Toprağa katma değer tarihe imza

Babaanne bir yandan evde ham bez dokur, öte tarafta ise zeytinyağı üretir.

Haberin Devamı

 

Dede, baba ve amcalar ise bu ürünleri pazarda satar. Denizli’den Aydın’a taşınan Şahin Ailesi, süreç içerisinde manifatura dükkanı, çırçır ve zeytinyağı fabrikası, akaryakıt istasyonu, otomotiv ile beyaz eşya bayiliği, iplik bobin tesisiyle işleri büyütür. 70’li yıllarda ise baba Ethem Şahin, aileden bağımsız tuğla üretimine başlar. Çekirdekten yetişen oğulları Yılmaz ile Mehmet Zeki Şahin ise 80’lerde İzmir Torbalı’da tuğla üretimiyle yeni bir girişimin fitilini ateşler. Şahtaş ile Şahin kardeşler 1992’de tarihi yapıların restorasyonunda kullanılmak üzere ürettikleri tuğlayla bir ilke imza atar. Ve, süreç içinde el yapımı ürünleriyle Şahtaş, yönünü yurtdışına çevirir. Bugün David Beckham’dan Shakira’ya kadar bir çok ünlü yıldızın malikanelerinde ürünleriyle yer alan Şahtaş, şimdi hem yeni fabrikası hem de fark yaratan ürünleri için gün sayıyor.

Haberin Devamı

Toprağa katma değer tarihe imza

 

ŞAHTAŞ... Gücünü, girişimcilik ruhunu babaannelerinden alan Yılmaz ve Mehmet Zeki Şahin kardeşler arasındaki uyumdan alan bir kurum. El yapımı ürünleriyle de rakiplerinden ayrışarak farkındalığını ortaya koyan bir şirket. Şahtaş Seramik ve Toprak A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Şahin ile şirketin kuruluş öyküsünden gelecek planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. Hikayenin bundan 94 yıl önce Denizli’nin Kale Tavas’ında başladığını aktaran Yılmaz Şahin, şöyle devam etti:

GİRİŞİMCİLİK BABAANNEDEN
“İşin fitilini babaannemiz ateşler. Ev şartlarında ham bez dokur. Zeytin hasat döneminde ise zeytinyağı sıkar. Dedem, babam ve amcalarım ise bu ürünleri pazarlarda satar. Tabii, Kale Tavas’ın ticaretten başka şans tanımayan coğrafi yapısı nedeniyle aile bir süre sonra yeni arayışa girer. Denizli, Aydın ve İstanbul seçenekleri üzerinde durulur. Tarım bakımından zengin olan Aydın’da karar kılınır. 40’lı yılların başında Aydın’a gelen aile, benzer işlere burada da devam eder. Bir süre sonra manifatura dükkanı açılır. Babam Ethem Şahin, bir yandan da amcalarının otelinde çalışır. Burada tanıştığı bir iş insanın ilaç yapımında kullanacağı papatyayı toplayarak önemli bir sermaye elde eder. Aile sırasıyla çırçır ve zeytinyağı fabrikası kurar. Akaryakıt istasyonu, iplik bobini fabrikası, otomotiv ve beyaz eşya bayiliği gibi yatırımlarla işler büyür. İzmir’de çeşitli ortalıklar yapılır.”

Haberin Devamı

Toprağa katma değer tarihe imza

SİMİT DE SATTILAR ŞEKER DE
Baba Ethem Şahin, bireysel olarak da yeni yatırımlar için koşuşturur. 1976’da Aydın’da faaliyet gösteren ve makine malı topraktan mamul tuğla üreten Aytopsan’a ortak olur. Yılmaz Şahin, o dönemi şöyle aktardı:
“Ben ve kardeşim küçük yaşta çalışma hayatına dahil olduk. Klasik, ama önce simit sattık. Anne tarafımız şekerciydi. Hem onların ürettiği ürünleri hem de ayçiçek yağı ve gazozu hafta sonları ile yaz tatillerinde kapı kapı gezerek sattık. Bunu hep babamın teşviğiyle yaptık, çünkü ticareti öğrenmemizi istiyordu. Sonra çırçır fabrikasına terfi ettik. Makineye pamuk verdik. Beyaz eşyada satış pazarlamada çalıştık. Harçlığımızı hep çalışarak çıkardık. Ben İngiltere’de makine mühendisliği, kardeşim ise Amerika’da üniversite eğitimine devam ederken babamız ‘tuğlada gelecek büyük’ diye, bizi Türkiye’ye çağırdı. 1986’da İzmir Torbalı’da Şahtaş A.Ş.’yi kurduk.”

