Kritik gün 13 Ocak Cuma

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ dün A-Haber’de başkanlık anayasasının 340 üzeri oyla geçeceğine inandığını söyledi.

Haberin Devamı

Yani MHP desteğini da arkasına almış AK Parti bakımından çekinilecek bir şey yok, başkanlık sistemi çantada keklik, öyle mi?

Peki, o zaman Anayasa’nın 175’inci maddesi orada dururken Meclis Başkan Vekili Ahmet Aydın bizden nasıl olsa diyerek o oyunu göstere göstere atma şenlikleri neden?

AK Parti milletvekillerinin, hatta MHP milletvekillerinin kime neyi kanıtlaması gerekiyor?

MHP’li Celal Adan’ı yıllardır tanırım ve AK Partili Ayşenur Bahçekapılı’ya atmadığı oy pusulalarını gösterirken görüntülerini izlerken benim içim acıdı.

(Yazının yayımı ardından Adan aradı. “Kullandığım oyu göstermek gibi bir durum yoktu. Ben zarfı kapatırken Ayşenur Hanım baktı, CHP’li vekiller de o sırada resim çekmiş, durum bundan ibaret” dedi. Adan adına memnun oldum.)

Haberin Devamı

Peki, ya bunu görüntülemek isteyen CHP’lilere gösterilen tepkiler? Madem çekinilecek bir şey yapılmıyor, görüntülenmesinden de rahatsızlık duyulması neden?

Yoksa bütün o başkanlık sistemine geçiş şenliği görüntülerinin altında bir tür, “kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim deme” ruh hali mi var?

Başbakan Binali Yıldırım 10 Ocak akşamı, ilk maddenin oylanmasından önce Meclis’in muhalefet kulisine sürpriz bir giriş yaptı.

Doğruca CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına gitti, çay sohbetine.

Kılıçdaroğlu, “Çekin taslağı, her şeyi konuşuruz” filan diyor, Özgür Özel söze giriyor, 2019’daki seçime kadar Yıldırım’ı başbakan görmek istediklerini söylüyor, Yıldırım Özel’e takılıyor, izlemişsinizdir ekranlarda.

Bayram değil seyran değil demeyin… Önemli siyasi sonuçları olan bazı siyasi manevralar bazen böyle küçük jestlerle başlar, Binali Yıldırım doğrusu siyaseti nezaketiyle yapabilenlerden.

(Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Yıldırım oraya belli ki CHP’lilere bir kapı açmaya gelmiş, onlarla konuşuyor. O sırada MHP milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu yanlarına yanaşıyor, nezaketen yer veriyorlar. Türkiye’nin şu durumunda, anayasa konusu bütün sıcaklığıyla ortada dururken, başbakan onu konuşmaya gelmişken, İhsanoğlu, Osmanoğulları sülalesinin Cumhuriyet sonrasındaki mülkiyet hakları konusunda Yıldırım’a lobi yapıyor. Yıllardır saydığım bir isim İhsanoğlu, ama bu hamlesi ne yerinde ne zamanında oldu; İhsanoğlu’nu CHP’nin cumhurbaşkanı adayı göstermiş olan Kılıçdaroğlu’nun yüzünden de koyu bir bulut geçti sanki.)

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu dün partisinin Merkez Yürütme Kuurulu’nu Meclis’te toplantıya çağırdı.

CHP’nin başka sorunları da konuşuldu tabii toplantıda.

Örneğin CHP milletvekili Enis Berberoğlu’na “yasadışı örgüt üyeliği” iddiasıyla savcının istediği “Yok artık” denilen müebbet hapis cezası. Üstelik o suçlama Berberoğlu’nun Meclis’e gönderilen fezlekesinde yokken, üstelik daha tanıklar dinlenmemişken. Herhalde yaptığına savcı dahi inanmıyor ki, müebbet hapis mütalaasında tutuklama talebi dahi yok.

Ama CHP toplantısında asıl konunun anayasa oylamaları olduğu açık.

Çünkü her ne kadar AK Parti’nin MHP’nin dışarıya verdiği görüntü şen şakrak olup içeriden homurtular duyulsa da, oylamaların gidişi bu halde devam ederse, Bozdağ’ın kehanetinin gerçek çıkması ihtimali yüksek.

Haberin Devamı

Eğer anayasa paketi bu haliyle Meclis’ten geçerse Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şu kadar yıllık siyasi hayatının bütün deneyimini ve bütün imkânlarını seferber edip o referandumu almak için elinden gelen her şeyi yapacağı da açık.

Binali Yıldırım, bu açığı görmüş ve değerlendirmek istemiş olabilir.

Ama sadece o da değil.

Örneğin Erdoğan’ın bütün bu süreci kendisine borçlu olduğu MHP lideri Devlet Bahçeli, önceki akşam göstere göstere, muhalif milletvekillerinden Yusuf Halaçoğlu ile uzun uzun konuştu.

Halaçoğlu daha sonra gazetecilere “hayır” oyu verme görüşünün değişmediğini, ama Bahçeli’ye anayasa değişikliği ile Meclis’in, milletvekillerinin halktan aldığı egemenlik yetkisinin bir tek kişiye, cumhurbaşkanına devrinin getireceği sakıncaları anlattığını söyledi.

Haberin Devamı

Bu seçilme yaşının 18’e indirilmesi filan bütün partiler içinde hoşnut olunmayan bir madde, o ayrı.

Ama asıl sistem değişikliğinin özünü oluşturan, cumhurbaşkanının elinde toplanan yürütme gücünün yasama ve yargı üzerinde etkisini artıracak maddeler başka.

Mesela Madde 8, cumhurbaşkanının partili olmasına izin veriyor ve parti başkanı olmasına engel oluşturmuyor.

Mesela Madde 9, cumhurbaşkanının Meclis’i by-Pass ederek kararnameler çıkarmasına izin veriyor.

Mesela Madde 12, cumhurbaşkanına Meclis’i fesih ve seçimlerin yenilenmesi yetkisi tanıyor.

Ve Madde 17, cumhurbaşkanının etkisiyle yüksek yargıdaki etkili makamların çoğunu doğrudan veya parti başkanı sıfatıyla dolaylı olarak belirleme imkânı sağlıyor.

Haberin Devamı

AK Parti ve MHP yönetimlerinin bu maddelerde Meclis grupları içindeki rahatsızlığın su yüzüne çıkabileceği endişesi taşıdığı anlaşılıyor.

Ve malum, herhangi bir madde 330’dan aşağı oy aldığı takdirde, paketten düşüyor ve diğer maddeler ve tümü kabul edilse dahi referanduma, halkoyuna sunulamıyor.

Şimdi…

Meclis mevcut temposuyla çalışmaya devam ederse, işte o kritik maddelerden 8’inci madde, cumhurbaşkanının parti başkanı olabilmesine izin veren madde 13 Ocak Cuma günü Genel Kurula gelecek gibi.

Meclis feshi yetkisi taşıyan 12’inci madde 15 Pazar’a düşebilir, yargı atamaları haftaya kalabilir.

Ama kritik günler 13 Cuma başlayacak gibi.

Tabii o zamana dek ve o günlerde siyaset kulislerinde, kapalı kapılar ardında bir takım yeni gelişmeler bu tabloyu bir şekilde değiştirebilir.

Ya da o çay sohbetleri boşuna olur ve bir şey çıkmaz, böyle devam eder, yaydan çıkan okun kime isabet edeceğini izleriz.

Her halükarda siyaset kulislerini yakından izlemekte fayda var bu günlerde.

Yazarın Tüm Yazıları