adaylarım ise Sosa ile Umut Bulut’tur. Sosa, kart görmeye de yakın bir isim görünümünde.

YILIN ilk derbisi... Herkes maçla ilgili bir fikir söylüyor: “Şu şöyle olursa bu böyle olur”, “Şu iyi oynarsa sonuç şöyle değişir”, “Yarış ikili mi, üçlü mü devam eder”, “Hakem bu olursa sonuca nasıl etki eder” gibi çeşitli senaryolar konuşulur, edilir. Bunlar da normaldir. Ben biraz daha geniş değerlendirme yapıp, “Neler olabilir” diye bakacağım...

YARIŞTA KALMAK iÇiN
Galatasaray, sezon başından beri sorunları bitmeyen bir takım. Biteceğe de benzemiyor! Mayıs ayında gidecek bir yönetim ve buna bağlı olarak hocasıyla yapılmış bir kontrat... Yani takımın kafasında doğru veya yanlış “Başımızda mayısta gidecek bir yönetim ve hoca var” düşüncesi... Bu durum, bir takımın düşünce yoğunluğu ve konsantrasyonu; hatta taraftarı açısından son derece olumsuz bir ortam oluşturan görüntü verir. Saha içine baktığın zaman Avrupa ve ligde ne beklenen sonuçları, ne de özlenen Galatasaray futbolunu ortaya çıkaramamış. Hamza Hoca’nın gelişiyle doğal bir olumluluk ortamı var. Belki çok iyi futbol oynamıyor ama bir umut, bir kıpırdanma var. Böyle bir ortamda Beşiktaş maçına çıkacak. Kaybederse, büyük bir yara alacak ve toparlanması çok zor olacak. Çünkü Galatasaray’daki hava, ilk etapta günü kurtarmak ve değirmeni taşıma suyla döndürme görüntüsü veriyor. Kazanması ise yarışta kalmasını uzatır. Fakat mutlu sona ulaştırır mı, bunu kestirmek zor!
Bu yazdıklarım, büyük oranda takım içindeki konuşmaların önemli bir bölümünü oluşturuyor. Daha doğrusu Galatasaraylı futbolcular yarınlarının ne olacağı merakıyla oynamaya çalışıyor. Bu da bir takım için en büyük dezavantaj.

Yazının Devamını Oku

Antrenman maçı gibiydi

27 Aralık 2014
Galatasaray, Hamza Hoca ile kazanıyordu ama bunu futboluyla sahaya hükmederek yapmıyordu. Takımın ayağı yere sağlam basmıyor. İkinci devre Gençler beraberliği yakaladıktan sonra maç antrenman havasına döndü. İki takım da hücuma rahat çıktı.

PSİKOLOJİSİ ve oyunu düzelmiş bir Galatasaray ve son üç haftada 7 puan almış Gençlerbirliği... Bu tabloda daha üretken ve bol pozisyonlu bir maç bekliyoruz, olmuyor. Zemin de buna çok müsade etmiyor. Galatasaray’ın golü harika bir kontra ataktan geldi.


HARiKA GOL


Ama bu kontra atak nasıl başladı dersen, Gençler’in fazla adamla öne çıktığı ve korner kullandığı bir pozisyondan geldi. Olcan, Burak ve Emre’nin harika bir çıkışı var golde. Olcan’ın Burak’ı bulması, Burak’ın topu taşıyıp Emre’ye mükemmel bir asisti ve Emre’nin tek vuruşu... Bunun dışında Galatasaray’ı bir organize atak içerisinde, bir gol pozisyonu üretme yönünde çok fazla göremiyoruz. Galatasaray’a baktığın zaman, gerçekten de Muslera’nın dışında sahaya tamamı Türk oyunculardan oluşacak bir takım sürme şansı da var. Onları kullanması Galatasaray’ın ilerleyen süreçte çok önemli bir avantajı olacak.
Esasında ilk 45’te iki takımın verdiği çok net bir mesaj vardı: Galatasaray, “Ben yakaladığım seriyi devam ettireceğim”; yani “Öyle de oynasam, böyle de oynasam maçı kazanırım” görüntüsünde. Gençlerbirliği ise tam tersi. Karşısında büyük bir takım var. “Ben onlara gol atmakta zorlanırım, maçı da çok zor kazanırım” görüntüsü var. Yani böyle baktığın zaman, Gençler’in ikinci yarıda maçı çevirme şansının az olduğunu söyleyebiliriz.