Haberin Devamı

Toprağa katma değer tarihe imza

ÜNLÜLERİN MALİKANESİNDE
O yıllarda tuğlaya büyük bir talebin olduğunu aktaran Yılmaz Şahin, uzun süre seri üretimle bu talebe yanıt vermeye çalıştıklarını paylaştı. Yılmaz Şahin, “En büyük kırılmayı 1992’de yaşadık. Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda bulunan ve 1598’de yapıldığı tahmin edilen Kızlarağası Hanı’nın tuğlaları bize geldi. Uzun uğraşlar sonunda o tuğlaların birebir aynısın yaptık ve 550 bin tane eser ortaya çıktı. Tarihi eser tuğlası diye bir ürünü portföyümüze ekleyerek rakiplerimizden ayrıştık ve bir ilke imza attık. Selçuk Kalesi’nin tuğlalarını yaptık. Gelişen talepler doğrultusunda 1996’dan itibaren de yüzde 100 el yapımı tuğla, kiremit, kaplama tuğlası, terracotta yer karoları, restorasyon tuğla ve karoları üretiminde uzmanlaştık. Ve yönümüzü tamamen yurtdışına çevirdik. Mel Gibson’ın malikanesinin çatı kiremitlerini aslına uygun olarak üretip, iki yılda tadilatını yaptıktan sonra 2018’de Amerika’da en iyi restore edilen ev ödülü aldık. Beckham’ın şatosunun tuğlalarını, Shakira’nın evinin toprak saksılarını Şahtaş olarak biz ürettik. Yunanistan’da Akropol’ün, Amsterdam’daki iki bin yıllık tapınağın kiremitlerini birebir ürettik” diyerek Şahtaş’ın geldiği noktayı paylaştı.

Haberin Devamı


100 YILLIK GARANTİ

YOLA ilk çıktıkları yıllarda 25 çeşit ürün yaptıklarını ifade eden Yılmaz Şahin, bugün 2 binin üzerinde özel üretimleri olduğunu paylaştı. Çeşit anlamında dünyada rakipsiz olduklarını vurgulayan Şahin, “Karşımızda 300-400 yıllık firma var. Kilimiz çok kaliteli. Dünyada ilk üçte gösteriliyor. Amerika ve İngiltere başta olmak üzere 26 ülkeye ihracatımız var. Bunu 50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. 50 ile 75 yıl arasında da garanti veriyoruz. Amaç bunu 100’e çıkarmak. İhracat taleplerini karşılayabilmek için de 2018’de Torbalı Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni bir fabrikanın inşaatına başladık. İlk etap üretime geçti. Şimdi ikinci etap devam ediyor. Yeni tesislerle 20 milyon adet olan üretimimizi 60 milyona çıkaracağız. Bu arada, yeni ürün geliştirdik. Gökdelenlere bile kaplanacak bir tuğlamız var” diyerek gelecek planlarını paylaştı.

Haberin Devamı


TUĞLANIN YANINA SERA

BİR dönem seracılık alanında da faaliyet gösterdiklerini dile getiren Yılmaz Şahin, bunun nedenini şöyle aktardı: “Abhazya’da fabrika kuruyorduk. Tam makineler montaja gidecekken savaş çıktı. Fabrika savaşta bombalandı. Savaş sonrası alacağımıza karşılık sera ekipmanları verdiler. Onları satamayınca fabrikanın yanına 30 bin metrekare sera kurduk. Ve karanfil yetiştirip, Hollanda’dan Amerika’ya çeşitli ülkelere ihracata başladık. Seranın ısıtmasında da fabrikadan çıkan enerjiyi kullandık. Ama bir süre sonra destekler kalkınca verimli bir iş olmaktan çıktı. Bu kez organik domates ve salatalık yetiştirelim dedik. Onları da İngiltere’ye gönderdik. İlk etapta iyi para kazandık. Ama sonra hem kalifiye eleman eksikliği hem de bölgenin rüzgarlı havası, verim kayıplarına neden oldu. 10 yılın ardından da o işten çıktık. Tabii, serayla birlikte el yapımı saksı üretimi de yaptık. Ustamız vefat edince o işi de sonlandırdık, ama şimdi yeni bir usta bulduk ve tekrar başlıyoruz.”

KISA KISA

* “Bize çılgın kardeşler diyorlar” diyen Yılmaz Şahin, “Şahtaş bir aile şirketi. Mehmet Zeki, ihracata ben ise üretime bakıyorum. Üçüncü kuşak da işe dahil oldu” diyor.
* Yılmaz Şahin, Türkiye’de yapılan tarihi eser restorasyonlarının yüzde 80’ninde Şahtaş imzasının olduğunu aktardı.

Yazarın Tüm Yazıları