İkinci bir şans

Şanlıurfalı Mehmet Sırrı Aygün bir kader mahkumu.

Haberin Devamı


Hikayesini, babası Suphi Aygün’ün urfaobjektif.com’a yolladığı mektuptan öğrendim.
Aygün, 2007’de, miras nedenli çıkan kavgada amcasını öldürüyor.
Duruşmada amcalarının kendisini tehdit ettiğini ve öldürmek gibi bir amacının olmadığını söylüyor, “Kendimi savunmak için bu eylemi yapmak zorunda kaldım” diyor.
Ama mahkeme ikna olmuyor ve 16 yıl hapis cezası alıyor.
Cezası 2023’te bitecek.
Herkes ikinci bir şansı hak eder mi bilmiyorum ama...
Aygün’ün cezaevindeki
çabası boş değil.
Babasının “Oğlum kendini ıslah etme azmi ile cezasını çekme kararlılığını gösterdi” dediği Aygün, lise eğitimini tamamlayamadan girdiği cezaevinde önce lise diplomasını aldı.
Ardından, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nü onur belgesiyle bitirdi.
Bununla da kalmadı; yüksek lisans için ALES sınavına girdi ve işletme üzerine yüksek lisans yaptı.
Yetmedi, ikinci üniversitesini de bitirdi ve geçen yıl Adalet Bölümü’nden mezun oldu.
Babası anlatıyor: “Kütahya açık cezaevine geçince Dumlupınar Üniversitesi Büro Yönetimi Bölümü’nü okudu, bu arada ‘Oysa Olgunlaşmamışım’ isimli ilk kitabını yazarak yazar oldu!
Bununla da kalmadı. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir staj başlatma sınavına girerek, cezaevi tarihinde birinci girişinde bu sınavı kazanan ilk mahkum oldu.”
Aygün sınava girdi ve kazandı.
Ama bu sınavı kazanmak yetmiyor, 3 yıl staj yapması da gerekiyor.
Adalet Bakanlığı’nın herhangi bir genelge, tüzük, yönetmelik ve yönergesinde bu tür bir stajın yapılması ile ilgili yasal hüküm olmadığı için staj başlatma izni ilgili mercilerce reddediliyor.
Baba Aygün haklı olarak “Madem stajına müsaade edilmeyecekti, o zaman neden sınava girmesine izin verildi?” diye soruyor ve ekliyor:
“Cezaevi tarihinde ilk kez bir hükümlü bu sınavı kazandığı için uygulamada sıkıntı yaşıyoruz. Kaldı ki, oğlum bu stajı yapamazsa binbir zorlukla kazandığı sınav iptal olup boşa gidecek!”

Bilgi doğada

Haberin Devamı

Eğitim ve öğretim okul veya üniversite binaları ile sınırlı değildir, olamaz.
İstanbul Bilgi Üniversitesi bundan hareketle “Bilgi Doğada” adlı bir yaz okulu düzenledi.
Çanakkale Ayvacık’a bağlı Güzelköy’de 22 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen yaz okulunda çevre, doğa ve kırsal yaşamla tematik bağı olan ders içerikleri pratikle zenginleştirildi.
Bu sayede, öğrenciler alışık oldukları hayatın dışında bir hayatı da görüp tanıma fırsatını elde ettiler.
“Kültür, Mekan ve İnanç”, “Çevre Çalışmaları”, “Doğa ve Temsilleri” başlıklı derslerde öğrenciler köy yaşamıyla ilişki kurdular; köyün kültürel ritüellerini tecrübe ettiler; çevre, doğa ve kırsal yaşam hakkında farkındalık sahibi oldular.
Kültürel etkileşim ve doğayı tanıma ile yakından bağlantılı derslerin bazı bölümleri köyde bulunan ormanlık arazilerde gerçekleşti.
Keşke diğer okullar da benzer kamplar düzenlese; çocuklar ve gençler doğaya yabancı insanlar haline gelmese.

Yazarın Tüm Yazıları