BRUMA SORUNU


Yazının Devamını Oku

Yine günü kurtardı

20 Aralık 2014
F.Bahçe haftalardır etkili oynayamıyor. Takımda bir şeyler eksik. Ya sevgi eksik, ya inanç eksik ya da güven eksik. Bunların yanında bir de takımın elektriği yok. Sarı lacivertliler böyle devam edemez.

ZORLANIYORUM, ancak gerçekten şunu mutlaka yazayım dediğim bir pozisyon yok. Koca bir 45 dakika, koca bir F.Bahçe ve Erciyes, beni veya futbolseverleri heyecanlandıracak, ‘hop’ ayağa kaldıracak, “Vay be ne güzel şutlar, ne güzel paslar” dedirtecek bir şey yok.
Defansının neredeyse tamamı olmayan Erciyes’e karşı F.Bahçe bir şey yapamıyorsa, sorun var demektir. Haftalardır zaten etkili oynamıyor ama bu kadar da değil. F.Bahçe ’de bir şeyler eksik. Ya sevgi, ya inanç ya güven eksik; bunlara ilaveten elektriği de yok. Hangisi bilemem ancak oynadığı futbol açısından F.Bahçe çok eksik. Böyle devam edemez. Bunun değiştirmek mecburiyeti gün gibi aşikâr. Bir takım oynar, pozisyon bulur, güzel işler yapar belki kazanamaz ancak umut verir. “Yarış bensiz olmaz” der. Bunlar F.Bahçe ’de gözükmüyor. Buna karşın Erciyes’in da hücum gücü etkisiz. Kısaca bir koşuşturmacadır gidiyor ama ne için olduğunu anlamak zor. Belki bu görüntünün altında ne olursa olsun, “Kaybetmeyeyim” düşüncesi yatıyordur. Bu maç için Erciyes’in kaybetmemesi ne kadar önemliyse F.Bahçe için de kazanma düşüncesinin o kadar ön planda olması gerekiyor. Ama öyle bir çaba yok. İki takım arasında önemli kalite farkı var. Bu gerçek. Erciyes kaybetmezse hanesine 1 puan artı olarak geçer. Ya F.Bahçe için?

EMENIKE DEFTERİ KAPATTI
Emenike yine istenileni vermekten uzaktı. Zaten hocası da onu oyundan aldı. Emenike’ye bakınca ne görüyorsunuz?Emenike, oyundan çıkarken adeta “F.Bahçe defteri benim için kapandı” diyor. F.Bahçe kazansa da bunlar gerçek. Yanılır mıyım, bilemem. Şu ana kadar F.Bahçe’de Egemen, Alves, Emre oyuna girdikten sonra Alper bir çaba içerisinde. Erciyes’te Murat, Anıl ve kaleci Gökhan arkadaşlarının bir adım önünde. Cenk Ahmet, oyuna hareket getirse de kullandığı son tercihler kötü. Bütün bunları yazdıktan sonra F.Bahçe çok enteresan bir penaltı kazandı. Görüntü penaltı. Pozisyon öncesi Mehmet’e yapılan bir faul var mı, onu gerçekten anlayamıyoruz ama yok.

