Hüseyin Çağlayan’dan bir ilk

2012 yılında Time dergisi tarafından tüm zamanların 100 moda ikonundan biri ilan edilen Hussein Chalayan (Hüseyin Çağlayan) moda, tasarım ve sanatı fütüristik bakış açısıyla yorumlayan sıra dışı bir isim oldu tüm meslek yaşamı boyunca.

Haberin Devamı


Kendine has bir estetikle minimalizm ve fonksiyonelliği harmanlayan işlerle hafızalara kazındı. 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti programı kapsamında İstanbul Modern’de açılan Hüseyin Çağlayan: 1994-2010 Retrospektif’i hem ülkemizde hem de yurtdışında büyük bir ilgi ve hayranlıkla izlenmişti.
Sergide yer alan moda koleksiyonları, enstalasyonları ve filmleri mimariden tarihe, antropolojiden teknolojiye, göçmenlikten kültürel kimliğe onun dünyaya bakışını yansıtıyordu.
Çağlayan şimdi de tasarım serüveninde bir ilke daha imza attı.
Bu kez özünde yaratmak olan üç alanı sanatı, tasarımı ve yemeği tabakta buluşturdu. Her zamanki özgün duruşuyla öncü bir yemek takımı tasarladı.
İkna etmek kolay olmasa da proje dört yıl önce Karaca markasının teklifiyle başlamış. Hem Karaca Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Karaca hem Çağlayan, “Koşullar nedeniyle belki proje uzadı ama bu süre zarfında biz bir aile olduk, çok uyumlu çalıştık” diyorlar. Ve sonuçta ortaya avangart tasarımlarla moda dünyasına adım attığı günlerde olduğu gibi yine farklı bir çalışma çıkıyor.
İç içe geçen piramit biçimindeki altı parçalı Digital Pearl serisi tek kişilik tasarlanmış. Gerçek incilerin kullanıldığı serideki Poly Pearl kahvaltı seti de bir lego gibi birbirini tamamlıyor.
Çağın gereği küçülen evlerimize, mutfaklarımıza çözüm getiren fonksiyonel tasarımlar aynı zamanda son derece yalın, zarif ve estetik. Kulp yerine düşündüğü özel tutma alanlı fincanlar tasarım harikası.
Umarız bu iki tarafı da memnun eden işbirliği başka tasarımlarla da devam eder.
Sofra kültürüne yeni bir anlayış gelir. Markanın yurtdışında da daha çok tanınmasına katkısı olur...

Haberin Devamı

HEDEFİMİZ AYAK İZİ BIRAKMAMAK

Geçen hafta sonu Susona Bodrum LXR’da Hilton Otelleri’nin Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Başkanı Jochem-Jan Sleiffer ile bir araya geldik. Pandemi sonrası değişmesi muhtemel turizm anlayışını, sektörde olan biteni konuştuk.
JJ Sleiffer’e göre geçmişe dönmek artık zor. Önümüzdeki dönemde özellikle iş seyahatleri azalacak.
Ancak insanlar daha fazla kendilerine vakit ayırmak isteyecek.
Buluşmak, yüz yüze görüşmek ihtiyacı artacak ve kendilerini iyi hissedecekleri, sağlıklarına dikkat edecekleri tatil planları yapacaklar.
Sürdürülebilirlik sektörün ajandasına girecek. Ayak izi bırakmayacak konseptler kurgulanacak.
Onlar belli ki bu yapısal değişime ayak uydurmak için şimdiden hazırlanıyor. Bence sektörün diğer oyuncuları da hazırlanmalı, yatırım ve yönetim planlarını ona göre yapmalı...

