Her anlamda sürdürülebilir balıkçılık

Sahil kasabasında doğup büyümüş biri olarak sofralarımızda deniz ürünlerinin, özellikle de sardalya, palamut, uskumru ve lüfer gibi balıkların yeri hep ayrı oldu. Sardalya yazın gelişini, lüfer sonbaharı müjdelerdi.

Haberin Devamı

Mevsimsel döngüler ürünlerin hasadıyla anılırdı. Babaannem karpuz kabuğu denize düşmeden torunlarının yüzmeye gitmesinden hiç hoşlanmazdı ki o da temmuz başına denk gelirdi. Turfanda diye bir sözcük vardı hayatlarımızda.
Artık çoğu geçmişte kaldı ama hasat hâlâ var ve sadece tarlada ürün hasadı yapılmıyor somon hasadı da yapılıyor.
Ben de bunu geçtiğimiz günlerde Kocaman Balıkçılık Pazarlama Müdürü Deniz Kocaman Boğa’nın davetiyle gittiğim Manyas Gölünde gördüm ve deneyimledim.
Beş yıl kadar önce Bergen’de ziyaret ettiğim somon yetiştirme ve işleme tesisleriyle karşılaştırma fırsatı buldum. Hasadın ardından Mudanya’daki Kocaman Balıkçılık Tesisleri’ne gittik. Hem Türk somonunun işlenmesini hem de ailenin yola koyuluş hikâyesini dinledik.
Kocaman ailesinin dört kuşaktır süregelen balıkçılık serüveni 1922 yılında büyük dede Osman Kocaman’ın balık alıp satmasıyla başlıyor. Bugün ise su ürünleri sektörünün önde gelen oyuncularından biri olarak yollarına devam ediyorlar...

Haberin Devamı

Her anlamda sürdürülebilir balıkçılık

SOMON HASADI

Manyas Barajındaki üç farklı bölgede kurulan havuz alanlarına ekim kasım ve aralık aylarında taşınan yavru alabalıklar yetiştiriliyor. Haziran ayında da yeterli büyüklüğe erişen somonlar hasat ediliyor.
Ardından Bandırma’daki tesislerde büyük bir bölümü Türk Füme Somonu olarak hazırlanıyor. Yıllık 1300 tonluk üretimin yarısı tüketime hazır füme olarak iç pazara yarısı da ihracata yönlendiriliyor.
Türk somon fümeyi daha önce tattığım için zaten tadını biliyordum ama taze ızgarası da kesinlikle Norveç somonunu aratmadı. Keşke tüketiciye Türk somonu taze olarak da ulaştırabilseler. Biz de ithal somonda yaşadığımız kaygıları yaşamasak. Bayat mı taze mi diye düşünmesek...

Her anlamda sürdürülebilir balıkçılık


TÜRK SOMONU TESCİLİNE BÜYÜK KATKI

Türk Somunu tescili alınmasına katkısı büyük olan isimlerin başında gelen üçüncü kuşak Osman Kocaman, “Türk somonunun besin değerleri üzerine yapılan bilimsel araştırmaların Norveç somonuna göre birçok açıdan daha üstün, artılarının geniş kitlelere tanıtılması gerekiyor ki bizim hedefimiz de bu” diyor.
Dördüncü kuşak Deniz Kocaman ise Norveç somonun pazarda çok talep görmesinin en büyük nedenlerinden birinin tanıtım ve iletişim çalışmalarındaki başarıları olduğunu söylüyor. Ve aynı zamanda, sadece ekonomik büyümeyi değil, toplumsal faydayı da odaklarına aldıklarını kadın istihdamını artırmak, yerel kaynakları ekonomiye kazandırmak için çalıştıklarını anlatıyor.

YENİ BİR ORTAKLIK

30’un üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştirirken geçen yıl da balıkçılık sektöründe dünyada ilk 10’da yer alan Japonya merkezli Kyokuyo ile yaptıkları ortaklık kapsamında taze hazırlanarak ‘Dondurulmuş Suşi’ ürünlerini ithal etmeye başlamışlar. Japon mutfağının orijinal reçeteleriyle hazırlanan ürünler Türkiye’deki seçkin market raflarında tüketicilerle buluşuyormuş.
Bu yıldan itibaren iç pazara ağırlık vererek yatırımlarını suşi alanında yapmayı, alt yapıyı kurup, Japonya’dan getirilecek suşi şefleri kadın çalışanlara eğitim verdikten sonra üretimi Türkiye’ye taşımayı planlıyorlar. Bir sonraki hedef ise Türkiye’yi Avrupa, Ortadoğu ve Rusya gibi bölgelere yönelik bir ihracat üssü haline getirmek...

Haberin Devamı

Her anlamda sürdürülebilir balıkçılık

UMUT PİNA VE PEMBE KARİDES

İnci kefalini ülkeye tanıtan isim olarak daha önce adını duyduğum Prof. Dr. Mustafa Sarı ile Erdek Pınar Otel’de Kocaman ailesinin ürünleriyle hazırlanan akşam yemeğinde sohbet etme fırsatı bulduk.
Bandırma Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nin faaliyete geçmesini, IMO’ya akredite olmasını sağlayan Sarı, şimdi Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu, daha doğrusu Marmara Denizi’nin içindeki canlıları için yaşanabilir bir hale gelmesi için uğraş veriyor.
Hikâye, 2016 yılında kuma gömülü yaşayan bir cins iri midye olan pinaların İspanya’da toplu olarak öldüğünü okumasıyla başlıyor. Ardından da Çanakkale Boğazı’ndaki pinaların ölümü geliyor.

Haberin Devamı

Her anlamda sürdürülebilir balıkçılık

Müsilajın 2019 yılında Marmara’ya sıçramasıyla toplu ölümlerin burada da devam etmesiyle de Mustafa Hoca soruna müdahil oluyor. Çevre Bakanlığı’nın desteğiyle 3 bin türün yaşadığı Marmara Denizi’nin pinalar ve deniz çayırları haritası hazırlıyorlar.
Amaç Erdek’te yaşayan ortalama ömrü 50 yıl olan 120 cm’e kadar büyüyen her biri bir saatte 56 litre deniz suyunu filtre edebilen pinaların sayılarının artması. Kısacası denize atıkları azaltırsak doğal arıtma tesisi gibi çalışan diğerleri de geri dönecekler.
Mustafa Sarı mayıs ayında da Müjde Başkale’nin resimleri eşliğinde deniz canlılarını tanıttığı “Umut Pina ve Pembe Karides” adlı çalışmasını Kocaman Balıkçılık’ın desteğiyle yayımlamış.
Umut Pina’nın, arkadaşları Pembe Karides’in, Yaramaz Vatoz’un, Mırmır’ın, Deniz Çayırı’nın evi Marmara Denizi’ndeki dostluklarının anlatıldığı çocuk kitabını aslında sadece çocuklar değil, bence gençler ve yetişkinler de okumalı.
Ki deniz kirliliği ve çözüm yöntemleri konusunda toplumsal farkındalık oluşmalı...

Yazarın Tüm Yazıları