GÖRÜNTÜ ‘PENALTI’ DİYORAma bu penaltı çok tartışılacak...Evet, bu çok tartışılacak bir pozisyon. Oyuncu topu görmüyor. Fakat kolunun açık olması ona bir avantaj sağlıyorsa; topun geçeceği yerde normalin dışında bir açıklıktaysa, bunu bilerek veya bilmeyerek yaptığını söyleyemeyiz. Burada önemli olan bu kol, topu kesiyor mu kesmiyor mu? Eğer rakibin kendisine yaptığı bir faulden ötürü dağılıyorsa, hakemin ilk hareket olarak faul vermesi lazım. Hüseyin Göçek, pozisyonu görmedi de “Devam” dedidyse Koray Gencerler de kendinden çok emin bir şekilde penaltı olduğunu söylüyor. Buradaki fark şu: Biz Hüseyin Göçek’in bu pozisyonu görmediğini varsayıyoruz. Şayet gördüyse, penaltı olmadığına inanır ve devam ederdi. Koray Gencerler’in uyarısına uyuyorsa, pozisyonu görmedi demektir. O bakımdan her tarafından konuşulacak ve tartışılacak bir pozisyon. Bu pozisyon için ceza sahasının yan tarafında bir Fenerbahçeli futbolcunun orta yaptığını varsayalım. Kayseri Erciyesli futbolcu sırtını dönerek, kolları açık vaziyette havaya sıçrıyor ve bu topun geçişini engelliyor. Bu penaltı mı, değil mi?


Yazının Devamını Oku

5 gol de F.Bahçe'den

13 Aralık 2014
Fenerbahçe, Balıkesir maçına göre daha istekliydi. Atılan 5 gol de Kanarya’nın katkısıyla oldu. Yani o bir golü de Sivas atmadı F.Bahçe yedi.

FENERBAHÇE, iki haftadır birbirine benzer takımlarla oynuyor. Bu belki de yarışı kayıpsız bir şekilde geçmesi için bir şans. Gerçi Fenerbahçe oyuna iştahlı başladı. Erken bir gol buldu. Gol ofsayt ama bu çok önemli değil. Çünkü Sivasspor, “Ben buradan puan çıkartırım” görüntüsü vermiyor. Çok acemi bir takım gibi. Hatta “Üç atsam, 4-5 yerim” havasında...
F.Bahçe de hem atıyor hem yiyor. Çünkü “Golü Sivasspor attı” demek zor. Caner hazırladı, Volkan’ın da büyük katkısıyla yoktan var oldu. Dedik ya geçen sezonki Sivas’ın yerinde yeller esiyor.

F.BAHÇE KADIKÖY'DE PATLADI

SiVAS ‘iŞiM ÇOK ZOR’ DiYOR

Yazının Devamını Oku

Gücü Beşiktaş'a yetmedi

8 Aralık 2014
Beşiktaş, Trabzonspor karşısında karşılaşmanın mutlak hakimiydi. Bugün, oynadıkları futbolla hem bu maçın skorunu hem de ilk yarının liderliğini hak etti diyebiliriz.

- İki formda takımın maçında ilk yarı beklediğiniz gibi geçti mi?
- İLK yarı tek taraflı geçti. Beşiktaş belki Tottenham maçından beri ilk defa bu denli çabuk ve yüksek tempoda oynadı. İlk 45 dakika itibarıyla Beşiktaş’ın çabuk hücumcuları Trabzon’un ağır savunmacılarına karşı büyük bir üstünlük kurdu. Veli’nin golü Trabzon’u resmen şok etti. Esasında Trabzon, son haftalarda çok çok iyi skorlar elde etti. Ama skorlarla oynadığı futbolu karşılaştırdığımızda zaafların olduğunu görmesi lazımdı. Oyunun böyle cereyan etmesi doğal. Çünkü Trabzon’un kalite dengeleri çok zigzaglı. Takım içinde üst düzeyde futbolcular da var çok acemi futbolcular da var. Kendinden daha zayıf takımlara karşı bunu hissetmeyebilirsin. Ama ilk yarıda bunlar çok net ortaya çıktı. Hatta ve hatta Trabzon, Yatabare ile oyuna başlasa belki hücum aksiyonları daha değişik olabilirdi. Çünkü Demba Ba ile Trabzon stoperleri ve Cardozo ile Beşiktaş stoperleri tam bir tezat teşkil ediyor. Trabzon’un ağır stoperlerine karşı çabuk ve süratli Demba Ba, Trabzon’un çok süratli olmayan Cardozo’suna karşı Beşiktaş stoperleri... Oyunun böyle başlama sinyalleri maçın öncesinde de vardı.