Haberin Devamı

MALVA VE FRANKIE BEACH CLUB

Geçen yaz Kaya Demirer’in kurguladığı Malva ve Frankie Beach Club restoranları Susona Bodrum’un içinde açılmıştı. Açılışında gittiğim, canlı müzik ve iyi yemek mottosuyla yola koyulan her iki restoran da Bodrum’a yeni bir anlayış getirdi.
Bu yıl çıtanın çok daha yükseldiğini gördüm. Bunda sanıyorum işletmeciliğe Bodrum’da balık restoranı açarak adım atan Kaya Demirer’in ve başta Susona Bodrum LXR’ın Genel Müdürü Funda Eratıcı olmak üzere tüm ekibin örtüşen anlayışlarının payı büyük.
İki restoranın menüsünü de mikro ve yerel üreticilerden, çoğunlukla Bodrum Yarımadası’ndan, Gökova Körfezi’nden temin edilen ürünlerle yapılan yemekler oluşturuyor.
Bodrum yıllardır sanki başka ürün yokmuş gibi kokteyllere konan mandalinasıyla anıldı. Ama şimdi peynirden zeytine, domatesten balığa dek Mumcular, Yahsi, Dereköy, Çömlekçi, Kızılağaç gibi yarımadanın her köyünün özel ürünleri araştırılıyor, bulunuyor.
Executive şef Gökhan Sınmaz ve Malva’nın şefi Serkan Aksoy da ürünleri özenle değerlendiriyor. Menüde her yemek “Gökova ahtapot, Bodrum beyaz peynir sos, kabuklu taze patates” gibi açıklamasıyla yer alıyor.
Bu arada 86 derecede pişmiş, ortaya bütün gelen bu özel ahtapot damakta unutulmayan bir tat bırakıyor.

Haberin Devamı

LÜKS TURİZM VE GASTRONOMİ

Restoran işletmecisi kimliğinin yanı sıra TURYİD başkanlığını da yürüten Kaya Demirer bu sezon Bodrum’da gastronominin turizm gelirlerine katkısının çok büyük olduğunu söylüyor.
Gerçekten de bu yaz tanınmış restoran markaları İstanbul’dan önce Bodrum’da şube açtılar.
Yine İstanbul ve İzmir’in önde gelen yerli restoranları Bodrum’a geldiler. Hepsinin ortak buluşma noktası lüks segmentteki otellerin içinde yer alıyor.
Demirer’e göre bu ülke tarihinde bir ilk ve gelinen noktada artık gastonomi bir yan ürün değil, başrol oyuncusu konumunda...

ROMA’DAN YILDIZLI KONUK ŞEF

Hafta başında, Datça Yarımadası’nın tüm güzelliğini hissettiren, Türkiye turizminin yüz akı tesislerinden D Maris Bay’e iki günlük kısa bir ziyaret yaptık.
Roma’nın ünlü 1 Michelin yıldızlı restoranı Assaje’nin şefi Lorenzo di Gravio otelin plajında yer alan D Maris Kitchen Restoran’a 1 Eylül’e dek konuk olmuş.
34 yaşındaki genç şefin yemekleri kadar yaşam öyküsü de ilginç. 2 yılı piyade, iki yılı da paraşütçü olarak 4 yıl askerlikten sonra içindeki yemek yapma tutkusu galip gelmiş.
Çocukluğunda anneannesi ve annesiyle mutfağa girip makarna yaptığı günlerde başlayan ilgisi meslek aşkına dönüşmüş.
Avrupa’nın dünyaca ünlü yıldızlı şeflerinin yanında çalışarak kendini geliştirmiş.
Daha sonra da Doğuş Grubuna ait Roma’daki Villa Borgese’nin içindeki Assage’nin şefliğini üstlenmiş.
2019’da ilk kez Michelin yıldızı alan Gravio bu başarısını 2020 ve 2021’de de tekrarlamış.
Şef Gravio’nun Akdeniz mutfağının yaza özgü malzemeleriyle balık ve deniz kabukluları ağırlıklı, çiğ-pişmiş birlikteliği temalı yalın bir menü hazırlamıştı. Domates suyunda marine edilmiş, Sichuan biberi, avokado, mango havyarı ve haşlanmış deniz börülcesiyle sunulan akya; bir cins irice karides olan çiğ scampi, kabak, nane ve burrata eşliğinde sunduğu taglioni; domates gazpacho, tarhun soslu panzanella üstünde konfi lobster lezzetli olduğu kadar görselliğin de göz ardı edilmediği moleküler mutfak dokunuşlu tabaklardı.
Bu arada tabak kırma geleneğine karşı olsam da Manos eğlencesi, La Guérite de yemekleri ve müzikleriyle her zamanki gibi çok başarılıydı.

Yazarın Tüm Yazıları