Her şeyin başı dayanışma

Neredeyse tüm insanlık kuşaklardır hiç deneyimlemediği bir süreçten geçiyor. Koronavirüs salgını beş kıtada, BM raporlarına göre tanınmış, tanınmamış 199 ülkede etkisini hissettiriyor.

Haberin Devamı

4 ay gibi bir sürede dünyanın dengeleri değişti. Gelecek endişesi içindeyiz. Bir yandan sağlığımızı, diğer yandan ekonomik durumumuzu düşünüyoruz.
Dünyada da Türkiye’de de pek çok sektör tehdit altında. İşvereni, işçisi, tedarikçisiyle en fazla tehdit altında olan sektörlerden biri de restoran sektörü. Yakın bir gelecekte hayatın normale dönmemesi halinde çoğu kapanma riskiyle karşı karşıya.
Evlere kapanmak işin en kolay yanı. Başta sağlık çalışanları olmak üzere güvenlik güçleri, belediye çalışanları, yani bizler için işe gitmek zorunda olanlar büyük risk altında.

Her şeyin başı dayanışma

Sadece kendileri değil aileleri de öyle. Hastalar kadar olmasa da zor durumda olan bir başka grup da sosyal güvencesiz çalışanlar, geçici işini kaybedenler.
Tüm bu karamsar, iç acıtan ortam içinde neyse ki sevindirici gelişmeler de var. Teşvikler veriliyor, salgının kontrol altına alınması için dinamik bir süreç işliyor, önleme ve tedavi yöntemlerinde ilerlemeler kaydediliyor.
Hepsinin ötesinde de bağış ve dayanışma kampanyaları düzenleniyor.
Ben bugünkü yazımda bu kampanyalardan ikisine kısaca yer verdim, sektör temsilcilerinin görüşlerini aktarmayı sürdürdüm.
Türkiye’de çaba çok ve hareketlilik var. Bana öyle geliyor ki yardımlaşma anlamında iyi bir sınav veriyoruz. Şahıslar, şirketler, kurumlar sorumluluklarının bilincinde.
Umudum bu süreci en kısa zamanda, en az insani dramla atlatmamız ve yakından takip ettiğim turizmle restoran sektörü başta olmak üzere tüm sektörlerin bir an önce normal çalışma düzenlerine dönmeleri, yeni koşullara uygun yaratıcı çözümler üretmeleri...

Haberin Devamı

Sen Güvende Kal

Bir grup şef ve gönüllü de evinden çıkamayan ihtiyaç sahipleri için yemek pişiriyor. Menüler günlük besin ihtiyacını karşılayacak şekilde düzenlenmiş. 4 hafta olarak planlanan projede yemeklerin pişirim ve dağıtımını da Kadıköy Belediyesi üstlenmiş.

Gastroinisiyatif

Bu haftanın en anlamlı projelerinden biri İstanbul çıkışlı sosyal sorumluluk hareketi olan Gastroinisiyatif.
Grupta HORECA sektöründe faaliyet gösteren markaların temsilcileri, şefler gibi 150’ye yakın isim bulunuyor. İletişim ağı elbirliğiyle kuruldu ama kimse markasıyla ortaya çıkmak istemiyor. Yardımlar hızla büyüyor.
Hedef koronavirüsle mücadelede hayatlarını riske atarak büyük bir özveriyle görevlerini yapan tüm sağlık çalışanlarına, kadın sığınma evlerine ve ekonomik sıkıntılar yaşayan gastronomi sektörü çalışanlara yardım etmek.
Hastanelere yiyecek ve temizlik ürünleri desteği yapılıyor. Sadece restoranlarda çalışan ve şu an işsiz kalan, bir güvencesi de olmayan (şimdilik) bin kişiye dağıtılmak üzere ramazan kolisi hazırlanıyor.

Haberin Devamı

Restoran sektörünü neler bekliyor - 3

Restoran sektörünün önde gelen şeflerinin kriz hakkındaki düşüncelerini, süreci nasıl yönettiklerini, geleceğe ilişkin endişelerini ve beklentilerini anlattıkları dosyaya bugün de devam ediyorum.

