Paylaş
KEY URLA’NIN DOĞUŞU
Urla’nın gastronomi sahnesine çıkmasına katkısı büyük öncü isimler arasında olan Can Ortabaş’ın hikâyesi 29 yıl önce üzerinde sadece eski yaşlı zeytin ağaçlarının olduğu, 2000 dönümlük bomboş taşlı bir araziyi satın almasıyla başlıyor.
Üç yıl içinde taşlarının büyük bir bölümünün toplandığı araziye önce selvi ağacı ekiyor, ardından Toscana selvi, palmiye, fikus banyan, beş çeşidini getirip aşılattığı, hasatına katıldığım hünnap, nar gibi çeşitleri getiriyor.

Bugün 54 ülkeden 2 bine yakın bitki çeşidi anıtsal ağaçlarla Uzbaş Arboretum, Avrupa’nın en büyük üreticileri arasına girmiş. Henüz taşları bölgeden arındırma döneminde karşılarına çıkan 2 bin 300 yıllık anfora onu “Burada şarap da üretilir mi” diye düşündürmüş.
Sonunda ortaya 750 dönüm bağ alanı ve üretim tesisleriyle Urla Şarapçılık çıkmış. Ardından da şarap bir ekosistem diyen Can Ortabaş, sıranın gastronomiye artı değer katacak dört mevsim agro turizm modeline geldiğini düşünmeye başlamış.
Ağırlama sektöründeki deneyimlerine güvendiği Selim Özgörkey ve Askar Alshinbayev ile güçlerini birleştirerek, yerele ve toprağa saygılı bir yaşam biçimini paylaşmak üzere Key Urla projesini hayata geçirmişler. Projeyi de minimalist ve fonksiyonel tarzına hayran olduğum ünlü mimarlarımızdan Han Tümertekin’in başında olduğu ekip üstlenmiş.

Ve ortaya ağaçların arasında kendine yer bulan, yerel taşların kullanıldığı, el işçiliğini göz ardı etmeyen, doğanın mimariyi yönlendirdiği, iklime uyumlu bitkiler ve korunmuş 350 ağaçın çevrelediği, kimi doğal peyzaj manzaralı farklı büyüklükte, mimari tasarımı gibi iç dekorasyonıu da sade yalın ama aynı öçüde fonksiyonel 24 villa çıkmış.
Urla dört mevsim gidilecek bir destinasyon. Özellikle ilk ve son baharlar ve kışa çok daha uygun, hem ürünleri hem de havasıyla. Tek eksiği gastronomi turizmi odaklı gezen kitleye, özellikle de doğaya saygılı, bölgenin sahip olduğu restoranların gustosuna uygun butik otellerin sayısının azlığıydı.
Eğer bu gibi örneklerin sayısı artarsa Urla Bağ Rotası Dünya turizminin cazibe noktası duraklardan birine dönüşür...
AN URLA
Bir süre önce de deneyimlemiştim ama bu kez An Urla’nın yemeklerini daha çok sevdim. Servis ve sunumu da çok daha oturmuş, olgunlaşmış. Şef Seray Öztürk’ün danışmanlığını üstlendiği, mutfağının başında şef Ali Çakmak’ın olduğu bir restorandan zaten başka türlüsü beklenemezdi.

Taze bahçeden ya da yerel üreticilerden temin edilen otlar ve yapılan salatanın, altında süzme yoğurduyla fırında sarımsaklı kınalı bamyanın, çıtır sardalyanın, patlıcanlı şehriye pilavının, zeytinyağlı enginarın, bademli keşkülün ve her ne kadar iki gün boyunca Napoli tarzı yerine ince olsun diye tuttursam da dört mantarlı pizzanın, tadı hâlâ damağımda.

SIRA DIŞI İKİ ŞEF RESTORANI
Urla’yı Urla yapan bağ rotası ve şarap üreticileri kadar şef restoranları da. Bu kez gittiğim aynı yöne bakan ama farklı geleneklerden gelen, her ikisinin de felsefesine hayran olduğum iki şefin menülerindeki yaratıcılık sınırlarını zorlayan yemeklerinin mükemmelliğini anlatmak yerine, sözü onlara bırakıyor, menünün arkasında yazılanlardan alıntı yapıyorum.
TERUAR URLA
“Urla’nın üzüm bağları ve zeytin ağaçları arasında kendi dünyasını yaratan bir alan: Teruar Urla. Üzerinde durduğu toprağa kökleriyle bağlanan mutfağın önceliği, emeğini iyi mahsul üretmeye adayan, üreticilerden aldıklarını yöresine sadık tabaklarda sunmak.

Mevsimler geçerken yenilenen tatlar şefin tariflerinde, doğanın değişen renkleri ise odaların manzarasında ön planda.

Burası; mevsimlerin getirdikleri ile deneyimi sürekli dönüşen bir mola yeri. Ve: Köklerinden uçlarına doğaya saygı duyanlar için bir nefes alma durağı.” (Osman ve Ezgi Serdaroğlu)
ATİLLA HEILBRONN
“Çıkmayı tercih ettiğimiz bu yolda Türkiye’nin ve Dünya’nın belki de en hızlı ve inatla gelişen gastronomi ve şarap rotası olan Urla’da olmaktan mutluyuz.

İlhamımızı bu topraklara evim diyen insanlardan alıyoruz. Bölgenin engin tarihi gelenekleri ve kültürü bizi kucaklarken; Urla’nın ve Türkiye’nin zengin mutfak kimliğine katkıda bulunmaktan ve genişletmekten onur duyuyoruz.
Dileğimiz ve gayemiz: Yerel ile dünyayı birleştirmek, Urla ve Türkiye’nin mutfak mirasından yola çıkarak; modern mutfak sanatını kullanarak yeni eski yemekler yaratmak ve en nihayetinde siz misafirlerimizi tebessüm ile uğurlamaktır.” (Buse ve Atilla Heilbronn)
Paylaş