- Trabzon’un yanlışı neydi?
- TRABZON, Beşiktaş’a karşı kanatlarını hiçi kullanamadı. Kanatları iyi kullanmadığın zaman Cardozo’yu da yok say. Orta saha üstünlüğü Beşiktaş’ta, istek Beşiktaş’ta, arzu, çabukluk Beşiktaş’ta. Bütün bunların yanında Trabzon, son haftalardaki kendi performansının da uzağında bir 45 dakika geçirdi. Tabii bu maçların yorumunu iki devre halinde yapıyoruz. Kısacası ilk yarı itibarıyla Beşiktaş’ın mutlak bir hakimiyeti vardı. Ve Beşiktaş, 2-0’lık skor avantajı elde etti. Peki, maça yeter mi? Beşiktaş, son maçlarında 2-0’dan sonra büyük panikler yaşıyor. Bugün de böyle bir durum olabilir mi? Hiç kimse ‘Olmaz’ diyemez. Bu her an değişebilir. Takımlar maçı başladıkları sayıyla bitirebilir mi? İlk yarı görüntüsü ile çok zor. Yani her türlü skora gebe bir ikinci yarı bekliyoruz. Fark daha da açılabilir, Beşiktaş’ın son haftalarda yaşadığı panik, sıkıntı yaşanabilir.


- Beşiktaş bu kez oyunu tuttu ve kazandı. Bu ilk yarı liderliğinin de yolunu açar mı?

Yazının Devamını Oku

F.Bahçe mutsuz bir takım

7 Aralık 2014
Balıkesir’de oynanan futboldan oynayan da izleyen de ben de bir şey anlamadım. Fenerbahçe’de bir sıkıntı olduğu net. Takımda oyuna giren de oyundan çıkan da mutsuz. Alınan galibiyeti bu durumun üstünü belki örter ama Fenerbahçe’nin mutsuz bir grup olduğu kesin!

DAKİKA 25 olmuş, notlarıma bakmıyorum çünkü alınmış bir not yok! Fenerbahçe, aslında dönem itibarıyla ligde karşılaşacağı en iyi takımlardan biriyle oynuyor.
Ama Fenerbahçe, oyuna ciddi bir ağırlık koyamıyor. Oyun, Balıkesir yarı sahasında geçiyor ancak bu Fenerbahçe’nin gücünden veya oyunundan değil, Balıkesir’in yetersizliğinden kaynaklanıyor. Seyircinin varlığını ise top Emre ya da Volkan’a gelince anlıyoruz! Enerjisini takımına değil, buna harcıyor. Hava şartları, zeminde ayakta durmanın zor olduğu bir durum yaratmış. İyi takım demek, hava ve saha şartlarını lehine çeviren takım demektir. Böyle bir durum da yok.

ATAN DA YiYEN DE ŞAŞIRDI


Devrenin sonuna gelirken değişen hiçbir şey de yoktu. Kısaca, “yokları var olan bir 45 dakika diyebiliriz” derken, Meireles, kendisinin de anlamadığı bir gol attı! Öyle bir gol ki biri nasıl attığına, diğeri de nasıl yediğine anlam veremiyor! Zorlanıyorum, birşeyler yazmak için fakat sahada kendisini zorlayan bir kişi veya takım da göremiyorum. Şu kanaate varıyorum ve de inşallah yanılırım diyorum: Bu Balıkesir’in bundan sonra rakiplerinin moral deposu olmaktan öte bir şey yapacağını düşünmüyorum...
İkinci devre, Balıkesir biraz daha hareketliydi fakat sonucu değiştiremedi...

ZEMiN DE KÖTÜ ETKiLEDi


Yazının Devamını Oku