İsmet Saz / Toi, The Steeve, Bronco

◊ Şu anda kimseyi işten çıkarmadım ama bu süreç daha da uzarsa mecburiyetten bazı kararlar almamız gerekecek gibi gözüküyor.
Şirketimiz bünyesinde çalışan yaklaşık 70-80 kişiye mart maaşlarını ödedim.
Nisan ayı için de ödeneklere başvurduk. Diğer aylarda nasıl yol alacağımızı hep beraber göreceğiz.
◊ Restoranlarda gelir olmadan ayakta kalmak büyük bütçe gerektiren bir iş. Bazı fedakârlıklar yapmak zorunda kalabiliriz. Şef restoranları için 2020 senesi kayıp bir yıl olacak gibi.
◊ Toi’yi yılbaşında açmayı düşünüyorum. Bronco ve The Steeve markalarını daha fazla ön plana çıkarmayı planlıyorum. Tahminlerim, temmuz öncesi hiçbir şey olamayacağı yönünde.
Bu süreçte her şeyi gözden geçirmemiz gerek ama sonrasında da piyasa eskisi gibi olmayacak.

Haberin Devamı

Arif ve Nuri Develi / Develi

◊ Bu süreçte hiç işten çıkarma yapmamakla beraber bu ay maaşları tam verdik. Çalışma arkadaşlarımız için İŞKUR’a başvurduk. Çalışma arkadaşlarımız bizim ailemiz. Dayanışmanın ön plana çıkması gerek.
◊ Güneşli denizlerde beraber olduğun insanları dalgalı ve fırtınalı denizde gemiden atmak olmaz. Bu durumun ikinci dalgası ekonomik olacak. Hayalperest olmadan herkesin ekonomik planlarını yapması lazım.

Her şeyin başı dayanışma

◊ Hepimizin tedirginlikleri var. Sonunu göremediğimiz bir tünelde ilerliyoruz ama panik daha büyük bir kaos ortaya çıkarır. Millet ve devlet bir olup ilerlemeye devam etmeliyiz. Devletimizden beklentimiz, gereken tedbirleri uzun vadede almaya devam etmeleri.

Haberin Devamı

İsmihan Şentürk-Behzat Şahin / Cibalikapı Balıkçısı

◊ Bu yıl Cibalikapı’nın 20’nci yılı. Şu an Haliç’te ters dönmüş sandalyelere bakıyoruz. Kimseyi işten çıkarmadık.
Ama markamız ve çalışanlarımız için çok endişeliyiz. Devlet desteği şart...
◊ Yeni bir yatırımdan çıktık. Hiçbir birikimimiz yok. Şu an sektörün durumu çok iç acıtıcı, çok üzücü. İnsanlara tazminat ödeyecek paramız da yok. 2-3 aylık biriken kira ve maaş ödememiz 500 bin liranın üzerinde. Bu paralar birden istenir, devlet kararı ile taksitlendirilmezse, altından kalkamayız.
◊ Bu arada paket servisine geçtik. Yemeksepeti’nde ve Instagram hesabımızdan Cibalikapı’nın klasik mezelerini hazırlayıp yolluyoruz.

Haberin Devamı

Her şeyin başı dayanışma

Yaratıcı bir çözüm: Urla Sakız Enginarı

Cibalikapı gibi pek çok restoran, üretici, tedarikçi yeni ve yaratıcı çözümler üretmeye çalışıyor.
Fırsat buldukça ve ortaya çıktıkça örneklerini sizinle paylaşacağım. Bunlardan biri de zeytinyağı ve enginar üreticisi Pelin Omurluoğlu.
Omuroğlu ailesiyle birlikte 1998 yılında 10 bin zeytin ağacı dikerek kurdukları Ayerya Rüzgârlı Vadi Çiftliği’nde Olivurla markasıyla organik üretim yapıyor. Zeytin ağaçları büyürken bir dönem enginar da yetiştirirler.
Ancak iki zorlu işin bir arada olmayacağını anlayınca fidelerin çok büyük bir bölümünü sökerler.
Bu arada altı kadın arkadaş bir araya gelip bölgedeki küçük üreticilerin ürünlerini en değerli şekilde pazarlamasına destek olabilmek amacıyla Urla Enginar Festivali’ni başlatırlar.
Tüm etkinlikler gibi bu yılki Urla Enginar Festivali de iptal edilince Pelin Omuroğlu en fazla 4 hafta sonra bitecek enginarlara sahip çıkmak ister.
Üretici ile tüketici arasında bağ oluşturmak üzere Urla Sakız Enginarları’nı kendi kutularıyla sadece kargo ve koli bedeli ilave ederek yollama sorumluluğunu üstlenir.
Telefonla siparişleri alıyor ve gönderimleri yapıyorlar.

Her şeyin başı dayanışma

Yazarın Tüm Yazıları