Ortak bir hayal kuramaz mıyız?

Tüm kimliklerimizden, etiketlerimizden soyunup sadece insan olarak herhangi bir yerde karşılaşmamız neredeyse imkansız.

Haberin Devamı

Türk-Kürt, Sünni-Alevi, zengin-fakir, kadın-erkek, Doğu-Batı arasındaki çizgilerin giderek koyulaştığı, artık neredeyse herkesin sadece ait olduğu kesimle değerlerinin örtüştüğünü düşündüğü bir dönemde iki kentte, Van ve Adana’da, toplum olarak ortak değerlerimizi ararken buldum kendimi.

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı’nın önce kendi kendine hayalini kurup sonra bu hayalini genişleterek başlattığı “Türkiye’nin Ortak Değerleri – Müştereklerimizi Keşfedelim, Geleceğe Birlikte Yürüyelim” projesi Ortak Değerler Hareketi’ne dönüşerek çeşitli buluşmalara ön ayak oldu.

Bu proje geçen yıl açıklandığında ortada bazı gözlemler, akil insanların görüşleri vs vardı. Ama yeterli değildi.

Üzerine, KONDA tarafından 1806 kişiyle birebir görüşerek Türkiye Değerler Araştırması yapıldı. Buradan çıkan sonuç ilginçti. Çünkü hangi kesimden ve kimlikten olursak olalım, önem verdiğimiz ve özlem duyduğumuz değerler neredeyse birbirinin aynısıydı.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz haftalarda Ortak Değerler Hareketi’nin önce Van’daki buluşmasına katıldım.

Farklı kesimlerinden farklı kimliklere sahip bir salon dolusu insan 10’ar kişilik masalara dağılıp hep birlikte bir kutu oyunu oynadık.

Ben sadece kadınlardan oluşan bir masaya oturdum. Önce her birimiz bizim için en önemli olan değerleri seçtik ve neden bunları seçtiğimizi anlattık.

Sonra anılar paylaştık, birlikte hikayeler yazdık; anılarımızın ve hikayelerimizin değerimizle örtüştüğü oranda puan aldık.

Ama kim kazandı, unuttuk sormayı.

Anılar ve hikayeler içinde bırakın birbirimize karşı önyargılı olmayı, bunun kazananı olan bir oyun olduğu bile aklımızdan uçtu gitti.

Bizim masada öne çıkan ortak değer komşuluk, anlatılan anılar ve hikayeler ya evden ya mahalledendi.

Türkiye’de yapılan araştırmalara göre toplumun yüzde 80’i “Başka siyasi partiye oy verenle komşu olmak istemem” diyor.

Van’daki salonda her siyasi partinin seçmeni insan vardı; belki hayatın başka alanlarında yan yana gelmeyecek insanlar da vardı. Ama önyargının ortadan kalktığı bir ortamda onlara baktığımda, o salonda herkes herkesle komşu olurdu! 

Haberin Devamı

Adana’da ise gençlerin masasına oturdum. Yeni neslin toplumsal hassasiyetleri hemen kendini gösterdi. Adalet, insan hakları, çevre hassasiyeti, eşitlik gibi değerler masaya ağırlığını koydu.

Hikayeler okul ve çalışma hayatından geldi. Bu masa rekabetçiydi de; aramızda oyunu kazanmak isteyenler vardı. Masalarda belki farklı şeyler konuşuldu ama hiç siyaset konuşulmadı.

Konu değerler olunca siyaseti karıştırmak elbette tercih edilmezdi ama yasak da yoktu.

Demem o ki, insanların aklına siyaset konuşmak bile gelmedi, canı çekmedi, içinden geçmedi.

Siyaset dili ne de olsa sıklıkla birleşmeye değil, ayrışmaya hizmet ediyor. Siyasi iklimimiz değerlerimizin yeşereceği toprağı oldum olası vermiyor.  

Haberin Devamı

Bu toplumun farklı görüşlere sahip bireyleri olarak, epeydir siyasi ideolojilerin gölgesinde sadece farklılıklarımızı konuşuyor, dert ediniyoruz.

Böyle bir ortamda insan sanki hiçbir ortak yanı kalmamış gibi hissedebiliyor.

Gerçekte tam olarak da öyle olmadığını görmek bana çok iyi geldi.

Ortak Değerler Hareketi’nin amacı yavaş yavaş büyüyerek ülkemiz toplumuna ortak bir hayal kurdurmak.

Ya da belki var olan ama unuttuğumuz ortak Türkiye hayalini hatırlatmak.

 

Yazarın Tüm Yazıları