Tekrar hoşgeldin korona anksiyetesi

Geçen yıl bu zamanlar ‘karantina sonrası yapacaklarım’ listeleri hazırlıyordum. O listeye dönüp baktım, başarı yüzdesi yerlerde sürünüyor. Motivasyon desen o da bitmiş. Elimde kala kala, durup durup tekrar hortlayan korona anksiyetesi kalmış.

Haberin Devamı

Tekrar hoşgeldin korona anksiyetesi

Bundan yaklaşık bir yıl önce korona günleri yeni başlamışken sizlere korona sonrası için planlarımı listelemiştim. Bir yıl sonra hâlâ hiçbir şeyden çıkamadığımız, tam tersine korona anksiyetesinin aynen geri geldiği göz önüne alınırsa bu listenin üzerinden bir geçip boyumuzun ölçüsünü ne kadar aldığımızı görmemizin yeridir, zamanıdır diye düşünüyorum.

Mesela demişim ki “Beslenmeden mustaribim”. “Çıkınca seni bir daha göremeyeceğim karbonhidrat” diye de devam etmişim. Bir hedefe bu kadar uzak düşülür. Tamam, pandemiden çıkamadık ayrı ama insan biraz olsun durumla barışır da bari pandemi içinde bazı şeylere tekrar çekidüzen vermeye çalışayım der. Yok! Her sabaha “Merhaba poğaçacı” diye başlıyor, çılgın gibi poğaça yiyorum. Beslenme işini düzeltmeye dair tüm ümitlerimi çöpe attım.

Haberin Devamı

Sosyalleşme işinde “Çevrimiçi sosyalleşmeden hiç şikâyetçi değilim” gibi bir açıklamam olmuş. “Bunu karantina sonrası da sürdürebilirim” demişim. Bu konuda fikrim de ihtiyaçlarım da değişti. Artık hiç sosyalleşmesem de olur bir noktadayım. O gün geldiğinde yaşam koçu tutup tekrar sosyal beceriler kazanmaya çalışmam lazım.

Lakin geçen gün okuduğum üçüncü sayfa haberine göre de yaşam koçları ayda 40 bin lira kazanıyormuş. Ben sosyalleşme becerisi edinmeye böyle paralar ödemem.

Yani gelecek yıl bu zamanlar listeyi tekrar kontrol ederken muhtemelen sosyalleşme kelimesinin anlamını bile unutmuş olacağım. Parti üyesi olup kongrelere falan katılabilirim gerçi. Gördüğüm kadarıyla en sosyal ortamlar oralarda dönüyor şu aralar.

“Evden çalışma işine fazlasıyla alışmış olacağım ve ofise gitmek bana lüzumsuz gelmeye başlayacak” demişim. Valla şimdi tıpış tıpış gidiyorum işe. İş hayatımıza düzenli PCR testi olmayı ekledik sadece. Bu konuda da yanılmış, öngörülerimizi sahanın dışına doğru atmışız hep.

Herkes ekmek yapıyordu o günlerde. Marketlerde maşa bulunmuyordu. “Azmettim, ben de ilk gördüğüm yerde alacağım, er geç alacağım, yapacağım son şey olsa bile eve maya dolduracağım” demeye getirmişim. Almadım.

Haberin Devamı

Sonra otura otura patates olmaktan, havuç olmaktan yakınmıştım. Hiçbir ilerleme kaydedilmeyen bir diğer konu da haliyle bu. Ayrıca siz patatesliğe doğru bir adım atınca patateslik size doğru 10 adım atıyor. Sportif kişiliğimi kaldırdığım rafın yerini bile unuttum. Acaba nereye koymuştum ben bunu noktasındayım.

Haydi eller havaya!

“Haydi bakalım cumartesi günleri biraz sokağa çıkabilirsiniz” kararı geldiğinde bu listeye bir göz atıp “Haydi şimdi bütün eller havaya, silkinip kendimize geliyoruz” demek istedim. Lakin tablo gördüğünüz gibi. Motivasyonum da arka arkaya gelen şu il kırmızıya döndü, bu ilde vakalar katlandı haberleri ve Fahrettin Koca’nın ‘Tedbirlere özen göstermiyorsunuz, sonra böyle oluyor işte’ imalı tweet’leriyle beraber uçtu gitti. Kala kala, elimde durup durup tekrar hortlayan virüs gerginliği kaldı.

 

Yazarın Tüm Yazıları