Mesela evlilik programları da diziler gibi ‘sadece dijital’ olsa?

Geçen hafta KHK kararıyla evlilik programları yasaklandı, helal Tinder’a ayrılan sürenin sonuna geldik. Gündüz kuşağı sessiz, gündüz kuşağı yalnız... Altın günü ortamlarında “Allah aşkına kim izliyor bunları? Rezalet!” deyip yalnızken gözünü ekrandan ayırmayan Hatice Teyze’m, yastığı ısırıp ağlıyor şu an evin boş odalarında… 22 yaşındaki Nermin geleceğinden endişeli; “Ne yaparım şimdi ben? Camdan sarkıp ‘SSK’sı olan var mıııı?!’ diye mi bağırayım?” diye soruyor kendine; gözleri dolu dolu… Mazot üreticileri, beyaz gömlek imalatçıları, erkekler için ‘yanak üstü + boğaz + kaş arası’ lazer epilasyon kampanyası başlatan girişimciler; herkes ama herkes tedirgin…

Haberin Devamı

Ama her son bir başlangıç değil midir zaten?

Elimizde Masum ve Fi gibi çok güzel iki örnek var. Onlar da yasaklar arasında yeşeren kardelenlerimiz bir bakıma… Yıllar sonra balkonda içki içen birini izledik mesela bir dizide... Ve öğrendik ki; insanlar gerçekten de sevişiyorlarmış. Üstelik iki dakika boyunca keman eşliğinde birbirlerine bakmalarına da gerek yokmuş iletişim kurmak için; üç saatte değil 50 dakikada mevzu çok net anlatılıyormuş.

START-UP’I OLSUN, ÇOK KURUMSAL BİR TİP OLMASIN…

Ya bir düşünsenize evlilik programlarının da dijitalleştiğini ve bütün yasaklardan azade olduğunu?

Çok ilginç şeyler yaşamaz mıyız?

‘Çay içmeye çıkmak’ tarih olurdu herhalde. “Tamam detayları birer içki içerek konuşalım…” diyebilirdi mesela çiftler. Bununla birlikte ‘elektriğin uyuşmama’ sebepleri de çeşitlenebilirdi: “Esra Hanım, ocak başındayız, adana söyledik… Beyaz şarap istedi. Benim ailem Adanalı. Nasıl derim ‘Damadınız bu’ diye?”

Haberin Devamı

SSK sevdasına inat; SSK’sı olmayan ama ayda 20 bin lira kazanan freelance yazılımcı kardeşimiz, ortamın kralı olurdu be! Çünkü ortam zaten çok free: “Valla Esra Hanım… Gelecek vadeden bir start-up’ı olsun. 5 yıl içinde yatırım alacağına kesin gözüyle bakılsın. Mümkünse ömrümüzün bir döneminde San Francisco’da yaşayalım. Açıkçası benim damat adayı profilim böyle…”

SENCE NEDEN BOŞAMIŞ OLABİLİRİM?

Peki, ya cinsel mevzular konuşulabilse? Uuu!

Mesela ismini vermek istemeyen bir eski eş canlı yayına bağlanıp flaş iddialarla stüdyoda gergin anlar yaşatır mıydı: “Bak güzelim. Kulaklarını aç, beni dinle; yakma kendini… Adam dünya yakışıklısı, parası pulu da var; görüyorsun akıllı kibar bir tip… Allah aşkına bir düşün! SENCE NEDEN BOŞAMIŞ OLABİLİRİM BEN BUNU? Teşekkür ediyorum, stüdyodaki herkese sevgiler…”

Kriterlerle ilgili çok daha dürüst bir seviyeye çıkılabilirdi: “Arkadaşlar… Açıkçası benim bir Avrupa Birliği pasaportuna ihtiyacım var. Buradan gurbetçilerimize sesleniyorum!”

KANALIMA HOŞ GELDİNİZ!

Şöhret olma arzusu da çok daha dürüst yaşanırdı…

Mesela bir gelin veya damat adayı tam mevzunun ortasında kameraya dönüp: “Arkadaşlar bu arada şuraya bir yere Youtube kanalımın linkini koyuyor rejiden arkadaşlar. Kanalıma şimdiden hoş geldiniz öncelikle… ‘Görür görmez kancayı takmanız gereken 7 mükemmel eş adayı’ diye bir video hazırladım. İzledikten sonra nolur ama noluuur yorum bırakmayı unutmayın! Çok teşekkürler, kalp kalp kaaaalp” diyebilirdi.

Haberin Devamı

Ha bu arada; sizler de köşeme hoş geldiniz.. Salı-Cuma buralardayım artık ben. Bilesiniz. 

Yazarın Tüm Yazıları