Kırılma noktası

Dünyanın efendisi insanın tarih boyunca yolculuğunun tüm kırılma noktaları savaşlar olmuştur...

Haberin Devamı

Din, ırk, toprak, mezhep ve altın için yapılan tüm savaşların sonucunda bir taraf zafer kazanırken diğer taraf mağlubiyetin yaralarını sarmakla gün tüketmiş...

“Savaşların kazananı yoktur” dediklerine kendimizi fazla inandırmayalım...

Çünkü savaşlar sonunda ülkeleri ya büyütür ya da küçültür...

*

Trump her gün yeni bir savaşın fitilini ateşliyor.

Ve dünyayı yeniden büyük kutuplaşmanın eşiğine doğru sürüklüyor.

1964 yılında ABD Başkanlık
seçimlerinde yarışan başkan adayı
Lyndon B. Johnson televizyondaki konuşmasında halkına diyor ki:

Önümüzde iki seçenek var. Ya tüm çocukların yaşayabileceği ya da karanlığa karışıp gidecek bir dünya... Ya birbirimizi seveceğiz ya da ölüp gideceğiz.

*

Bugün gelinen noktada, varsa yoksa savaş...

“Küresel sorunlara küresel cevaplar gerek” diyen Yuval Noah Harari, ‘21. Yüzyıl İçin 21 Ders’ adlı kitabında ilginç bir soruyu gündeme getiriyor:

Haberin Devamı

Yaşadığımız çaresiz küresel krizin çözümü geleneksel milliyetçiliğe geri dönmekte mi yatıyor?

*

 “Madem artık insanlık ortak zorluklar ve fırsatlardan nasibini alan tek bir medeniyetten ibaret, neden İngilizler, Amerikalılar, Ruslar ve pek çok başka zümre milliyetçiliğin kabuğuna çekilme eğilimi gösteriyor?” diyerek küreselleşmenin geldiği noktayı özetleyen Harari soruyor:

Küreselleşme bunca soruna yol açıyorsa niye vazgeçmiyoruz?

*

Johnson’ın sorusunun günümüzde 1964’tekinden daha çok geçerli olduğunu vurgulayan Harari:

İnsanların bir arada yaşayabileceği bir dünya mı yoksa hep beraber karanlığa boğulacağımız bir dünya mı kuracağız?

*

 “Trump, Putin gibi liderlerin kabineleri milli duygularımızı körükleyerek dünyayı kurtarabilir mi?” sorusunu dünya gündemine taşıyan Harari:

Yoksa yaşanan milliyetçilik akımı yüz yüze geldiğimiz çetin küresel sorunlardan kaçmanın bir yolu mu?

*

Küreselleşmenin tüm faydalarından nedense küresel güçler yararlanıyor.

Diğer tüm küçük devletler büyüklerden sopa yiyerek evlerine dönüyor ve adeta kabuğuna çekiliyor...

Harari’nin “Rusya ve ABD yeni bir nükleer silahlanma yarışında, son dönemlerin zor edinilmiş kazançlarını ortadan kaldırıp bizi yine nükleer felaketin kıyısına getirecek yeni kıyamet makineleri geliştiriyorlar” dediği tehlikeli bir gidişin dönemecindeyiz...

*

Haberin Devamı

Avustralya kıtasında yanan milyarlarca ağaç gibi insanlar da her yerde öldürülüyor...

Rejimler, küresel güçler yeni bir yol ayrımında geziniyor bize göre...

Geri alınamaz bir kalıcılık formülü bulunamayacak galiba...

Yazarın Tüm Yazıları